Suriye’de ve Orta Doğu’da Ümmetin ve mazlumların umudu olan Türkiye’ye rağmen oyun kurulamayacağını herkes bilmelidir.
İslam Coğrafyası yüzyıl önce Sykes-Picot Antlaşmasıyla cetvelle küçük küçük devletçiklere bölündü. Bu devletçiklerin başlarına Londra’dan Kraliyet Kararnameleriyle kukla liderler atandı. Halkından kopuk kukla rejimler; Ümmete açlık, susuzluk, fakirlik, gözyaşı ve kandan başka bir şey yaşatmadılar. Orta Doğudaki emellerinden hiçbir zaman vazgeçmeyen emperyalistler, son çeyrek asırdır bölgede kullandıkları vekil güçler vasıtasıyla ümmetin birleşme girişimlerine ket vurmaya çalışmaktadırlar.
Bu yüzyılda Orta Doğu’da haritalar yeniden çizilmeye başlandı. Irak, fiili olarak üçe bölünmüş durumda. Suriye sahası, emperyalistlerin ve vekil güçlerin cirit attığı bir alana dönüştü. Suriye’ye 10.000 km uzaklıkta bulunan ABD, Suriye’ye kara sınırı bulunmayan Rusya ve İran ve onların vekil güçleri Suriye topraklarında bulunuyor.
Halkını kimyasal silahlarla katleden Esad’ın, Suriye’de meşrutiyeti kalmamıştır. Esad’ın zulmünden dolayı 3 milyonu Türkiye’de olmak üzere toplam 13 milyon Suriyeli başka ülkelerde sığınmacı olarak yaşıyor. Nerdeyse Suriye nüfusunun yarısından fazlası kendi topraklarının dışında yaşamak zorunda kalmıştır.
Suriye’nin kaderini ne emperyalist güçler ne de vekil güçlerin belirleme yetkisi ve salahiyeti bulunmamaktadır. Suriye’nin kaderini 25 milyon Suriyeli belirleyecektir.
Suriye’deki iç karışıklığın çözüme kavuşturulabilmesi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 18 Aralık 2015'te oy birliği ile kabul ettiği 2254 sayılı kararın uygulanmasıyla mümkündür. Bu kararda Suriye’nin coğrafi bütünlüğü çerçevesinde tüm Suriyelilerin katılımlarıyla BM gözetiminde özgür, adil ve şeffaf seçimler yapılarak Suriye halkının iradesiyle bir hükümetin kurulması öngörülmektedir.
Suriye’ye 911 km kara sınırına sahip Türkiye, Suriye’de ve Orta Doğu’da oldubittilere asla müsamaha göstermeyecektir. Orta Doğu’da Türkiye’ye rağmen oyun kurulamayacağını herkes bilmelidir. Türkiye’nin güvenliğini yakından ilgilendiren Suriye’deki gelişmeler karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin duyarsız kalması beklenilemez.
Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan, son iki günden beri başta ABD ve Rus mevkidaşları olmak üzere Orta Doğu ve Batılı ülkelerin mevkidaşlarıyla yoğun bir telefon trafiği sürdürmektedir. Bugün de İranlı mevkidaşını Ankara’da ağırlayacaktır.
Her şeye rağmen Türkiye’nin uzattığı dost ele karşın Esad, rejim güçlerinin boşalttığı bölgeleri terör örgütlerine bırakma planını devreye soktu. Bunun üzerine Suriye Milli Ordusu, Özgürlük Şafak Operasyonuyla topraklarını teröristlerden kurtarma hareketini başlattı. Suriye Milli Ordusu mensupları, tekbirlerle Halep Emevi Camii'ne girip şükür namazı kıldı. Tel Rıfat kurtarıldı. Sırada Münbiç ve yerli halka zulüm yaşatan terör işgalindeki diğer bölgeler var.
Yüzyıl önce Osmanlı Askerleri Halep Kalesine “Vatan” yazmışlardı. Bugün yine aynı ruhla Halep Kalesinde ümmetin ve mazlumların sığınağı ve umudu olan şanlı ay yıldızlı bayrağımız gururla dalgalanmaya başladı.
İslamın son kalesi Türkiye. Ümmetin umudu Türkiye. Mazlumların ümidi Türkiye…