Konumuz tüm sektörlerin maliyet yapısını etkileyen bir yılda ham petrol fiyatlarına göre bire üç artan akaryakıt fiyatları. Uzun bir yazı olacak ama arşivde saklanacak.
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, CNN Türk’te katıldığı programda akaryakıt istasyonlarında stokçuluk yapıldığıyla ilgili iddialar üzerine, "Eğer talepleri karşılamayan, akaryakıtı olduğu halde satmayan istasyonu ciddi şekilde cezalandırıyoruz." dedi.
Eski yıllarda akaryakıt sıkıntısının olduğu, fiyat geçişlerinin yapıldığı zamanlarda her benzin istasyonunun deposunda ki yakıt miktarı farkın işletmeciye kalmaması, haksız kazanç elde etmemeleri amaçlanarak ilgililerce belirlenirdi.
Şimdi o günlere göre mukayese edilemeyecek hacimde fiyat artışları yapılıyor, görünürde böyle bir ölçüm – denetimde uygulanmıyor. Zor da. Diğer esnafı rafındaki ürünün alış fiyatı değişse de stokunda ki ürünü aldığı fiyattan hareketle satmaya (sermayesini kediye yükleterek) mecbur kılan anlayış her halde akaryakıt istasyonlarının da depolarını teknolojiye bağlı olarak merkezi sistemle takip edebiliyor, ölçebiliyordur.
Benzin, motorin fiyatlarına gelen afaki zamlar tüm ülke genelinde gündem, mustarip olmamak mümkün değil. Ama İstanbul’da sanki daha bir hissediliyor bu zammın etkileri. Hiçbir ilgilinin çözemediği trafik karmaşası bu sayede kısmen çözülmüş gibi; çünkü insanlar çok gerekmedikçe özel otomobillerini kullanmıyor. Kullanamıyor.
Bir de sokaklarda yeterince taksi bulunabilse, maalesef İstanbul’un taksi sayısı nüfusa oranla çok, hem de çok az. Dönelim petrole, yakıta.
Deniyor ki bu aşırı zamların nedeni ham petrole gelen zamlardır, EPDK’da otomatik olarak fiyatları güncelliyor. Rakamları tablo halinde paylaşacağım ve bu ifadenin hiç de gereceği yansıtmadığını göreceğiz. Ayrıca süreçte petrol fiyatlarının düştüğü de oluyor ama ne hikmetse pompa fiyat güncellemeleri hep yukarı doğru oluyor. Çok nadiren de olsa arada indirimde yapıyoruz algısını oluşturmak için kuruş indirip ertesi gün yine lira bindirildiği de oluyor elbette.
12 ayda (10 Mart 2021’den 10 Mart 2022’ye) benzin fiyatı 7,28 TL’den yaklaşık 3 kat artışla 20,36 TL’ye, motorin 6,68 TL’den yaklaşık 3,5 kat artışla 22,86 TL ye çıkmışken geride kalan bir yılda petrolün varili 61,63 dolardan 140 artışla 111 dolara yükselmiş durumda.
Özeti, akaryakıt pompa fiyatları ham petrol fiyatlarına (varil/ brent) göre benzinde 1 misli, motorinde 1,5 misli daha fazla artmış.
Tablodan hareketle ham petrol ve akaryakıt pompa fiyatlarını Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı başlatıp sürdürdüğü dönem içinde yorumlayabiliriz.
24 Şubat’tan bu yana brent 94 dolardan 128 dolara kadar çıkıp sonra 111 bandına oturmuş. Burada artış 18’e tekabül ederken aynı zaman diliminde pompada ki fiyatlara gelen artış benzinde 15,2 TL ‘den 20,36 TL’ye tam tamına 34’dir. Motorinde ise durum daha da vahimdir. Fiyat 15,45’den 48 artışla 22,86 YL ye çıkmıştır.
Rakamlar tabloda çok net belli. Benzin ve motorinde pompa fiyatına yapılan zamlar güncel petrol fiyatlarından çok daha yüksek olunca elmayla fındığı aynı kefede değerlendirircesine diğer ülkelerle fiyatlarımız mukayese edilerek tüketici göreceli olarak yanıltılmaya çalışılıyor. Salt birim fiyatlarla karşılaştırmayı yapmak akla ziyan. Bu tarz karşılaştırmaları ancak ülkelerin milli gelirlerine oranları veya basitçe asgari ücrete oranlarıyla mukayese ederseniz sağlıklı sonuçlara, verilere ancak ulaşabilirsiniz.
Doğrusunu ifade etmek gerekirse artık bizim asgari ücretleri baz alarak karşılaştırma yapmamız da sağlıklı sonuçlar almak için uygun değil. Çünkü bizde neredeyse tüm çalışanlar asgari ücretli iken mukayeseyi yaptığımız ülkelerde asgari ücretli oranı çok düşük.
Ham petrole göre benzin ve motorin fiyatlarının daha yüksek zam almaları yanında pompa fiyatlarının içinde ham petrol fiyatlarında ki artışla ilgisi olmayan, sadece bizim maliyenin kaynağında tahsil ettiği KDV ve ÖTV de vardır. Artışı, zammı olarak uyguladığımızda sadece yakıt kısmına değil kamunun tahsil ettiği vergilere de aynen uygulanmaktadır. Bunun da ifadesi aslında ham varil petrol fiyatı ile pompada ki fiyatların arasında ki makasın çok daha afaki olduğudur.
Kardeşim Mustafa Bayram Aksoylu’ nün hesabıyla 20 lirayı geçen motorin ve benzinin içinde 2 lira 52 kuruşu ÖTV olmak üzere KDV ile beraber 1 litrede maliyeye 6 TL ye yakın vergi ödemekteyiz. Her zam gelişinde de bu 6 liraya da zam binmekte.
Maalesef ki çokları pompadaki yüksek artışları eleştirirken bu vergiden kaynaklı kaymaklı kadayıf kısmını atlamaktadırlar.
(Vasıtalı vergi, adaleti önde tutan ülkelerde genelde lüks tüketim ürünlerinden alınır. Bizdeki gibi geniş kitlelerin sorunlu kullandığı mal veya hizmetlerden alınmaz. Düşünsenize hasbelkader bir otomobile sahip olan bir memur ile bir holding patronu araçlarına alacakları bin TL lik yakıt için devlete aynı miktar vergi ödüyorlar)
Tabloyu kenara alıp ham petrol ve benzin fiyatlarının çeyrek yüzyıllık seyrine de bir bakalım.
1997 yılında 17 dolara kadar düşen Brent petrolün varil fiyatı, 2008'de dünya genelinde yaşanan ekonomik krizle beraber 165.48 dolara kadar çıkarak (Haziran 2008) tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.
2008'de Brent’ın yıl ortalaması 147 dolar düzeyinde iken pompada benzinin fiyatı da 3,21 TL idi. Pompa fiyatı ham petrol fiyatlarıyla madem bu kadar ilintili, ham petrol bugün 111 dolar iken benzinin pompa fiyatı 20,36 TL nasıl olabiliyor?
İzah edebilen beri gelsin.
Devam edelim. 2008’de 165 doları görmüş olan Brent petrol fiyatları 2020 Mart sonunda pandeminin etkisiyle pazarda fazlaca işlem görememiş olsa da 20 dolara kadar indi. Pompada bir şey inmedi!
2010 ve 2020 arası 10 yıllık dönemin ilk beş senesi 90-100 dolar arasında değişen Brent petrolünün varili, son 5 senelik dönemdeyse 2018 Eylül'ünde 75 dolara kadar çıksa da ortalama 55-65 dolar arasında işlem gördü.
Fiyatların son 20 senenin en düşük seviyesinde seyretmesinden tüketici olarak istifade edememiş olsak da ülkemiz hazinesinin bunu iyi değerlendirebilmiş olması elbette en büyük temennimizdi.
Evet, bu düşük seyirden, fiyat dip yapmalarından tüketici olarak yararlanamadık ama her düşüşün ardından gelen çıkışlarda pompa fiyatları ve reel ekonomi nasibini aldı. Brent 6 dan 5 e düşüyor. İndirim yok. 5 den 7’ye çıkınca petrole zam geldi diye pompaya anında zam biniyor, zincirleme de tüm piyasalara. Çünkü yakıt tüm sektörleri etkiliyor.
Bitirmeden u arada yurt dışından iki örnekte vermiş olayım. Amerika’da eyaletten eyalete farklılık olsa da sözleşmeli işçiler için asgari saat ücreti 15 Dolar. Sözleşmesizlerde ortalama 10 dolar civarında. Ortasını alsak aylık asgari ücret 2000 dolar düzeyinde. 1 Litre benzinde 90 cent gibi. Amerikalı aylık ücreti ile de 2 bin litreden fazla benzin alabilmekte. Almanya’da asgari ücret ortalama 1600 Euro, benzinde zamlı 2 Euro. Bu durumda asgari ücretli bir çalışan ayda bu ücretiyle 800 litre benzin alabilmekte. Türkiye’de ise 4250 / 20,4 = 210 litre benzin ancak alabilmektedir.
Sanırım net, tekrarlamaya gerek yok. Durumumuzun fotoğrafı budur.
Not: Yazıyı kaleme aldıktan sonra 15 Mart’ta petrol 111 dolardan 99,8 dolara düşerken benzin 20.39 TL/LT ile fiyatını sürdürürken motorinin fiyatı da 22,86 dolardan 20.53 Türk Lirasına düşürüldü. Ancak tüketici aleyhine afaki durum aynen devam ediyor.