Futbolda Türkiye Süper Liginin ikinci yarısı Şampiyonluk yarışında Trabzonspor’un makası azıcık daha açmasıyla tamamlandı. Trabzonspor 49 puanla ilk sırada. Fenerbahçe 32 puanla 5. Sırada, Beşiktaş 29 puanla dokuzuncu, Galatasaray’da 27 puanla liderin tam 22 puan gerisinde 12.sırada. Matematiksel olarak kapanabilir bir fark olsa da İstanbul’un teknik direktörleri de olmayan 3 büyük kulübünün oynadığı futbol böyle bir olasılığa da göz kırpmıyor. 3 kulüp ilk kez üçü bir arada daha sezonun yarısında tribüne çekiliyor. Bordo mavililere hayırlı olsun. Aslında ligin kaderi sezonun 9.haftasında (17 Ekim 2021) belirlendi. Ligin 8.haftası sonunda Fenerbahçe 19 puanla lider, Trabzon’da 18 puanla ikinci sırada. Dokuzuncu hafta öncesinde iki takımın Trabzon’da ki karşılaşmasında liderlik el değiştirebilir diye düşünüyorduk maç başında ama Fenerbahçe müsabakaya müthiş istekli, baskılı başladı. Hele 3. Dakikada Rossi ile öne geçtikten sonra ısırmaya devam etmesi, maçı beraber izlediğimi tüm arkadaşlarımızda Fenerbahçe’nin tarihi bir farkla kazanabileceği kanaatini pekiştirmişti. Ama evde ki hesap çarşıya uymadı, rüzgar birden ters döndü. Fenerbahçe’nin kibir abidesi, şişmiş egolu Vitor Pereira’sının 3 lü savunma inadına, geldiği günden beri göklere çıkardığımız Koreli Kim’in 23. dakikada kırmızı karta, ardından beraberlik gölünün yenmesine neden olan hatası eklenince maçın şekli birden değişti. Son 5 dakikada yenen iki golle de müsabaka 3-1 Trabzon’un lehine sonuçlandı, ligin seyri de o gün değişti. Trabzon 9.haftada yakaladığı liderliği ve havayı bir daha bırakmadı ve artan temposu ile arada ki farkı her hafta açmayı sürdürdü. Arada ki 11 haftada 28 puan toplarken Fenerbahçe sadece 13 puan toplayabildi. Sadece Fenerbahçe değil Galatasaray ve Beşiktaş’ta anlaşılmaz şekilde içerde dışarda puan hovardalığını sürdürünce Abdullah Avcı’nın takımı adeta kaldı tek başına. Tebrik ediyorum. Trabzonspor’u yarışta tek başına bırakan 3 güzide kulübümüz içinde başlamışken birkaç kelam yapmasam içim rahat etmeyecek. Beşiktaş, Sergen Yalçın’la bu sezona göre çok daha dar bir kadro ile geçen yılın süper lig şampiyonu olmamış miydi? Merhum Süleyman Demirel’in gidip gelmede futbolda ki rakibi olan Fatih Terim’in 4. kez geldiği Galatasaray’ın başından sinek ikili misali gitmesi, bir anlamda kariyerini sonlandırması futbolun içindekileri memnun etmiş gibi gözüktü. En komiği de bu yıl proje takımıyız martavalı idi bana göre. Transfermarkt’a göre süper ligin en değerli 4 takımı; Fenerbahçe (131 m E), Beşiktaş (111 m E), Galatasaray (108 m E) ve Trabzonspor (102 m E) Yarışta gerisinde kaldığı diğer kulüplerin güncel piyasa değerleri ise 30-40 milyon arası değere sahipken, aynı kadro ile Avrupa Kupalarında grubu lider tamamlamış ligin en pahalı üçüncü kadrosu için 3 yıl sonraya hazırlanan proje takımıyız demek, tam bizim siyasetçilerin laf ebeliği gibi olmuş. Fenerbahçe’ye gelince; Koca Fenerbahçe hala takımın başına (üstelik en iyisinden) bir teknik patron getirememişse, oyuncular sahada bu denli amaçsız, hissiyatsız oynuyorsa Sayın Ali Koç kusura bakma ama belli ki senin harcın değilmiş bu başkanlık. Sayın Aziz Yıldırım’a karşı şiddetle sizi destekledik (pişmanda değilim kendi adıma) ama olmuyor. Israrın da anlamı yok. Soyadına bile zarar veriyorsun, nerde kaldı sarı lacivert camia.