Bu cümle sevgili Prof. Dr. Ekrem Algün hocamdan. Dün gece geç saatlerde alınan sokağa çıkma yasağı tüm yurtta ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlandı. Halk, kararı sokaklara dökülerek kutladı.
Şaka mısınız Allah aşkına!
48 saat dayanacak gücünüz yok muydu? Evde o kadarcık bile yiyeceğiniz olmaz mı? Diyelim ekmeğiniz yok, komşunuz da mı yok? Nerede kaldı o eski dayanışma ruhu? Hiç unutmam 1974’teki Kıbrıs Barış harekâtı sırasında, işi gereği il dışına çıkması gereken bir komşumuz, eve kadar gelip rahmetli büyük babama, “Ben gidiyorum, bizimkiler size emanet” demişti. Sahi o günler çok geçmişte mi kaldı?
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’ndan bir hoca, “karı kürekle temizliyorduk, şimdi çığ geldi” diyor. Belki İçişleri Bakanlığı kararı almada bir zamanlama hatası yaptı; sizin aklınız neredeydi? Adı üstüne “sokağa çıkma yasağı”… Bu karar, sokağa çıkarak mı karşılanır? Evde hiç paniklemedik. Zaten günlerdir, temel ihtiyaçlarımız dışında sokağa çıkan yok; maaile evdeyiz yani. Karar açıklanınca da sükunetle karşıladık. Çünkü aç kalmayacağımızı biliyorduk. Kaldı ki bir iki gün aç kalacak olsak da ölmezdik.
Bu yüzden birkaç saat ekmeksiz, sigarasız, birasız kalsaydınız bir şey olmazdı ama yine kaybettik. Şimdi, dün gece yasaktan birkaç saat önce sokaklara dökülenler için, 14 günlük karantina konuşuluyor. Umarız, dün geceki hengameden sonra, vaka sayısında ve ölüm oranlarında bir artış görülmez.
Aslında bambaşka bir yazı ile karşınıza çıkacaktım ama hal böyle olunca yazı konusu da değişti doğal olarak. Aceleciliğimiz, rızkımızın kesileceği korkusunu ve daha bir çok olumsuz düşüncelerin nasıl kafalarınıza üşüştüğünü görünce insan dayanamıyor işte…
Anlaşılan, birkaç ay daha evde kalmaya devam edeceğiz. Bilim Kurulu Üyesi KTÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi değerli dostum Prof. Dr. Tevfik Özlü’nün ifade ettiği gibi, daha uzun süre evde kalacağız galiba. Evde mutlu olmanın yollarını araştıralım şimdiden. Bizde bu kafa olduktan sonra, dışarı zor çıkarız.
Daha güzel günlere inşallah…
Muhabbetle efendim!