Rize’deyim. Bir arkadaşımla çarşıda iyi bir mekanda yemek yedik. Mekanın sütlacının harika olduğunu biliyoruz ama dün tatmış olduğumuzdan arkadaşım “arka caddede epeydir bir künefeci var, gösterişli bir mekan ama hiç gitmedim. Künefe seversen bugün tatlıyı orada yiyelim” dedi.
Nasıl sevmem! Beykoz Kavacık’taki Antep Tatlı Dünyasında künefe yemediğim hafta olunca kendini eksik hisseden birine bu soru sorulur mu?
Rize’nin namlı künefecisinde aldık soluğu birkaç dakika içerisinde. Zamanımızda çok geniş değil, oturur oturmaz “iki kişilik künefe lütfen” dedik.
Demek ki tek çeşit künefe yapıyorlar ki, detay sormadılar diye düşünürken masaya anında miktarları az da olsa 5 çeşit meyve tabağı ve bir tabak karışık çerez geldi süt sürahisi ile beraber.
Künefenin sunum ritüelinde kaymak ile soğuk süt olduğu bilinir. Menbağı Hatay Harbiye’de de öyle gördüm çünkü. Neyse, siparişimizden önce masamıza servis edilenler için bunlar ne iş diye düşünmeye fırsat kalmadan semaverde çay da geliverdi masamıza. Demek ki künefeyi hazır tutamıyorlar ama çayı hazır demlenmiş bulundurabiliyorlarmış!
Bu kez düşünmeden refleksle “lütfen sadece künefe yiyeceğiz” deyip bırakmamasını söyledik.
15 dakika olmuştu herhalde iki künefemiz geldi; İstanbul’dakilerden porsiyon olarak biraz daha küçük ama olsun zaten tek kişiye fazla gelebildiğinden genelde iki kişi bir porsiyonu yiyor. Fakat masayı ilgisiz gereksiz aperatiflerle dolduran müessese, künefenin soğuk süt ile beraber olmazsa olmazı olan kaymak olmadan servisi yapmıştı. Laf etmedik, künefenin tadını daha iyi hissedebilmek için önce soğuk sütümüzü içerek ağzımızı arındırdık, ardından da tatlımızı afiyetle yedik. Tadı vasattı ama olsun afiyetle yedik yine de…
Hesabı istedik, iki porsiyon künefe için 126 TL ödedik. Bir porsiyon 63 TL.
Normal mi, çok mu?
Efendim, masaya çerez – meyve de koyduk ya!
İyi de müşteri bunları sipariş verdi mi!
Restoranlarda da benzer uygulamalar var farklı olmak adına. Efendim, müessesenin ikramıymış! İyi de o nasıl ikram, babalar gibi fiyata bindiriyorsunuz!
Aslında konuyu işlememin nedeni de bir porsiyon tatlının 63 lira olması değil. Zira İstanbul’da kaliteli - popüler tatlı mekanlarında kaymak ve soğuk süt ile servis edilen künefenin fiyatı da 40 ile 70 TL arasında değişiyor. Neticede Rize’de de kaymak olmadan bir porsiyon tatlıyı 63 TL’ye pahalı bulursanız bir daha müşteri olmazsınız, olur biter.
Dedim ya benim meselem siparişiniz olmadan masaya bindirilen (ikram!) tabaklar…
Bir porsiyon döner sipariş veriyorsunuz turşusundan acı biberine, tulum peynirinden katı yağa, sıvı yağa, patatese, çoban salataya vs masanıza geliyor. Oysa sizin yemek istediğiniz bir döner veya pilav üstü dönerdi. Hem bu sözde ikramların bazılarını oldum olası midenizle tanıştırmamışta olabilirsiniz. Aynı şekilde ‘serpme kahvaltı” denen garip uygulamayı da gereksiz, görgüsüzlük ve israf olarak değerlendiriyorum. Çok kez özellikle dikkat ettim, serpme kahvaltı masalarının en az yarısı masada kalıyor, çöpe gidiyor. Oysa bireylerin kapasiteleri ve yiyecekleri çeşitler belli. Müşteriye sizden kakaolu fındık kreması, tahin pekmezi, bilmem ne reçeli istediğinde o zaman servisini yapsanız ne olur?
Ey İşletmeciler, müsaade edin müşteri olarak ne yemek istiyorsak onu bize servis edin, onun ücretini alın! Farklı olmak, trendy olabilmek adına abuk sabuk uygulamalar yapmayın. Bakın Liman Lokantası yapıyor mu? Siz de yapmayın ki, farklı bir mekanda yemeğini yiyen, size de tatlısını keyifle yemeğe gelebilsin.
Peki gelelim yazının başlığına… Künefenin yanında süt neden sunulur?
Şekersiz soğuk süt içildiğinde, birincisi tatlının ağırlığı süt ile hafifletilir, ancak daha önemlisi ağız içerisinde daha önce hissedilen tatların hepsini sıfırlanır. Bu şekilde tatlının tadı ve kalitesi daha iyi hissedilir, keyif alınır. Tıpkı Türk Kahvesinden önce su içmek gibi…
Anasayfa
Yazarlar
Recep Ali AKSOYLU
Yazı Detayı
Bu yazı 1205+ kez okundu.
KÜNEFE’NİN YANINDA Kİ SÜT VE KAYMAK
Rize’deyim. Bir arkadaşımla çarşıda iyi bir mekanda yemek yedik. Mekanın sütlacının harika olduğunu biliyoruz ama dün tatmış olduğumuzdan arkadaşım “arka caddede epeydir bir künefeci var, gösterişli bir mekan ama hiç gitmedim. Künefe seversen bugün tatlıyı orada yiyelim” dedi.
Nasıl sevmem! Beykoz Kavacık’taki Antep Tatlı Dünyasında künefe yemediğim hafta olunca kendini eksik hisseden birine bu soru sorulur mu?
Rize’nin namlı künefecisinde aldık soluğu birkaç dakika içerisinde. Zamanımızda çok geniş değil, oturur oturmaz “iki kişilik künefe lütfen” dedik.
Demek ki tek çeşit künefe yapıyorlar ki, detay sormadılar diye düşünürken masaya anında miktarları az da olsa 5 çeşit meyve tabağı ve bir tabak karışık çerez geldi süt sürahisi ile beraber.
Künefenin sunum ritüelinde kaymak ile soğuk süt olduğu bilinir. Menbağı Hatay Harbiye’de de öyle gördüm çünkü. Neyse, siparişimizden önce masamıza servis edilenler için bunlar ne iş diye düşünmeye fırsat kalmadan semaverde çay da geliverdi masamıza. Demek ki künefeyi hazır tutamıyorlar ama çayı hazır demlenmiş bulundurabiliyorlarmış!
Bu kez düşünmeden refleksle “lütfen sadece künefe yiyeceğiz” deyip bırakmamasını söyledik.
15 dakika olmuştu herhalde iki künefemiz geldi; İstanbul’dakilerden porsiyon olarak biraz daha küçük ama olsun zaten tek kişiye fazla gelebildiğinden genelde iki kişi bir porsiyonu yiyor. Fakat masayı ilgisiz gereksiz aperatiflerle dolduran müessese, künefenin soğuk süt ile beraber olmazsa olmazı olan kaymak olmadan servisi yapmıştı. Laf etmedik, künefenin tadını daha iyi hissedebilmek için önce soğuk sütümüzü içerek ağzımızı arındırdık, ardından da tatlımızı afiyetle yedik. Tadı vasattı ama olsun afiyetle yedik yine de…
Hesabı istedik, iki porsiyon künefe için 126 TL ödedik. Bir porsiyon 63 TL.
Normal mi, çok mu?
Efendim, masaya çerez – meyve de koyduk ya!
İyi de müşteri bunları sipariş verdi mi!
Restoranlarda da benzer uygulamalar var farklı olmak adına. Efendim, müessesenin ikramıymış! İyi de o nasıl ikram, babalar gibi fiyata bindiriyorsunuz!
Aslında konuyu işlememin nedeni de bir porsiyon tatlının 63 lira olması değil. Zira İstanbul’da kaliteli - popüler tatlı mekanlarında kaymak ve soğuk süt ile servis edilen künefenin fiyatı da 40 ile 70 TL arasında değişiyor. Neticede Rize’de de kaymak olmadan bir porsiyon tatlıyı 63 TL’ye pahalı bulursanız bir daha müşteri olmazsınız, olur biter.
Dedim ya benim meselem siparişiniz olmadan masaya bindirilen (ikram!) tabaklar…
Bir porsiyon döner sipariş veriyorsunuz turşusundan acı biberine, tulum peynirinden katı yağa, sıvı yağa, patatese, çoban salataya vs masanıza geliyor. Oysa sizin yemek istediğiniz bir döner veya pilav üstü dönerdi. Hem bu sözde ikramların bazılarını oldum olası midenizle tanıştırmamışta olabilirsiniz. Aynı şekilde ‘serpme kahvaltı” denen garip uygulamayı da gereksiz, görgüsüzlük ve israf olarak değerlendiriyorum. Çok kez özellikle dikkat ettim, serpme kahvaltı masalarının en az yarısı masada kalıyor, çöpe gidiyor. Oysa bireylerin kapasiteleri ve yiyecekleri çeşitler belli. Müşteriye sizden kakaolu fındık kreması, tahin pekmezi, bilmem ne reçeli istediğinde o zaman servisini yapsanız ne olur?
Ey İşletmeciler, müsaade edin müşteri olarak ne yemek istiyorsak onu bize servis edin, onun ücretini alın! Farklı olmak, trendy olabilmek adına abuk sabuk uygulamalar yapmayın. Bakın Liman Lokantası yapıyor mu? Siz de yapmayın ki, farklı bir mekanda yemeğini yiyen, size de tatlısını keyifle yemeğe gelebilsin.
Peki gelelim yazının başlığına… Künefenin yanında süt neden sunulur?
Şekersiz soğuk süt içildiğinde, birincisi tatlının ağırlığı süt ile hafifletilir, ancak daha önemlisi ağız içerisinde daha önce hissedilen tatların hepsini sıfırlanır. Bu şekilde tatlının tadı ve kalitesi daha iyi hissedilir, keyif alınır. Tıpkı Türk Kahvesinden önce su içmek gibi…
Ekleme
Tarihi: 29 Kasım 2022 - Salı
KÜNEFE’NİN YANINDA Kİ SÜT VE KAYMAK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.