Aslında olay, “Sosyal medyada” tarafıma yapılan hakaret sonucu açılan bir dava değil “yerel gazetelerde ve bir internet sitesinde”, Rize’deki KÜLLİYE 53 adlı projemizle ve Tıp fakültesindeki kadın doğum Kliniğinde, dekanlık olarak yapmış olduğumuz idari bir tasarrufa ilişkin olarak yazılan çirkin mesnetsiz yazılardı...
Yazan “Metin Topçu” adlı bir şahıstı…
Ama kendiliğinden mi yazmıştı yoksa birileri mi yazdırmıştı, onu tam olarak bilemiyorum. Benim kanaatim rektörle danışıklı olarak yazılmış olmasıdır. Bütün emareler ve doğurduğu sonuçlar onu gösteriyor çünkü! Ama elimde somut kanıt olmadığı için bu bir tahmin olarak kalıyor. Doğrusunu o yazar, o rektör ve de elbette ALLAH BİLİR!
Kadın doğumda iki öğretim üyesi hanım bu işte kullanıldı. Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı Prof Dr Engin Dursun da bu olayla beraber taciz edilmeye başlandı.
Sonuç:
1. Dekan Prof Dr Şaban Şimşek Şimşek (bu göreve vekaleten baktığı, yani hukuki bir güvencesi olmadığı için) bir gün içinde, tam bir “idari ahlaksızlık örneği” olarak Rizeden gönderildi.
2. Külliye 53 projesi yani Rizede 900 yataklı şahane bir (eğitime uygun) araştırma hastanesi ve ekleri projesi rafa kaldırıldı. Dört senedir de siyasetçisinden devletin memuru olan valisine kadar türlü yalanlarla bu iş unutturulmaya yahut millet oyalanmaya çalışılıyor.
3. Prof. Dr. Engin Dursun, daha sonraki ilave “fitne fesat idari tasarruflarla” istifa etmeye mecbur bırakıldı. Sonuçta o da devlet memurluğundan ve Rizeden ayrıldı.
4. Dekana hem de makamda iken “Burası Dingo’nun ahırı mı?” diyen (kliniklerindeki meseleyi çözmek üzere dekanlığa gelmesi için yapılan çağrılara bu cevabı vermişti!) o kadın doğum öğretim üyeleri Rektörlük tarafından resmen korundu. (Belgesi Rize tarihine geçmek üzere çok değerli arşivci Recep Koyuncu Hoca’ya -öperek- teslim edilmiştir)! Çünkü bu iş Şaban Hoca ve Engin Hoca aleyhinde kullanılacaktı! Onkarın aleyhine olan şey de kimilerine yarayacaktı! Neticede Onlar Rize’den gitmiş oldu!..
Bu Rize için elbette kayıptır ama daha kötü olan kurumun dolayısıyla devletin itibarı idi, o sıfırlandı maalesef.
5. Siyasiler bu işlerde idareden/rektörlükten yana oldular, gizli ya da açık!
Gizlisini geçelim, tahminlerle, işaretlerle uğraşmayalım ama açık olanı, yukardaki maddelerdekilerin yanında Rektörün ikinci defa Atanması oldu!
Bunun üzerine ben de
1. O zaman yazmakta olduğum KÜLLİYE 53 kitabıma bir ön isim ilave ettim:
“ Olmadı be REİS!”
2. Bir de o yazarı mahkemeye verdim. Sonucu malum olduğu üzere döner-ekmek olarak Rizeliye geri döndü, şükür!..
3. Rektörü ve destekçilerini ise artık ahirete bıraktım çünkü onun/onların şikayetçileri Tüm Rizeliler olacak. Artık bunun kime ne getireceğini bilmiyorum, herkes şüphesiz yaptıkların karşılığını tam olarak alacak, çünkü Allah mutlak adill olandır.
Ama cezanın Döner-Ekmek olacağını yahut onunla sınırlı kalacağını da hiç sanmıyorum!..
Görelim Mevla neyler neylerde güzel eyler.
KÜLLİYE 53 /TAŞLAMA adlı DESTANımızın son ikiliğiyle paylaşımımızı bitirelim. Haberleri olsun:
Bahçede karayemiş, ermemiştur ermemiş
Şaban Hoca vazgeçmez mezarina girmemiş