Recep Ali AKSOYLU
Köşe Yazarı
Recep Ali AKSOYLU
 

TANRININ ŞİFA ELİNI KIRARSAN NASIL ŞİFA BULACAKSIN!

Hekim değilim ama sağlık camiasında hekiminden her kademede çalışanına kadar çok sayıda tanıdığım, dostum, yakınım var.   Sağlıkta geldiğimiz noktaya da, hekim ve diğer mensupların sıkıntılarına da az buçuk vakıfım. En basiti geçen hafta başhekim bir dostuma ziyarette iken bayan hekimlerden birinin yardım çığlığına bulunduğumuz odadan şahit olduk. Birkaç ay önce bir başka klinik şefi dostumun da semt polikliniğinde ki uzman hekimine nöbet gününde taciz olduğunda adli makamlar yeterince ilgilenmeyince bizzat savcılığa kadar gidip ekip arkadaşına sahip çıkmaya çalıştığını biliyorum. Çok daha fazlasını aslında medyadan biliyoruz. Bilemediklerimizde var, belki yansıtılmıyor. Ama birkaç ay önce Ankara’da 36 saatlik nöbetin ardından evine dönerken yorgunluktan kamyonun altına giren doktor Rümeysa’nın vefatına tüm toplum vakıf olmuş, tepki göstermiştik.   Şiddete, özellikle sağlıkta şiddete hayır demeyenimiz yok.   Yok ama önceki gün Konya Şehir Hastanesinde Kardiyolog Ekrem Karakaya ve sekreteri, 4 gün önce tedavi uyguladığı hastasının evinde kalp krizi sonucu vefat etmesi üzerine oğlu tarafından hastanede, görevinin başında kurşun yağmuruna tutularak yaşama veda ettiler.   Ne bir daha fotoğraflarında ki gibi gülümseyecek, ne de bir başka hastaya, hastalara şifa olabilecek doktor Ekrem. Kendisi de bir başka hastanede güvenlik personeli olan caninin olay yerine intikal eden güvenlik mensuplarınca bertaraf edilmesi, merhum hekimin çocuklarına devletin şefkat elinin uzanacak olması doktor Ekrem’i yaşama döndüremeyecek.   Oysa Doktor Ekrem ve benzeri akıbete uğrayan meslektaşları da tüm hekimler gibi “tanrının yeryüzünde ki eli idiler”.   (Hipokrat, hekimlik mesleğinin insanlık için değerini ve önemini çok Tanrılı yobaz güruha anlatırken “insanlar için hekimler, özellikle cerrahlar, Tanrı'nın Elidir" demişti)   Ama öyle bir noktaya gelmişiz ki, sistemden randevu alamamanın müsebbibini de hekim olarak gören, hekimleri değersiz, eğitimsizliği marifet olarak kabul eden güruhlar dünyada ki bu kutsal eli kırıyor, cinayet işliyor!   Toplum olarak doktorlara, hemşirelere sahip çıkmak gerekiyor. TBB de toplumu bu konuda duyarlı kılmak, farkındalık oluşturmak için ülke genelinde iki günlük grev kararı uyguladı. Ne kadar uyuldu, uygulandı sağlıklı bir verim yok.   Açıkçası sağlıkta (aciller istisna tutulsa bile) bu tarz önceden duyurulmamış iş bırakma, yavaşlatma tarzı eylemlerin yapılmasına pek sıcakta bakamıyorum.   Bir sağlık çalışanları dostu olarak empati yapabiliyorum ama bayram arifesinde şehir dahilinden veya bir başka kentten bin bir zahmetle randevu alabilmiş hasta ve yakınlarının yerine bir an kendinizi koymanızı da istirham ediyorum.   “Hastam 3 gündür aç. Kolonoskopi olacaktı, olamadı”, “Hayır, sağlıkta şiddete kesinlikle son verilmeli ben bayramdan sonra tekrar gelirim” diyene de, daha fazlasına da tanık oldum bugün.   “Biz doktor olarak birisiyle kavga etsek, kavganın neticesinde rakibimizi ciddi bir şekilde yaralamış olsak ve diyelim kan kaybı olsa, biz o kan kaybını durdurmak zorundayız. Mesleğimiz bunu gerektirir” diyen değerli aydın, hekim Prof Dr Şaban Şimşek hoca da sayfasında “greve katılmadım” başlıklı yazısında konuya gerçekçi bir açılım getirdi.   Aynen yazımın altına paylaşacağım.   Ama öncesinde ben son iki cümlemi yazayım.   Bunca insan kamuda kadro, iş alabilmek için çırpınırken lütfen hizmet personelini daha ince eleyip sık dokuyarak seçerek işe alın! Yakını hasta olduğunda cehaletten öfke kontrolünü kaybedenlerle önce onlar muhatap oluyor ve insan süzebilmeyi bilebilmeli, bu konuda eğitilmeli, donatılmalıdırlar. Bireylerin şifa dağıtanlarla hemen karşı karşıya kalmalarına set olmalılar.   İkincisi daha kolay…   Bütün AVM'lerin girişinde, devlet dairelerinin, hatta özel kurumların girişlerinde olan X RAY cihazlarının hastanelerin girişlerine de derhal konulması çok zor olmasa gerek!   Şaban Şimşek hocanın yazısı: GREVE KATILMADIM! Allah şahidimdir, 42 yıllık meslek hayatım boyunca beyaz önlüğüm için gözümü budaktan esirgemeden her platformda mücadele verdim… Dün de merhum meslektaşımız dr Ekrem Karakaya ‘ya ağıt yaktım… Ama bugünkü greve katılmadım! Neden mi? Çünkü türk Tabipler Birliği’nin bu alel acele grev kararını uygun bulmadım. Bugün grevden haberi olmayan muayene için gelen on binlerce hastanın madur olmaması, bu anlamda hekimliğin saygınlığına gölge düşürülmemesi  için! Olması gereken şey grev tarihinin ilan edilip o gün hasta kaydı yapılmaması, ameliyat listesi düzenlenmemesi ve tüm hekimlerin gönül rahatlığıyla katılımının sağlanması idi! O iblis bu günahına bu kadar suçsuz insan ortak edilmemeliydi. Haklı iken haksız duruma düşmemeliydik! Böyle olsaydı aylardır sıra bekleyen hastalar hekimlere karşı tavır almayacak, Tabipler Birliği  gerçekten meslek ve meslektaşlar için iyi bir iş yapmış olacak, bu arada ideolojik suçlamalardan da kurtulacaktı!..
Ekleme Tarihi: 07 Temmuz 2022 - Perşembe

TANRININ ŞİFA ELİNI KIRARSAN NASIL ŞİFA BULACAKSIN!

Hekim değilim ama sağlık camiasında hekiminden her kademede çalışanına kadar çok sayıda tanıdığım, dostum, yakınım var.

 

Sağlıkta geldiğimiz noktaya da, hekim ve diğer mensupların sıkıntılarına da az buçuk vakıfım. En basiti geçen hafta başhekim bir dostuma ziyarette iken bayan hekimlerden birinin yardım çığlığına bulunduğumuz odadan şahit olduk. Birkaç ay önce bir başka klinik şefi dostumun da semt polikliniğinde ki uzman hekimine nöbet gününde taciz olduğunda adli makamlar yeterince ilgilenmeyince bizzat savcılığa kadar gidip ekip arkadaşına sahip çıkmaya çalıştığını biliyorum. Çok daha fazlasını aslında medyadan biliyoruz. Bilemediklerimizde var, belki yansıtılmıyor. Ama birkaç ay önce Ankara’da 36 saatlik nöbetin ardından evine dönerken yorgunluktan kamyonun altına giren doktor Rümeysa’nın vefatına tüm toplum vakıf olmuş, tepki göstermiştik.

 

Şiddete, özellikle sağlıkta şiddete hayır demeyenimiz yok.

 

Yok ama önceki gün Konya Şehir Hastanesinde Kardiyolog Ekrem Karakaya ve sekreteri, 4 gün önce tedavi uyguladığı hastasının evinde kalp krizi sonucu vefat etmesi üzerine oğlu tarafından hastanede, görevinin başında kurşun yağmuruna tutularak yaşama veda ettiler.

 

Ne bir daha fotoğraflarında ki gibi gülümseyecek, ne de bir başka hastaya, hastalara şifa olabilecek doktor Ekrem. Kendisi de bir başka hastanede güvenlik personeli olan caninin olay yerine intikal eden güvenlik mensuplarınca bertaraf edilmesi, merhum hekimin çocuklarına devletin şefkat elinin uzanacak olması doktor Ekrem’i yaşama döndüremeyecek.

 

Oysa Doktor Ekrem ve benzeri akıbete uğrayan meslektaşları da tüm hekimler gibi “tanrının yeryüzünde ki eli idiler”.

 

(Hipokrat, hekimlik mesleğinin insanlık için değerini ve önemini çok Tanrılı yobaz güruha anlatırken “insanlar için hekimler, özellikle cerrahlar, Tanrı'nın Elidir" demişti)

 

Ama öyle bir noktaya gelmişiz ki, sistemden randevu alamamanın müsebbibini de hekim olarak gören, hekimleri değersiz, eğitimsizliği marifet olarak kabul eden güruhlar dünyada ki bu kutsal eli kırıyor, cinayet işliyor!

 

Toplum olarak doktorlara, hemşirelere sahip çıkmak gerekiyor. TBB de toplumu bu konuda duyarlı kılmak, farkındalık oluşturmak için ülke genelinde iki günlük grev kararı uyguladı. Ne kadar uyuldu, uygulandı sağlıklı bir verim yok.

 

Açıkçası sağlıkta (aciller istisna tutulsa bile) bu tarz önceden duyurulmamış iş bırakma, yavaşlatma tarzı eylemlerin yapılmasına pek sıcakta bakamıyorum.

 

Bir sağlık çalışanları dostu olarak empati yapabiliyorum ama bayram arifesinde şehir dahilinden veya bir başka kentten bin bir zahmetle randevu alabilmiş hasta ve yakınlarının yerine bir an kendinizi koymanızı da istirham ediyorum.

 

“Hastam 3 gündür aç. Kolonoskopi olacaktı, olamadı”, “Hayır, sağlıkta şiddete kesinlikle son verilmeli ben bayramdan sonra tekrar gelirim” diyene de, daha fazlasına da tanık oldum bugün.

 

“Biz doktor olarak birisiyle kavga etsek, kavganın neticesinde rakibimizi ciddi bir şekilde yaralamış olsak ve diyelim kan kaybı olsa, biz o kan kaybını durdurmak zorundayız. Mesleğimiz bunu gerektirir” diyen değerli aydın, hekim Prof Dr Şaban Şimşek hoca da sayfasında “greve katılmadım” başlıklı yazısında konuya gerçekçi bir açılım getirdi.

 

Aynen yazımın altına paylaşacağım.

 

Ama öncesinde ben son iki cümlemi yazayım.

 

Bunca insan kamuda kadro, iş alabilmek için çırpınırken lütfen hizmet personelini daha ince eleyip sık dokuyarak seçerek işe alın! Yakını hasta olduğunda cehaletten öfke kontrolünü kaybedenlerle önce onlar muhatap oluyor ve insan süzebilmeyi bilebilmeli, bu konuda eğitilmeli, donatılmalıdırlar. Bireylerin şifa dağıtanlarla hemen karşı karşıya kalmalarına set olmalılar.

 

İkincisi daha kolay…

 

Bütün AVM'lerin girişinde, devlet dairelerinin, hatta özel kurumların girişlerinde olan X RAY cihazlarının hastanelerin girişlerine de derhal konulması çok zor olmasa gerek!

 

Şaban Şimşek hocanın yazısı:

GREVE KATILMADIM!

Allah şahidimdir, 42 yıllık meslek hayatım boyunca beyaz önlüğüm için gözümü budaktan esirgemeden her platformda mücadele verdim…

Dün de merhum meslektaşımız dr Ekrem Karakaya ‘ya ağıt yaktım…

Ama bugünkü greve katılmadım!

Neden mi?

Çünkü türk Tabipler Birliği’nin bu alel acele grev kararını uygun bulmadım. Bugün grevden haberi olmayan muayene için gelen on binlerce hastanın madur olmaması, bu anlamda hekimliğin saygınlığına gölge düşürülmemesi  için!

Olması gereken şey grev tarihinin ilan edilip o gün hasta kaydı yapılmaması, ameliyat listesi düzenlenmemesi ve tüm hekimlerin gönül rahatlığıyla katılımının sağlanması idi! O iblis bu günahına bu kadar suçsuz insan ortak edilmemeliydi. Haklı iken haksız duruma düşmemeliydik!

Böyle olsaydı aylardır sıra bekleyen hastalar hekimlere karşı tavır almayacak, Tabipler Birliği  gerçekten meslek ve meslektaşlar için iyi bir iş yapmış olacak, bu arada ideolojik suçlamalardan da kurtulacaktı!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi