100 BİN TON YAŞ ÇAY VE 300 MİLYON TL GÖZ ARDI EDİLEMEZ
Stratejik ürün yeşil çayda hasat 10 güne kadar başlayacak. Havalar daha ılıman olsaydı normalde sezonun başlamış olması gerekirdi. Bu durum bir açıdan da avantaj. Çünkü hala gurbetteki çaycı aileler köylerine varabilmiş değil. Daha doğrusu Bakanlık kararı ile Rize’ye dışardan “Rizeli – Çaycı Aile” girişine izin verilmiyor.
Bu nedenle Rizeli, Trabzonlu Çaycı aileler, bugün Sayın Cumhurbaşkanının iftar saatinde Mayıs ayı normalleşme sürecine dair alınan kararları açıklarken kendileri içinde bir müjdenin geleceğini düşünüyordu.
O müjde gelmedi, sosyal medyada, mesajlarda, hatta telefon trafiklerinde şimdi ne olacak sorusu daha çok sorulmaya başlandı.
Niye önemli?
En sona yazılacak cümleyi buraya alıp detayını sonra döşeyeyim.
Miras hukuku, çaylık alanların darlığı vb nedenlerle Rizeli geçinmek için gurbette yaşar. Çay sezonu geldiğinde de aileden bir iki kişi köye dönerek yaz boyunca çayını toplar, satar, aile bütçesini denkleştirir. Bu yıl corona tedbirleri kapsamında gurbetteki Rizelinin köyüne dönmesine izin verilmiyor. Üstelik il dışından yabancı işçiye izin verilirken ve de tarımın vazgeçilmezliği pandemi sürecinde çok net görüldiğinden, artık tarım çok önemlidir denmesine, genelde desteklenmesine rağmen.
Gelelim konunun detayına;
Çay bitkisi geçmişte elle toplandığı yıllarda Mayıs – Eylül döneminde yılda 4 sürgün (hasat) verirdi, şimdilerde makasla toplandığından 3 kez ürün alınabiliyor. Haziran sonuna kadar sürecek ilk sürgünden elde edilen kuru çayın kalitesi en üst düzeydedir. Bu açıdan ilk sürgün, çaycılığımız açısından çok önemlidir.
Son 6 yılın ortalamasına göre ilk sürgünde müstahsilden (çaycı ailelerden) 425 bin ton yaş çay alınıyor. Yanı tüm yılın 32 si kadar.
Çay tarımı Giresun’dan Artvin’e 4 ilde 199 bin 645 aile tarafından 785 bin dekarlık alanda yapılıyor. Bu rakamların ortalama üçte ikisi Rize iline ait. Rakam olarak verirsem, toplam çaylık alanların yüzde 67,23 ü olan 527 bin 715 dekarı Rizeli 126 bin 531 çaycı aileye ait. Ancak ürün verimliliği Rize hinterlandında daha yüksek olduğu için mübaya edilen yaş çayın yaklaşık 80’i Rizeli ailelerden sağlanıyor.
2019’da 1 milyon 410 bin ton yaş çayın 1 milyon 116 bin tonu Rize ilinde Çaykur ve özel sektör tarafından müstahsilden satın alınmış. 511 bin tonu Çaykur, 605 bin tonu muhtelif özel sektör firmaları tarafından.
Rakamları niye verdim.
İlk sürgün toplanamadığında, bitki üzerinde yaprak kartlaşır, ikinci sürgününde (filizin) gelişmesini engeller. Yasak devam ederse köyüne, çay bahçesine gelemeyecek olanların önemli bir kısmının çayı dalında kalacak yada sağlıklı toplanamayacak. Toplanamayacak (hasat edielmeyecek kısım) yaş çay sadece ilk sürgünle sınırlı kalmayacak, ikinci sürgünde bu bahçelerde büyük oranda kaybedilmiş olacak.
Çaycı aile gidemezse çözüm bulunamaz mi?
Fındıklı Belediyesi geliştirdiği yerelden maaşlı – kadrolu personel projesi ile kendi bölgesinde büyük oranda çözecek gibi. Gurbette ki bazı ailelerde telefon trafiği ile lokalde üçte ikici (yarıcı yok artık) bularak çözüm sağladı. Ancak gelen tepkilerden anladığımız hala çözüm bekleyen aileler var. Çünkü, yöreye özgü komşuluk, akrabalık ilişkileri, çay kampanyasının yoğun günlerinde ki hengame göz önüne alındığında, bazı ailelerin çay alanlarının sınırlarının muhtarları tarafından dahi bilinmediği, dahası kendine has toplama tekniği olan yaş çayın “el” tarafından toplanabileceğine akıl ermiyor. Bir gerçekte bazı ailelerin ihtiyaçları nedeniyle dışarıya yevmiye vermeden çayını toplamaya zorunlu olmaları.
Peki ne kadar bi aile mağdur durumda, bilebiliyor muyuz?
Rize Ticaret Borsasının, Ziraat Odasının ve ÇAYKUR’un maalesef bu konuda yayınlanmış verisi yok! Dolayısıyla çay müstahsillerinin ne kadarının Rize ve çevre iller dışında gurbette yaşadığını, her yıl gurbetten kaç ailenin sezonda çayını toplamaya (yaz tatilini geçirmek için gelecek konu değil) memleketine geldiğini bilemiyoruz.
Bilemediğimiz içinde yukarda diğer resmi resmi verileri verdim ki, bir noktaya kadar bu rakamlardan hareketle yorum yapabilelim.
Farz edelim ki Rizeli 125 bin aileden yüzde 15’inin çayını toplanma belirsizliği sürüyor olsun. İkişer kişiden 35 bin bireyin 500 bin dekarlık alana dağılmasından bahsetmiş olacağız. Girişte kontrolunu de yapmışsan hala pandemiye etkisi olur diye düşünen yoktur her halde.
Yaklaşık bu 20 bin çaycı aileden devam edelim. İlk sürgünde beklenen mübaya 400 bin ton olsa, yüzde 15’inin toplanamayacak çayı ilk sürgünde 60, ikinci sürgünde 40 bin ton olmak üzere toplamda 100 bin ton eder. Bu tonaj kaçak çay getirenlerin iştahını kabartır ama Çaykur’un 100 bin tonu aşkın kuru çay stoğu olduğundan bu yıl tüketici açısından sıkıntı yaşanmaz. Hatta kurum stok eritir, bilançosu biraz da toparlar.
Buna karşın üretici, yanı çayını toplayamama durumu ile karşı karşıya kalan gurbetteki Rizelilerin kaybı ise aşağı yukarı 300 milyon Türk Lirası olur. Vergisini de, kullandığı elektirğin parasını da veren Rizeli bunu hak etmiyor.
Zaman daraldı ama ben hala gurbetteki hemşerilerimin pandemi tedbirlerine de uyarak kendi çayını kendilerinin toplayabileceğine inanıyorum.