Tahir ORHAN
Köşe Yazarı
Tahir ORHAN
 

O ÖVGÜYÜ ÇOK HAK EDİYOR

Bu yazımda müsaadenizle bir kişiyi biraz öveceğim. Fakat bilesiniz ki o bunu çok hak ediyor. Selçuk Bayraktar’dır konumuz efendim. Çok çok eskilerden başlayıp bugünlere gelen bir çizgi ve bu çizgiden hiç sapmadan yoluna devam eden bir kişidir o. Hiç şımarmadığı gibi, devletin en üst makamına damat olduğu halde devlet katlarında hiç görünmemekle de, büyük bir imtihan veriyor. İHA’lar, SİHA’lar onun eseri … Terörle mücadelede ve dış operasyonlarda artık ABD veya İsrail’den istihbarat almıyoruz. Yerli araçlar kullanılıyor ve çok da başarı elde ediliyor. Cezeri adıyla bir uçan araba peşindeymiş Bayraktar, daha doğrusu Baykar şirketi. Çünkü adam bu işi özel şirketi marifetiyle yapıyor ve hiçbir devlet gücünü kullanmıyor. Aşağıda özgeçmişinden bir pasaj alıyorum. Yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra çalışmaları esnasında göstermiş olduğu üstün başarılardan dolayı  MIT (Massachusetts Institute of Technology)’de burslu olarak yüksek lisans-doktora teklifi almıştır. MIT’deki eğitimi sürecinde İnsansız Helikopter Sistemlerine agresif manevra yapma kabiliyeti kazandıracak otomatik uçuş kontrol algoritmaları alanında çalışmalar yürütmüştür. 2006’da MIT Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünden ikinci yüksek lisans diplomasını almıştır. MIT sonrası Georgia Institute of Technology’de (Georgia Tech) devam ettiği doktora çalışmalarını 2003 yılında Baykar bünyesinde başlayan milli ve özgün insansız hava aracı teknolojileri geliştirme faaliyetlerini yürütmek için dondurarak 2007’de Türkiye’ye dönmüştür. Türkiye’ye döndükten sonraki faaliyetlerini biliyoruz. Neden bunları yazıyorum? Başta bilinmelidir ki, bu adamı hiç tanımam; hiçbir şekilde, hiçbir yerde karşılaşmadık. Karşılaşırsak onu tebrik etmek boynumuzun borcudur. Çünkü bizim gibi henüz kalkınmasını tamamlayamamış ülkeler için bunlar bulunmaz değerdedir. Bu ekip, gelecekte Türkiye için daha büyük hayaller geliştirebilir. Tabii ki rahat bırakılırlarsa… Bu arada meraklıları için söylüyorum. Selçuk Bayraktar’ın, üçü hava araçları, biri de sağlıkla ilgili 4 patenti bulunuyor. Bunlara ne oluyor? ABD’de kasım ayında seçimler var. Kasımda kazanan kişi, 20 Ocak 2021’de yönetimi ele alacak. Ancak görünen o ki, seçimler zorlu geçecek. 4 yıl öncesini hatırlayın. Seçimlere hile karıştı, Rusya ABD seçimlerinde rol oynadı falan dedikoduları yapıldı. Elin oğlunun seçimi değil derdimiz. O seçimle ilgili bir iç siyasete Türkiye’yi konu etmeleri bizi rahatsız ediyor. Trump kaybederse iktidarı bırakıp bırakmayacağı konusu tartışılırken “Türkiye’de değilsiniz” mealinde bir cümle sarf etti Biden’in adamlarından biri, daha doğrusu Nancy Pelosi denilen kadın. İşte bu çok çirkin. Onlarda demokrasi varmış, bizde yokmuş… Peh peh; Ortadoğu’ya da götürmüştünüz o demokrasinizi. Sevsinler... Musa nickiyle yazan okurumuz, adını soyadını yazmadığı için nasıl hitap edeceğimi bilemedim. Geçen yazımıza yorum göndermiş. Kendince bizi haşlamaya çalışıyor ama bizi anlamadığı anlaşılıyor. George Washington’a ABD’nin babası diyor ki, onlar öyle görmüyor. Adını başkentlerine vermişlermiş. Biz Atatürk adının bir şehre veya başkente verilmesine karşı mı çıkmışız? Tam tersine, olur olmadık her yere verilmesinin, o ismi ayağa düşürdüğünü söylüyoruz ki, bunun yanlışlığını kim ispatlayabilir? Yarın bir gün adamın biri umumi tuvalet yapsa ve ona Atatürk adını verse ne diyeceğiz? Geçmişte Atatürk adını kullanıp devlet arazilerini yağmalayanları, heykelini dikip, gecekondu mahallesi kuran uyanıkları biliriz. O yüzden Musa kardeşim, yazımızın tümünü okuyup anlamakla daha doğruyu bulabiliriz kanaatindeyim. Saygıyla… Muhabbetle efendim!
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2020 - Pazar

O ÖVGÜYÜ ÇOK HAK EDİYOR

Bu yazımda müsaadenizle bir kişiyi biraz öveceğim. Fakat bilesiniz ki o bunu çok hak ediyor.


Selçuk Bayraktar’dır konumuz efendim.


Çok çok eskilerden başlayıp bugünlere gelen bir çizgi ve bu çizgiden hiç sapmadan yoluna devam eden bir kişidir o. Hiç şımarmadığı gibi, devletin en üst makamına damat olduğu halde devlet katlarında hiç görünmemekle de, büyük bir imtihan veriyor.


İHA’lar, SİHA’lar onun eseri … Terörle mücadelede ve dış operasyonlarda artık ABD veya İsrail’den istihbarat almıyoruz. Yerli araçlar kullanılıyor ve çok da başarı elde ediliyor.


Cezeri adıyla bir uçan araba peşindeymiş Bayraktar, daha doğrusu Baykar şirketi. Çünkü adam bu işi özel şirketi marifetiyle yapıyor ve hiçbir devlet gücünü kullanmıyor.


Aşağıda özgeçmişinden bir pasaj alıyorum.


Yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra çalışmaları esnasında göstermiş olduğu üstün başarılardan dolayı  MIT (Massachusetts Institute of Technology)’de burslu olarak yüksek lisans-doktora teklifi almıştır. MIT’deki eğitimi sürecinde İnsansız Helikopter Sistemlerine agresif manevra yapma kabiliyeti kazandıracak otomatik uçuş kontrol algoritmaları alanında çalışmalar yürütmüştür. 2006’da MIT Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünden ikinci yüksek lisans diplomasını almıştır. MIT sonrası Georgia Institute of Technology’de (Georgia Tech) devam ettiği doktora çalışmalarını 2003 yılında Baykar bünyesinde başlayan milli ve özgün insansız hava aracı teknolojileri geliştirme faaliyetlerini yürütmek için dondurarak 2007’de Türkiye’ye dönmüştür.


Türkiye’ye döndükten sonraki faaliyetlerini biliyoruz.


Neden bunları yazıyorum? Başta bilinmelidir ki, bu adamı hiç tanımam; hiçbir şekilde, hiçbir yerde karşılaşmadık. Karşılaşırsak onu tebrik etmek boynumuzun borcudur. Çünkü bizim gibi henüz kalkınmasını tamamlayamamış ülkeler için bunlar bulunmaz değerdedir.


Bu ekip, gelecekte Türkiye için daha büyük hayaller geliştirebilir. Tabii ki rahat bırakılırlarsa…


Bu arada meraklıları için söylüyorum. Selçuk Bayraktar’ın, üçü hava araçları, biri de sağlıkla ilgili 4 patenti bulunuyor.


Bunlara ne oluyor?


ABD’de kasım ayında seçimler var. Kasımda kazanan kişi, 20 Ocak 2021’de yönetimi ele alacak. Ancak görünen o ki, seçimler zorlu geçecek. 4 yıl öncesini hatırlayın. Seçimlere hile karıştı, Rusya ABD seçimlerinde rol oynadı falan dedikoduları yapıldı. Elin oğlunun seçimi değil derdimiz. O seçimle ilgili bir iç siyasete Türkiye’yi konu etmeleri bizi rahatsız ediyor.


Trump kaybederse iktidarı bırakıp bırakmayacağı konusu tartışılırken “Türkiye’de değilsiniz” mealinde bir cümle sarf etti Biden’in adamlarından biri, daha doğrusu Nancy Pelosi denilen kadın. İşte bu çok çirkin.


Onlarda demokrasi varmış, bizde yokmuş… Peh peh; Ortadoğu’ya da götürmüştünüz o demokrasinizi. Sevsinler...


Musa nickiyle yazan okurumuz, adını soyadını yazmadığı için nasıl hitap edeceğimi bilemedim. Geçen yazımıza yorum göndermiş. Kendince bizi haşlamaya çalışıyor ama bizi anlamadığı anlaşılıyor. George Washington’a ABD’nin babası diyor ki, onlar öyle görmüyor. Adını başkentlerine vermişlermiş. Biz Atatürk adının bir şehre veya başkente verilmesine karşı mı çıkmışız? Tam tersine, olur olmadık her yere verilmesinin, o ismi ayağa düşürdüğünü söylüyoruz ki, bunun yanlışlığını kim ispatlayabilir? Yarın bir gün adamın biri umumi tuvalet yapsa ve ona Atatürk adını verse ne diyeceğiz? Geçmişte Atatürk adını kullanıp devlet arazilerini yağmalayanları, heykelini dikip, gecekondu mahallesi kuran uyanıkları biliriz. O yüzden Musa kardeşim, yazımızın tümünü okuyup anlamakla daha doğruyu bulabiliriz kanaatindeyim. Saygıyla…


Muhabbetle efendim!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi