Ön not: Yazı uzuncadır. Yeterli sabrı ve doktora/sağlıkçıya ihtiyacı olmayanlar okumasın!   Bir göz doktoru çalışma arkadaşım, “Bu verdiğin gözlük eski gözlüğümün numarasından farklı imiş! Gözlükçü öyle söyledi! Eskisi 3 numara idi sen 2 numara verdin?” denilerek, resmi görevinde beyaz önlüğüyle vazifesini yaparken ağır bir şekilde darp edildi. Öyleki muayene odası bile darmadağın oldu. Arkadaşımızın göz çevresi yediği kafa darbesi ve yumruklarla şişti, morardı, hücreler göz içine dağıldı, dişi kanadı ve kendisine bir hafta çalışamazlık raporu  verildi. Önce tabir-i caiz ise hiç bir şey yapılmadan salıverildi bu maganda tacizci! Sonra her nasılsa(!) dosyaya yeniden bakıldı; sanık tutuklama talebiyle mahkemeye sev edildi. Sonuç: SAYIN HAKİM, MUHTEMELEN ORGAN KAYBI OLMADIĞI, YANİ GÖZDE KÖRLÜK MEYDANA GELMEDİĞİ İÇİN (belki başka gerekçeleri vardır bilemiyorum!) haftada 3 gün adli kontrol ve yurt dışı yasağıNI(!)  yeterli (uygun!) gördü ve başka bir cezaya, TUTUKLAMAYA vs GEREK GÖRMEDEN TACİZCİYİ SALIVERDİ!!?   (Yurt dışına çıkmaması da nasıl bir cezadır, neyi önleyecek, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum! Defolup gitse ve başka bir doktoru, mesela beni darp etmese daha iyi değil mi?) Neyse... Şimdi... Yaşadığımız süreçte DOKTORLARA, SAĞLIKÇILARA YAPILAN (çok belli ki o sahici olmayan) YAPAY ALKIŞI FİLAN  GEÇELİM... VE SAYIN HAKİMLERE SORALIM: HAKKIMDA VERDİĞİNİZ BİR KARARI BEĞENMEYİP (üstelik  muayene odasının karşılığı olarak mahkeme salonunda ve cüppenizi giyinmiş vaziyette!) SİZİN ÜSTÜNÜZE ÇULLANSAM VE DİŞİNİZİ KANATIP GÖZÜNÜZÜ MORARTSAM HAKKIMDA NASIL BİR KARAR VERİRSİNİZ??? Yani Mevzuat sizin için aynı sonucu mu doğururdu yoksa Hakimler için kanunlar,  insan hakları, devletin memurluğu , devlet-millet adına görev yapmaktan doğan yetki ve buna dair korunmalar, güvenceler vs başka mı olurdu? Bir de vicdan ve kanaat var elbette ama onu geçelim!.. Lütfen bir cevap verir misiniz ve bir an için de olsa empati yapar mısınız? Evet... BİZ DOKTORLAR ŞİMDİ, bu durumda, İNSANLARI NASIL MUAYENE EDELİM, NASIL AMELİYAT  EDELİM; hem de bu Covid belasıyla HER AN ÖLÜMLE BURUN BURUNA İKEN, CANHİRAŞ BOĞUŞURKEN HANGİ MORALLE, HANGİ GÜVENCEYLE, NEYİN KARŞILIĞINDA,   NASIL ve NİÇİN HİZMET VERELİM? Sayın hakimlerimiz ve adına karar verdikleri necip milletimiz, Lütfen söyler misiniz?  Neyin karşılığında VE niçin??? Ya Sağlık Bakanlığımız? Sağlıkçılar için nasıl da yüzde yüz koruma kanunu çıkarttılar ama değil mi??? Yoksa essahtan çıkardılar da hakimlerimizin mi haberi yok? Eğer böyle ide Sağlık Bakanlığımızın bir müdahalesi veya arkadsşımıza, yani bize yönelik bir koruması, sahip çıkması olacak mı? ASLINDA O YUMRUKLAR AYNI ZAMANDA adına çalıştığımız BAKANLIĞIMIZA VE DEVLETİMİZE ATILMIŞ OLMADI MI? Evet, Yaşım 65... 41 yıllık hizmetten sonra, BUNLARI YAZMAKLA HİÇ BİR ŞEYİN DEĞİŞMEYECEĞİNİ, BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDECEĞİNİ ARTIK, hep “devlet-devle diyen bu NATO KAFA ÖĞRENDİ!.. ŞİMDİ... Belki hakimler, savcılar bu yazdıklarımı mesleklerine tahkir, tahrik, tezyif filan kabul edip sorguya çekerler, bir ihtimal tutuklar veya yurt dışı yasağı filan koyarlar o kadar!.. Haa! Bir de idari soruşturma ihtimalleri söz konusu elbette! Ama onun için Bakanlığımızın olaydan haberi olması lazım! Her neyse bunlardan da kaçınmayız, ceremesini çekeriz; çünkü kadere inanmış insanlarız çünkü! Ama böyle şeriatın, böyle kadıların kestiği parmakların fena halde acıttığını, muayene etmekte, ameliyat yapmakta güçlük çektiğini da söylemek isteriz! Neyse, bunları da geçelim veya “bu da geçer ya hu” diyelim... Ama ALLAH AŞKINA hiç olmazsa  hakim, savcı, vekil, mutat halktan insanlar LÜTFEN ŞUNU BİR DAHA YAPMAYIN: BİZİ, DOKTORLARI, SAĞLIKÇILARI yalandan yere ALKIŞLAMAYIN!!! Çünkü bu kararlar, bu muameleler, bu anlayışlar, bu atmosfer ortada durdukça O ALKIŞLAR BİZLER İÇİN ÇOCUK PIŞPIŞLAMAKTAN YA DA BİLMEDEN NANİK YAPMAKTAN BAŞKA HİÇ BİR ANLAM TAŞIMIYOR!   LÜTFEN BU KADAR KÜÇÜLTMEYİN BİZİ!.. HEM BELKİ SİZ YA DA BİR YAKININIZ HASTA OLURSUNUZ, MALUM BUGÜNKÜ KAVİ GÜCÜNÜZÜ KAYBEDERSİNİZ; BAKACAK OLAN YİNE BİZLERİZ, DEĞİL Mİ? KÜRSÜDE DE OLSANIZ, SANIK SANDALYESİNDE DE OLSANIZ, BU DÜNYA MAHKEMESİNİN HERHANGİ BİR YERİNDE SEYİRCİ OLARAK DA BULUNSANIZ BU BÖYLE... HEM DE BEŞİKTEN MEZARA KADAR! Bu sebeple sizlerden fazla değil sadece bir şey istiyoruz: Allah aşkına, Bu belanın belası süreçle tam da tükenmişlik sendromunun arefesine gelmişken,  (nitelikli de olsa) bir tekme de siz  vurmayın,  en kolay işi yapıp sözde ALKIŞLAMAK SURETİYLE BİZE KÖTÜLÜK ETMEYİN!l Evet, bizi bize bırakın lütfen; BİRER BİRER TÜKENİYORUZ ZATEN!.. Bizler yokken nasıl olacak bilmiyorum ama SİZLER KALIN SAĞLICAKLA!.. Mütalaa... Konyada süt banyosu yapan ve filmini çekenler tutuklanıyor, görevi başında kendisini muayene eden doktoru dakikalarca darp eden serbest kalıyor!!? Vay beee! Adaletin terazisine bak; bir beyaz süt küvetinde banyo yapan adama bir de mezkur kutsal mesleğin kanlı beyaz masum önlüğüne bak!! Vaaah vah! Biz ne halt etmişiz de çocukluğumuzu gençliğimizi yaşamadan sabahlara kadar kafa patlatmış, günyüzü görmeden dirsek çürütmüş de doktor olmuşuz ve ömrümüzü hakimiyle, tacizcisiyle, her kesimden insana bu kadar bedavaya harcamışız!? Vay bizim akılsız başınız vay! Vay bizim geçip giden avanak yaşımız vay! Vay bizim kara kaşımız kara gözümüz vay! Ağlarsa anamız ağlar, gerisi yalan ağlar; yalan söyler, yalan alkışlar! Bize müstehaktır, yazıklar olsun!