Market, cafe vb mekanlara bu hafta gitmeyelim, fiyat artışlarını boykot edip işletmeleri hizaya getirelim çağrıları geliyor.
Oldum olası hırsa kapılmadan, gaza gelmeden ihtiyacım kadar ve doğru alışveriş yapmaya gayret eden bir kimlik olarak bu doğrultuda devam ettiğimden bu boykotu teğet geçiyorum. Zaten ürün ve hizmetinden çok markasına, lokasyonuna bedel alan mekanlara çoktandır müşteride değilim.
Evet özellikle perakende fiyatlarında ki artış, TUIK in hatta artık ENAG in da çok üstünde. Özellikle yeme içme mekanlarında fiyatların adeta uçtuğu bir gerçek. Bir sonraki ziyaretimizde farklı bir hesap ödeyeceğimizi kanıksamış gibiyiz. İşin raf, salon tarafı böyle.
Diğer yandan freni patlamış fiyatlara karşı farkındalık oluşturmak için bir çağrıda bulunurken de ayaklarınız yere bassın be mübarekler!
Boykot çağrısında bulunmak için lafa “bir fincan kahvenin maliyeti 4 lira iken” diye başlayanın yazısının devamını okumaya gerek yok ki!
Veya tarlada 5 lira iken markette, manavda neden şu kadar yazanı da dikkate almam!
Zira böylesine hamasi yazanlarında işletmecilikle, maliyet ve fiyatlandırma kavramlarıyla hiç tanışıklıkları yok belli ki!
Ürün veya hizmetin maliyetine etken bir çok kalemin, parametrenin farkında bile değiller!
Genelde çay, kahve fiyatından yola çıkılıyor. Bizde o kulvardan devam edip sorayım.
Aynı ürün çok yerde var iken siz aralarından birini neden tercih ediyorsunuz?
İşte o tercih nedenleriniz haklı olarak fiyatında belirlenmesine etken. O mekanı size statü kazandırdığı, sosyalleştirdiği için, daha konforlu, hijyen, atmosferi sıcak, ürün kalitesinden şüpheniz olmadığı için, hizmet kalitesini tatmin edici bulduğunuz ve her konuda bir sonraki ziyaretinizde de değişmeyecek standartlarının olduğunu bildiğiniz için tercih ediyorsunuz!
Bunlar kolay sağlanmıyor ve siz müşteri – tüketici olarak bu farklılıklar nedeniyle o mekanı tercih ederken işletmecileri de salt maliyetinden çok hedef müşterinin satın alma gücüne göre belirlediği fiyatı önünüze koyuyor.
Ama görünen o ki genel güvensizlik ortamında kantarın topuzu iyice kaçırılmış!
Bir bardak çayın, bir porsiyon dönerin fiyatından üzerine sos vb ekleme yapılınca fiyatları katlanan ürünlerden rahatsızlıklar ayyuka çıkmış durumda.
İşletmecinin cevabı hazır; personel maliyetinden, kiradan, enerjiden vs haberiniz var mi!
Var da, bireylerin gelirlerinin azalmasıyla müşterisi azalan işletmecinin birim başına maliyet artışlarını kalan – devam edebilen müşteriye bölüştürmesi her daim irrasyoneldir. Bugünkü uçuk fiyatların temel nedeni de (fırsatçı yaklaşımların haricinde) budur!
Tüketici olarak etikete değil doğru, makul hizmet veya ürünün peşinde olalım, işveren olarak da işyerimizi yarınlara taşıyabilmek için hesap ve fiyatlandırmayı daha özenle, mantık çerçevesinde satışları - sürümü artırmayı hedefleyerek yapalım. Bu sadece bizi değil genel ekonomide güven ortamının yeşermesine, enflasyonun dizginlenmesine de doğal katkı olacaktır.