Adili Mutlak olan Rabbimiz, “ O hâlde öyle bir günden sakının ki, onda (o günde) Allah’a döndürüleceksiniz; sonra herkese kazandığı (amellerin karşılığı) tam olarak verilecek ve onlar haksızlığa uğratılmayacaklardır.” buyurmaktadır.
Rabbimiz bu dünyada insan hayatının devamını ve rahatını insanların beraber yaşamasıyla mümkün kıldığından insanların birbirine haklarının geçmeme ihtimali yoktur. Anne, baba, eşler ve çocuklar arasındaki haklar gibi. Hayatımızın tamamı bu haklar üzerinden devam etmektedir. Hiçbir insan yoktur ki üzerinde alacak verecek hak bulunmasın.
Bütün bu haklara mukabil düsturumuz ve sığınağımız “ Amelinizde rıza-i İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder.” hakikati olmalıdır.
Affetmek; kim olursa olsun hak ettiği bir şeyi tam bir gönül rızasıyla almayıp karşı tarafa bağışlamak hakkından vazgeçmek demektir. Böyle bir haktan vazgeçmenin zorluğu ise, her şeyin en hassas bir mizanla tartıldığı “ O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek için mahşer yerinden bölük bölük Cennet ve Cehennemdeki yerlerine dönerler. Artık kim zerre kadar bir hayır yapıyorsa, onu görecek! Kim de zerre kadar bir şer işliyorsa, onu görecek!” hükmünden anlaşılmaktadır.
Allah’ın kulları veya diğer mahlûkları arasında herhangi birinin alacağını affetmesi, adaletinin tecellisine aykırı düşeceğinden mümkün değildir. Fakat merhameti nihayetsiz olan Rabbimiz üzerinde kul hakkı olan kişiden razı olmuş ve sevmiş ise onu Cehenneme atmadan Cennetine alabilir.
Azlık çokluk, büyüklük küçüklük gibi kavramlar insanlar arasında bir ölçüdür. Allah’ın rızası öyle bir sırdır ki; O, kulundan bu dünya hayatında bir an dahi razı olsa onu cennetine alır. Böyle bir muamele O’nun adaletine aykırı düşmez, çünkü nihayetsiz hazineler sahibi olan Rabbimiz razı olduğu kulunun borçlarını öder ve böylece onu temizler. “ Hem râzı olan, hem kendisinden râzı olunan (sen Rabbinden, O da senden râzı) olarak Rabbine dön! Artık sâlih kullarımın arasına katıl! Ve onlarla Cennetime gir! ” buyurur.
Evet, çok doğru! Allah kul hakkını affetmez. Ama Allah kulunu affeder.
Sevgi ve selamlarımla…