Rize’den futbol bilir dostta arayıp, “görmeyimisun habu takumun durumini, baş aşağı gidiyruk. Sen gene kenevir menevir, yok çaya, anzer balına coğrafi tescil alınmadıyla uğraş. Habu takumla ilgilide bir şey yazsana. Rize için fitbol her şeydur” deyince iki kelam şart oldu yazmak.
Birincisi Çaykur Rizespor’un son iki maçını izlemedim, çünkü emtia iyi değil. İyi malın alıcısı olur.
İzlemeye değmiyor. İzleyemiyorum da.
Önceki müsabakaları da sırf babama eşlik etmek için izledim. Tadı tuzu yoktu. Dünde babam, akşam maçı izler miyiz dediğinde, kıvırdım.
Sezonun ilk maçlarında izlediğim takım, 8 puanda toplamıştı ama oynadıkları toptan cacık olmazdı. Takım kurgusu, oyuncu vasatlığı, taktik beceri evlere şenlikti. Televizyonlara fevkalade malzeme veren Kartal ve yönetimine bir vuranda ben olmayayım diye sadece süreli ilgi alanımdan çıkarmakla yetindim.
Oysa geçen sezonun ikinci yarısında izlemekten keyif alınan bir takım vardı.
Rizeli olmayan futbolseverde keyifle, övgüyle izliyordu. Çünkü keyif alıyorsan kendi takımın bile olmasa müsabaka izlenebiliyor. Tıpkı önceki yılların Beşiktaş’ını, bugünün zirvede olmasa da Fenerbahçe’sini keyifle izleyebiliyorum.
Kelam dediysek cümle değil, paragraf cinsinden. İzleyememişte olsam son iki haftayı, yine de kafama takılmış birkaç detayı yazabilirim.
Bir önceki hocamız Okan Buruk’un takımı Başakşehir’e dün 5-0 gibi acı bir skorla mağlup olmuşuz. Skorun nedeni Okan Hocanın İsmail Kartal’a üstünlüğü değil; Başakşehir mevcut Çaykur Rizespor’dan kadro kalitesi ve zenginliği açısından çok üstün ve galip gelmeleri normal. Özet görüntüden ve arkadaşlarımdan okuduklarımdan normal olmayan Çaykur Rizespor’un sahada bu denli neden yetersiz bırakıldığı. Sezon başından beri.
Sayıca çok transfer yapıldı. Tıpkı bir yıl öncesi olduğu gibi. Yağma Hasan’ın böreği gibi işe yarasın yaramasın çer çöpü toplamışız. Oysa çok iyi bir paraya (belki ederinin yarısı, zaten gerecek rakamı kamuoyu bilmiyor. Başkanın transferi duyuran videosunda bu meblağı diline dolaştırmış. Sonrasında da Fenerbahçe tarafının UEFA kriterleri gereği transfere ayırabileceği 3,5 milyon olarak duyurulmuştu!) satılan Vedat’ın parasıyla kaliteli, nokta transferler yapılabilirdi.
Belli ki devre arasına kadar saç baş yolacak yeşil mavili takımın cefakar taraftarları, söylenecek ve takımında tribün gelirlerinin azalmasına katkı sağlayacak.
Fenerbahçe’den Çaykur Rizespor’a gönderilen oyuncularla ilgili son cümlemi kullanmak isterim. Fenerbahçe’de kadroya girebilecek kapasitede oyuncular olmasına rağmen olgunlaşmaları için Çaykur Rizespor’a kiralanan Oğuz Kaan Güçtekin ve Barış Alıcı neden takımda yok. Özellikle Oğuz Kaan Fenerbahçe’de forma bulduğunda fevkalade pozitif oynuyor ve beğeni ile izliyordum. İkisi haricinde bonservisleriyle beraber alınanlarla ilgili yorum (!) yapmaya ehliyetli değilim.
Kartal’lardan birinin birkaç haftaya gitmesi çözüm getirmez de, endişem kulüp içinde sıkıntıların oluşacağı ve bu sezon devre arasını efektif değerlendiremeyeceğimiz.
Oysa takım iyiyken ne de güzeldi her şey; tribünler doluyor, kentin sorunları bile akla gelmiyordu.