Bir 3 Aralık Dünya Engelliler Gününü daha geride bıraktık. uçurtmalar uçuruldu,danslar edildi,gösteriler sunuldu,el baskıları yapıldı,yüzler boyandı,pastalar kesildi,videolar fotoğraflar çekildi,ziyaretlerin edildi, Allah razı olsun temennileri havada uçuştu. Sonra gün geçti, hafta geçti herkes kendi hayatına döndü. Sonuç biraz emek, biraz duygusallık, çokça şükür. Ve bu döngü farkında olmadan sürekli devam ediyor.
Sosyal medya paylaşımlarının veya konuşmaların bir çoğunda ortak olarak kullanılan en büyük engel sevgisizliktir mesajı da bizi pasif sevgiyi sun gerisine gerek yok anlayışına itiyor. Toplum engelli bireyleri seviyor. Çocuklarıyla ayrı okullarda okudukları,sosyal alanlarda karşılaşmadıkları,komşuları olmadıkları müddetçe uzaktan seviyorlar. Oysaki ayrıştırmaya neden olan sevgi hiçbir işe yaramıyor. Gereği yapılmayan sevgi engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmıyor. Engelli bireyler için gerekli sağlık, bakım ve eğitim süreçlerinin evrensel standartlara ulaştırılması gerekmektedir. Yerel anlamda bakıldığında ilimizde engelli bireylerin erişim problemi had safhadadır. Şehir içi veya ilçeler arası taşımacılıkta engellilere uygun araçlara ihtiyaç duyulmaktadır, kamu binalarının büyük çoğunluğu engelli erişimine ve bina içi hareket özgürlüğüne sahip değil. Özel gereksinimli bireylerin eğitim sürecinde tam zamanlı yada yarı zamanlı kaynaştırma olanaklarımız nitelik açısından sınırlılıklar gösteriyor.Özel gereksinimli bireylerin akranlarıyla daha yakın eğitim alabilmelerini sağlayabilecek evlerine en yakın ortamda en az kısıtlayıcı şekilde sürece dahil olmalarını sağlayacak farklı tür ve kademelerde özel eğitim sınıflarına ve bunların çeşitliliğine ihtiyacımız var. Akranlarından ayrı servislerle ayrıştırılmış okullara gönderdiğimiz çocuklarımıza sunduğumuz eğitim hizmeti belirgin zaman sonra bakım hizmetine dönüşüyor. Özel gereksinimli bireylerin hayatını değiştirecek olan şey nitelikli ve istihdama dayalı yoğun sürekli özel eğitimdir.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlama gününe dönüştürülmüş hatta çoğu zaman engelli bireylerin kendilerini ispat etmelerine gerek varmış gibi, engelli bireylerin yaptıkları çeşitli gösteriler ve ürünlerin protokol üyelerine sergilendiği programlarla karşılaşıyoruz. Oysa ki engelliler gününde, engelli bireylerin yapabildikleri üstünde değil de, bizlerin onlar için yapamadığı görev ve sorumluluklar üstünde durulsa daha iyi olacak. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü bir kutlama günü değil farkındalık günüdür. Hayatın her alanında hep birlikte olabildiğimiz gün bu günü bayram gibi kutlayacağız. Politika yapıcılar ve uygulayıcılar başta olmak üzere toplumun öncü kesimleri sevgilerinin gereğini umarım bundan sonra yerine getirebilirler.'