Ekonomik büyümede sanayi, sanayinin büyümesinde de ihracatı yoğun inşaat malzemeleri sanayisi etkili. Ama iç pazarda sıkıntı baş gösterince bazı ürünlerin ihracatında kısıtlama geldi. Bu yazımda yapı – inşaat, mobilya sektörlerinin güncel sıkıntı ve konumlarından bahsedeceğim.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Mayıs 2021 Sektör Raporu” nda 2021’in ilk çeyreğinde açıklanan yüzde 7 büyümede ekonomiyi sanayinin desteklediği, sanayideki büyümenin arkasında ise büyük ölçüde inşaat malzemeleri sanayisinin bulunduğu belirtiliyor.
Türkiye ekonomisinin salgın sonrası yeni dönemde son üç çeyrektir yüksek büyüme hızlarına ulaşıldığının aktarıldığı raporda, Sanayi sektöründe 2020 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 7.3, dördüncü çeyreğinde yüzde 10.3, 2021 yılı ilk çeyreğinde de yüzde 11.7 büyüme gösterirken bu büyümede ana unsur olarak gösterilen inşaat malzemeleri üretiminde 2021 Ocak ayında yüzde 17,8, Şubat ayında yüzde 12,3, Mart ayındaki yüzde 20,9 artışın sağlandığı, sektörün yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 17,2 büyüdüğü kaydedildi.
Raporda Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü büyüme oranlarının karşılaştırılarak 2021'in ilk çeyreğinde genel ekonomi ile inşaat sektörü büyüme verilerindeki ayrışmanın devam ettiğine de vurgu yapılıyor.
Rapora göre, 2020'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 17.1, son çeyreğinde yüzde 19, 2021 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 17 büyüyen inşaat malzemeleri sanayisi, son üç çeyrek dönemdir sanayinin ortalama büyümesinin üzerinde büyüme gerçekleştirmiş.
İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİİNDE BÜYÜME 20 YE DOĞRU
2020 yılında yaşanan salgındaki sert üretim düşüşü sonrası inşaat malzemeleri sanayisinde, 10 aydır üst üste yüksek bir üretim artışı yaşanmasının temelinde “ihracat” yatıyor. Dış talebin yıl sonuna kadar devam etmesi ve iç talebin de artması halinde yıl sonuna kadar inşaat malzemeleri sanayinde büyümenin yüzde 20'e ulaşması bekleniyor.
Bu büyümelerden vatandaş olarak nasiplenmemiş olsak da inşaat malzemeleri sanayisinde en yüksek üretim artışı görülen sektörlerde sıralanmış raporda;
Tuğla ve kiremitte 71,5
Çimento ve betondan eşya üretiminde 36,8
Seramik kaplama malzemeleri üretiminde 29.3
Demir çelik radyatör üretiminde 29,1
Isıtma ve soğutma donanımları üretiminde 28.6
Seramik sağlık gereçleri üretimi ise 27.6 büyüme görüldü.
Buna karşın yılın ilk 3 ayında daha sınırlı üretim artışı gösteren ürünler metal yapı ve yapı parçaları, demir çelikten çubuk ve profiller, elektrikli aydınlatma ekipmanları oldu. Üretimi düşen tek ürün de yüzde 7,4 ile inşaat camları oldu.
Buraya kadar derlediğim bilgi ve veriler İMSAD’ın Mayıs 2021 raporundan. Diğer sanayi ve sektörleri fiilen bilemem ama inşaat ve yapı malzemelerinin içindeyim, açıklanan rakamların genel ekonomi açısından keyif vermesi kadar iç pazarda ki yansımalarının da önemli olduğunu düşünüyor, görüyorum.
EURO BAZINDA 100 ARTAN FİYATLAR!
Eylül, turizm ve birkaç iş kolu haricinde neredeyse her sektörün sezon başlangıcıdır. 2020’nin Eylül’ünde dibe çakılmış İnşaat Malzemeleri sektöründe gariplikler başladı. Eskiden üreticiler yeni fiyat geçişlerinde en azından önemli müşterilerini (distribütör – bayi) bilgilendirir, bağlantı veya bir seferlik veya belli miktarda eski fiyattan sipariş hakkı tanırdı. Artık bu teamül yok; değil önceden bilgilendirmek, özellikle temel ürünlerin üreticileri gün içinde dahi bir den fazla fiyat veya indirim oranlarında değişiklik yapmaya başladı. Fiyat garantili, termin süresi belirli siparişleri bile sevkten imtina eden, bahaneler üreten koca koca markalar oldu. Kamu enflasyonu yüzde 10’larda, Ayşe Teyze – Mehmet Beyler yüzde 50’lerde telaffuz ederken inşaat malzemeleri sektöründe yıllık bazda yüzde 100’ü bulan, hatta Euro bazında yüzde 100’ü aşan zam yapan üreticiler oldu.
Hem yeterince ürün olmaması, hem de fiyatların böyle afaki yükselmesinin temel nedeninin ihracat olduğu konusunda iş kolu mutabık. Temel iki neden; pandemide üretim yapamayan ülkelerin olması ve Türk Lirasının aşırı değer kaybetmesi sonucu bize göre çok afaki olan fiyatlarımızın dış alıcılarca sempatik bulunması. Yanı ihracat.
Ülke ihracatımızın 500 milyar dolar seviyesine çıkmasını arzu ederken İnşaat Malzemeleri Sanayinin bu katkısı elbette gurur verici. Ama konunun hem katma değer, hem de iç pazar yönü var ki, göz ardı etmemek gerekiyor.
Önce katma değer konusuna dokunayım.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜN İHRACININ ÖNEMİ
Yıllar önce Türkiye Fındık Endüstrisinin lokomotifi Sagra’da 3 yıl üst yöneticilik yaptım. Oradan da örnek vereyim pekiştirmek için. Dünya fındık üretimine hakimiz ama total pazardan payımız 70’lı yıllara kadar çok düşük düzeyde. Çünkü Avrupalı fındığı bizden işlenmemiş alıyor, sonra bize de işlenmemiş olarak satıyordu. Ünal Sağra, geliştirdiği teknoloji ve yöntemlerle fındığı kabuğundan ayırdı, yarı mamul, mamul olarak dünyaya satmaya başlayınca ihracatımızda fındık değer bulmaya, pazarda her konuda hakim olmaya başladık.
Gelelim İnşaat Malzemeleri Dünyasına,
Ahşabın her türlüsünden demir türevlerine, çimento ve beton esaslı ürünlere, izolasyon ve kimyasallara kadar yoğun ihracat nedeniyle iç pazarın tedarikçilerine hem ürün vermede nazlanıyor, hem de gerekçe göstermeden fiyatları sürekli artırıyor ana üreticiler. Buna bağlı olarak da ana satıcının, nihai tüketicinin sıkıntısı bir yana belli bir fiyattan ve zaman terminli iş yüklenmiş müteahhitte işini durdurmak noktasına geliyor.
Kişisel olarak ana üreticilerin iç piyasaya yansıttığı olumsuzluğun salt ihracata bağlanamayacağı kanaatindeyim. Pandemi de üreticilere yasak getirilmemiş olsa da üretici hammadde temin edemediği ve istihdamda sorun yaşadığı için de bugün iç pazarın regüle talebini normal koşullarda sağlayamıyor diye de düşünüyorum.
Ama konumuz ihracat yönü ile ilgili, oradan devam edelim.
Birlik, dernek başkanlarının medyaya yansıyan ifadelerinden hareketle mobilya sanayiinden örneklerle konuyu açayım.
Sunta & MDF ihracatı nedeniyle, malzeme tedarikinde zorlandıkları için 40 bine yakın firma zor durumdaymış. Mosder’in Başkanı Mustafa Balcı’nın ifadesi durumu özetliyor. “Dünyada en büyük rakibimiz olan Çin’e bir tren dolusu MDF kaplı levha ihraç edileceğine aynı ürünü bize satmış olsalar üreteceğimiz katma değerli ürünleri hem yurt içindeki tüketicilerimize hızlı terminle ulaştırabiliriz hem de ihracatla yurt dışına satışını gerçekleştirebiliriz. Hammadde üreticilerinin yaşadığımız bu zorlu günlerde ihracata ağırlık verdikleri kadar yerli üreticiye de ürün temini ve uygun fiyata satış sağlaması, hammaddeyi katma değeri yüksek bir mobilya ürünü olarak ihraç etmemizi sonucunu doğuracağından en nihayetinde bundan üreticisiyle ve satıcısıyla ülke olarak kazanmış olacağız.”
Balcı’nın dediği şu.
Sunta, MDF ihracatı kilogram başına 1 dolar sağlamazken, mobilya sanayicileri işledikleri aynı malzemeyi mobilya olarak 25 dolar üzeri bir değerde ihracat edebiliyorlar. Hem insanımıza, yan üreticilerimize de iş çıkmış oluyor.
TİCARET BAKANLIĞI KATMA DEĞER VE İÇ PAZAR İÇİN İHRACATA KISITLAMA GETİRDİ
Yaşadıkları gerçeklerden hareketle hammadde temininde güçlük çektikleri gerekçesiyle, bazı ürünlerin ihracatına sınırlama getirilmesi yönünde mobilya üreticilerinin ısrarlı ve haklı talepleri karşısında Ticaret Bakanlığı dün yonga levha, lif levha, OSB ve kalınlığı 6 mm’yi geçen ağaçları, ‘İhracı Kayda Bağlı Mallar” listesine dahil etti.
Malzeme ihracatına sınırlama getirilmesi sayesinde toplam üreticilerin yüzde 90’ını oluşturan KOBİ ölçekli üreticilerinde artık karaborsa bir yana ana üreticilerden şişirilmemiş fiyatlardan ürün alabilecek olmalarını sektör ve ülke ekonomisi adına olumlu buluyorum. Karar istihdamı pozitif yönde direk etkileyeceği gibi katma değerli ürün ihracatının da önünü açacağından toplam ihracatımıza da olumlu yansıyacaktır.
Serbest piyasa ekonomisinden yana olsak da popülist yaklaşımla fırıncının “standart beyaz ekmek” fiyatına odaklanan yönetenlerimizin ülke ve insanımızın menfaati için piyasaların düzenlenmesinde aktif rollerinin olması gerektiği, inşaat ve yapı sektörümüz, mobilya sanayicilerimizin maruz kaldıkları durum karşısında aşikardır.