Azerbaycan’ın 28 yıldır işgal altındaki toprakları Karabağ’da geçen yıl kısmen elde edilen zaferin yeterli olmayacağını, işin tamamen bitirilmesi gerektiğini o günlerde yazmıştık. Çünkü yaranın cerahatini tam boşaltmazsanız hastalık yeniden nükseder. Hatırlarsanız, ilk başlarda tamamen ilgisiz görünen ve hatta Türkiye’nin yanında bile sayılabilecek açıklamalar yapan Rusya’nın, aslında gizli bir Ermeni sever olduğunu da belirtmiştik. Nihayet Karabağ toprakları tam bağımsızlığına kavuşturulacakken, Rusya usta bir manevrayla Türk tarafını durdurdu. Sonra uzlaşma masası kuruldu ve Rusya’nın istediği oldu; Ermeniler kurtuldu. Zaten hedefleri buydu. Yoksa Azerbaycan’ı düşündüklerinden değildi bu. Öyle olsaydı, Azerbaycan’ın yüzde yirmisini oluşturan Karabağ toprakları, kanunsuzca işgal edilirken sesini çıkarırdı.
Bir işe başladığınız zaman sonunu getirmezseniz işte böyle başınız ağrır. Önceki gün Ermeni askerleri, sınır birliklerine saldırdı. Bazı kaynaklara göre 3 asker, Ermenilerin iddialarına göre ise 15 Ermeni askeri öldü. Her ne olursa olsun, Ermenistan’ın, bir başka ülkeden cesaret alarak bu tür saldırılarda bulunması yanlış ve tehlikeli. Azerbaycan cephesinden yapılan açıklamalarda, her şeyin kontrol altında olduğu vurgulanıyor.
Yine iddia ediyoruz; Eğer 5 bine yakın insanın öldüğü geçen yılki çatışmalarda Türk tarafı eğer Karabağ topraklarının büyük kısmını değil de tamamını kurtarmış olsaydı, bugün bunlar olmayacak, Ermeniler, saldırı cesaretini bulamayacaktı. İfade ettiğimiz gibi Rus yine Rus’luğunu yapmış, savaşı durdurup Ermenilere derin bir nefes aldırmıştı. Verdikleri sözü de tutmamış, sağlam ve köklü bir anlaşmanın zeminin de oluşturmamışlardı.
Eğer yeni bir çatışma başlarsa, Azerbaycan askerleri kesin sonuç alıncaya kadar bunu sürdürmeli ve Karabağ meselesi kökünden çözülmelidir. Yoksa Ermeni’yle, Rus’la her seferinde karşı karşıya gelmek zorunda kalırsınız ki, bu da uzun vadeli bir baş ağrısı demektir. Kangren olmuş uzuv, tedavi edilemiyorsa kesilip atılması daha doğrudur.
Ruslara dikkat…
Rusya ve Belarus, Polonya sınırında bela arıyor. Rusya, 1991’deki çözülmeden sonra ilk defa yayılmacı bir politika izlemeye başladı. Bir zamanlar ittifak içinde oldukları Polonya’yı yeniden işgale soyunuyorlar. Bu gidiş tehlikelidir ve Türk Cumhuriyetleri için de geçerlidir. Türk Keneşi, Türk Konseyi ve nihayet Türk Devletler Topluluğu’nun kuruluşu, umarız muhtemel bu manevrayı önler. Ruslar şimdilik bu yaklaşımı olumlu karşılasa da gelecekte bundan rahatsızlık duyacaklardır. Onlarla yapılan milyar dolarlık askeri alışveriş (S-400 ve savaş uçağı) şimdilik sessiz kalmalarına sağlıyor. Umarız bu, uzun vadeli bir uzlaşmayı beraberinde getirir. Yoksa tehlike kapıda ve NATO’nun yapacağı hiçbir şey yoktur. Gelecek yazımızda NATO üyeliğimizi sorgulayalım inşallah!
Muhabbetle efendim!