Türkiye deki partisayısının yüzlerce olması,partilerden hemen her atılanın yeni bir parti kurması hep konuşulur. Bunun altında yatan neden çok önemli ve ona bakmak lazım.
Partiler ve liderler çok despot oldukarı ve hiç itiraz istemedikleri için farklı sesler, farklı renkler hiç filiz vereme den, neşvü nema bulamadan öğütülüp atılıyor. Ak Parti den Abdüllatif ŞENER, İdris Naim ŞAHİN, Ali BABACAN, Ahmet DAVUTOĞLU, CHP'den Mustafa SARIGÜL, Muharrem İNCE,Öztürk YILMAZ, Başta olmak üzere, MHP, İYİ Parti, Saadet partisinden de ayrılan bir çok kişi var. Bu durum çok açık bir şekilde bir hastalığın, yanlış, zararlı yönetimin ve anlayışın varlığını gösteriyor. Bu durum parti başkanlarının yönetimlerinin çok büyük yanlışı ve ayıbıdır. Ülkemiz adına çok zararlı bir durumdur. Bunlar büyük siyasi, ideolojik, ekonomik vb fikir, görüş anlayışlarından dolayı değil, Genel başkan ile ayrı düştükleri için ayrılmak durumunda kaldılar. Bu çok hastalıklı bir o kadar zararlı ve hastalıklı bir durum. Hemen bütün partilerde tek ortak olan bu sakat ve hastalıklı tutum ve yönetim şekli çok acı olsa gerek. Partilerin ve genel başkanların farklı sese, görüşe ve eleştiriye hiç mi hiç tahammülleri yok.Takım, ekip anlayışı yok, istişare yok. Sadece ben ve tek adam var. Böyle olunca bu kişi ler, sesler,görüşler fikirler yaşama hakkı bulamadan hemen öldürülüyor. Kişilerin özgür iradeleri yok ediliyor, kul ve köle olmaya itiliyor.Hem partiye , hem siyasete hem ülkeye zarar oluyor. Kendini dışarda bulan milletvekili de çok kolay bir şekilde parti kurma yoluna gidiyor. Demokratik sistemin özgür düşüncenin eleştirinin yok edilmesi çok kötü ama parti kurmakta bu kadar basit değil ve olmamalıda. Birazda kişi haddini bilmeli.
Siyasi partiler yasası düzeltilmeli, delege sistemi etkin şekilde uygulamada olmalı ve milletvekili olma kararı genel başkanların iki dudağı arasından çıkartılmalıdır. Bu ilkel, ayıp ve çok zararlı uygulamanın bir an evvel ortadan kaldırılması gerekir.
Bugün,sayın DAVUTOĞLU ile, BABACAN'ın,AKŞENER'in, Ümit ÖZDAĞ ın, Demokrat Partinin ne farkları yada ne kadar farkları var ki. Yada Mustafa SARIGÜL ile Muharrem İNCE nin, Öztürk Özel'in ne farkları var. Hangi ekonomik, sosyal, siyasal ve ya başka meselelere çok farklı bakışları var ki ? Bunların hepsi pekala aynı partide siyaset yapabilirler. Ama lider sultası buna engel oluyor, zararını sadece kşişler partiler değil ülkemiz görüyor. Ne yazıkki bu konuda yol alabilmenin yolu da büyük ölçüde parti başkanlarından geçiyor.
Bu çağda bu sakat anlayış ve hastalıktan kurtulabilirsek partiler ve hepimiz kazanacağız.