Bazen insan yüreğinin coşkusuna o kadar kaptırır ki kendini dur durak bilmez. Yokuş aşığı freni patlamış bir kamyon gibi yol alır. Duvara çarpmadan kendine gelemez.
Bu duvar bazen bir söz, bir davranış veya bir bakış olabilir. Kendine getiren, düşündüren, ben ne yapıyorum dedirten cinsten. Bu gibi durumlarda susmak en doğru çözüm olacaktır. Yoğun hisler barındırırken, beyin süzgecinden en doğru kelimeyi seçebilmek mümkün olmayabilir. Dinlenmeli, susmalı, kaçıyor görünsen de aslında ne kadar orada olduğunun farkına varmalı. Seni fark etmeyenler, sustuklarına konuştuğunda, sesinin yüksekliğinden kulakları çınlayacaktır. Kaçmak değil ertelemek değil sadece korunmak. Susmak kendini kendinden korumak.
İstemediğin sürece kimse sana zarar veremez, dış etkenlerin zararından korunmaktan daha zordur kendinden korunmak. Fiziksel zararlardan ötedir kendi canını yakmak, kanayan bir uzuvdan daha acı verir düşünceler girdabında kaybolmak, yüzlerce kapının arasında kalmak, hangisini aralayacağını bilemediğinden hiç bir yere ait olamamak.
Aitlik isteği bizim varoluşumuzdan gelir. İnsanoğlu yalnız yaratılmamıştır ki yalnız kalabilsin. Yalnızlık, ölmek üzereyken gözünü araladığında, başına üşüşen akbabaları görüp, yankılanan seslerini duyup, onlara elini uzatmaktan farksızdır. Akbabayı güzelleştiren yalnızlık sülün gibi gösteren bülbül gibi işittiren yalnızlık. Düşünsene sana neler yaptıramaz, hisset gücünü anla yalnızlık karşısında ki güçsüzlüğünü.
Ama hiç bir şey için geç değil. Yalnızlıktan kurtulmanın tek yolu bir eli tutmaktan ibaret değil bunu anladığında daha kolay olacak korunmak. Daha kolay olacak susmak. Şöyle bir etrafına baktığında gözlerinin önünde ki perdeyi koparıp attığında huzur bulacak ruh. Ruhun huzur bulduğunda beden de payını alacak, ıslanmadan kuruyacak, üşümeden ısınacak, sıkışmışlık hissi dağılacak, bak gör o zaman kalbin hızlı hızlı atmayacak. Rayına oturacak hayat. Kocaman bir gülümseme gelecek ardından bazen bir kitapta bazen bir filmde bazen bilindik bir şarkıda bazen küçük bir karıncanın sırtında bazen el el tutuşmuş yıldızların kucağında ya da en güzeli hayallerin uçsuz bucaksız topraklarında inan ki toz bulutu olacak yalnızlık.
Koru kendini, kaptırma yüreğini, verme ellerini, sakla gözlerinin ardında ki minicik bedeni. Susmadan konuşma. Önce bir sus bakalım gör bak neler olacak...