Yüce Allah (c.c) buyuruyor ki; “yazıklar olsun o namaz kılanların haline ki kalpleri kıldıkları namaza yabancı, gaflet içinde, bilinçsizce veya gösteriş için namaz kılarlar, kıldıkları namazın değerini bilmezler, ona önem vermezler.”
“İnsanların çoğu başka insanları ortak koşarak, başka varlıklara da tanrısal nitelikler yükleyerek, onları otorite kabul ederek şirk içinde Allah'a iman eder ve imanlarına şirk karıştırarak müşrikler gibi yaşarlar.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v) diyor ki; “Ahir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa âlet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş, yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden tatlıdır. Ama kalpleri kurt gönlü gibidir.”
“Ahir zamanda öyle insanlar çıkacak ki, fitne onlardan baş gösterecek, yine onlara dönecektir. Bunların lafları güzel, Kur'an okumaları mükemmel olacak. Lakin Kur'an'ın ölçüleri hançerelerinden aşağı inmeyecek. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi İslam'dan çıkacaklar. Bunlar, insanların en şerlileridir”
"Ümmetimden birtakım zümreler türeyecektir. Onlar Kur'an'ı öyle okurlar ki; sizin okuyuşunuz, onların yanında hiç kalır. Namazınız, namazlarına göre hiç kalır. Orucunuz da, oruçlarının yanında hiç kalır. Kur'an'ı okurlar, onu lehlerine zannederler, hâlbuki o aleyhlerine olacaktır. Onların namazları köprücük kemiklerinden öteye geçmez.”
Hz. Ömer (r.a) diyor ki; “Ey insanlar! Sakın bir insanın abdesti, namazı, orucu, ibadeti sizleri aldatmasın. Sizler onun ahlâkına, parayla olan ilişkisine bakınız. Bir kimsenin güvenilir olup olmadığını öğrenmek için konuştuğu zaman doğru söyleyip söylemediğine, kendisine bir şey emanet edildiğinde ona hıyanet edip etmediğine, helal ve haramı gözetip gözetmediğine, merhametli olup olmadığına ve dünya kendisine güldüğünde yani makam, mevki, para elde ettiğinde takvasına bakın.”
Birileri Hazret-i Ömer’in yanında başka birilerini överek “bir kısım insanlar gördük ki, çok takva, muttaki, Allah’tan korkan, çok iyi insanlardı” dediler.
Hazret-i Ömer onlara “Onlarla yolculuk yaptınız mı?”, “Ticaret yaptınız mı, sosyal ilişkiniz oldu mu, alışveriş yaptınız mı?”, “Onlarla komşuluk ettiniz mi?” diye sordu. Cevaplar “hayır” olunca Hazret-i Ömer; “Allah’a yemin ederim ki, siz onları tanımıyorsunuz.” buyurdu.
Eğer sadece namaz kılıyor, oruç tutuyor, Kur’an okuyor diye insanlar güvenilir bulunuyor, üstün görülüyor, hatalarının altında hikmet aranıyor, yanlışları savunuluyor, kötülükleri görmezden geliniyor, onların ardına düşülüyor, insanlar kendisini, dünyasını, ahiretini onlara emanet ediyorsa herkes bir kere daha düşünmelidir. Çünkü Allah’ın emirlerine ve Peygamber Efendimizin söylemlerine karşı geliniyor.
Allah’ın ayetlerine, Peygamber Efendimizin Hadislerine, Hz. Ömer’in sözlerine bakınca insanın insanlığı; davranışları, ahlâkı, karakteri, şahsiyeti ile ortaya çıkıyor.
Şimdi bu yazıdan ibadet etmeden de olur gibi bir anlam çıkarmaya kalkışanlara da şunu diyelim ki ibadetler olmadan Müslüman olunmaz, biz burada ayetler, hadisler, İslam büyüklerinin sözleri doğrultusunda insan olmaktan, insanları tanımaktan bahsediyoruz.
Demek ki sadece namaz, oruç ve benzeri ibadet ve davranışlar kişiyi gerçek Müslüman, şahsiyetli Müslüman, iyi Müslüman yapmaya yeterli olmuyor. İnsan yapmaya hiç yetmiyor.
İnsanlık ve kulluk, muamelede ortaya çıkıyor. Kulun karakteri, şahsiyeti, ahlâkı, insanlarla ilişkisi, dürüstlüğü, merhameti, hoşgörüsü, parayla, makamla olan ilişkisi Allah’ın bizlerden istediği insan olma erdemini ortaya koyduğu gibi Müslümanlığın kalite ve kıvamını da ortaya koyuyor.