Çalışkanlığı, özverisi, hırsı, sorumluluğu, sevgisi, vizyonu ile eğitimsiz ama örnek bir Karadeniz kadını idi annem Aynur Aksoylu.
14 yaşında babası Hızır Özkan’ı (Mahmut Çavuş’un İlyas ile Hafız Name’nin oğlu) kaybedene kadar ondan çok çok şeyler kapmış olmasının yaşama sıkı ve güçlü tutunmasında payının olduğunu düşünmüşümdür hep. (Anne tarafından da Haçanoz’dan Saatçi Ömer Kahya’nın torunu)
Hep çalıştı, çok çalıştı, hiç durmadı, neredeyse yatağa bağımlı olduğu birkaç sene öncesine kadar. 60’ların başında babam o günün İstanbul’unda taksisinin direksiyonu sallarken o da evde Vakko’ya eşarp dikerdi. Yazları Karadeniz Vapuru ile Rize’ye gidip çayımızı bizzat toplardı… 65’de Rize’ye döndük, İslampaşa’nın ilk narenciye fidancılarından oldu. Bahçemizde ki bir çok meyveyi yeniledi, artırdı. Sabah biz uyanmadan ya dağda ki çaylığımıza çıkar günlük çayı toplar veya bahçede olgunlaşmış meyve var ise satmak – dağıtmak üzere toplardı. Mucize kabilinden o zaman diliminde bize de kahvaltımızı eksiksiz yaptırır, okula gönderirdi.
Eklemeliyim, gece de uykudan uyandırır; içinde bal ve yumurta olan kocaman bir bardak ılık sütü içirirdi. Sıkıysa içme. Arada Urusun Ali Dayıdan aldığı balık yağını da aynı şekilde içmek zorundaydık.
Aynı özeni kendisine gösterdiğini söyleyemeyeceğim. Zira çok da dinlemezdi, o hep üretmeliydi, bizler en iyi şekilde okumalı; helalı haramı bilen, vatana, millete, kendimize hayırlı evlat olmalı, kimseye muhtaç olmamalıydık.
Şükür rabbimize…
İlk rahatsızlıkları ayaklarından, dizlerinden oldu. Çoğu Karadeniz kadını gibi, çaylıkların neminden o da nasibini alacaktı elbette. 2014 Mayısında ilk ciddi operasyonunu da yine ortopedide yaşadı. Rize’de ki evde abdest alırken düşüp belinden sakatlandı, yaş nedeniyle ameliyata alınamadı, omurgayı güçlendirecek müdahale sonrası rutinine yine döndü.
Sık tuvalete çıkmamak için tüm ısrarlarımıza, ikazlarımıza rağmen yeterince su içmezdi. Nitekim 2017 Ocak ayında böbreklerinden kaynaklı olarak aşırı ateş – iltihaba bağlı uyku moduna geçti. Ambülansta acil müdahale edilirken bizi de telefonla haberdar ederler. RTEÜ Araştırma Hastanesine varır varmaz Doç. Dr. Hüseyin Eren tarafından ameliyata alınır ve yaşama tutundurulur. Sabah erken 6 kardeş Rize’ye varabildiğimizde annemiz yoğun bakıma alınmıştı.
Farklı servislerde ki tedavilerinin sonunda rutin yaşamı sürmeye başladı. 2018 Ocak ayında başarısız geçen katarak ameliyatının hasarlarını giderecek yeni operasyonun öncesinde beyne pıhtı atınca ağır süreç başladı. RTEÜ EAH’de dönemin baş hekimi Prof. Dr. Hasan Türüt ve Fizik Tedavi Kliniği Şefi Prof. Dr. Gül Devrimsel hocalarımızın varlığı ile kritik eşikten döndük, umutlandık. İstanbul’a gelebildik.
Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde ki seanslardan çok mesafe aldık. Başhekim Doç. Dr. Başak Bilir Kaya ve Noroloji Uzmanı Nurten Çolak Kendirli hocalarımıza, FSM EAH Başhekimi Doç Dr. Barış Yılmaz hocamıza bu süreçte çok müteşekkiriz.
2019 Aralıkta Kartal Koşuyolu’nda beslenmesi için zorunlu PEG takıldıktan sonra süreç çok daha ağırlaştı. Haydarpaşa Numune Palyatif, Siyamı Ersek derken Göztepe EAH’nin müdavimi olduk. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi EAH Başhekimi Prof. Dr Cevdet Koçoğulları ve Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. İlker Tekkeşin ile Göztepe Süleyman Yalçın EAH Gastroenteroloji Klinik Şefi Prof. Dr. İlyas Tuncer Hocalarımızın annemizin yaşama tutunmasında çok önemli katkıları, destekleri oldu.
Hatalığının tüm evresinde Sahrai Cedit Aile Sağlığı Merkezinden Aile Hekimimiz Berrin Yalçın Hocamızın da her daim desteğini aldık. Her birine ve onların ekiplerine çok çok müteşekkiriz.
Ama iki hekim var ki, Rabbim her ikisinden de iki cihanda razı olsun. Onlara hep güzellikler nasip etsin. Prof. Dr Kemal Memişoğlu ve Prof. Dr. Şaban Şimşek hocalarımıza bizzat söylediğimi burada da tekrarlamak isterim. Çok kez ümidimizi kaybettiğimiz oldu. Ama her seferinde onların elleri, ilgileri Canım Annemizin üzerinde oldu. Hakları çok, lütfen hakkınızı helal ediniz…
Elbette tıbbın da tüm olanakları seferber edilmiş olsa da Yaradan bir noktaya kadar müsaade ediyor.
Artık annemiz nefesiyle yanımızda yok. Onu ebedi istirahatgahına, anneannemiz Firdevs Özkan’ın kucağına verdik. Yaptığı güzelliklerle, hayır ve hasenatlarıyla inanıyoruz ki ruhu şad, mekanı cennet olacaktır.
Annemizin ebediyete irtihali süreci ve sonrasında bizimle olan, gelip evde Kur’an okuyan, telefon ve mesajlarıyla acımızı paylaşan hısım, akraba, eş dost, komşu velhasıl her birine şahsim ve ailem adına çok çok teşekkür ederim.
Sen her yönüyle çok güzel bir kadın, bir eş ve anne idin Aynur Aksoylu.
Seni çok özleyeceğiz.
Nural, Adnan Yavuz, Mustafa, Hızır, Aliye Nezaket ve Recep Ali Aksoylu