Tüm Türkiye'de olduğu gibi Rize’de de seçim maratonu her geçen gün biraz kızışıyor.
Ramazan ayı, müslümanlar için manevi bir iklimin kapılarını aralayan, oruç ibadetinin ve ibadetin derinleştiği bir zaman dilimi olarak kabul edilir. Ancak bu yıl, Ramazan'ın manevi atmosferi, siyasi sahnenin hareketli günlerine denk geldi.
Bu durum, siyasi atmosferde farklı bir dinamik oluşturuyor.
Ramazan ayı, toplumun bir araya gelme ve dayanışma duygularını artırırken, aynı zamanda siyasi arenada da etkilerini hissettiriyor. Seçim kampanyaları, adayların ve partilerin Ramazan'ın manevi atmosferinden beslenerek, seçmenler üzerinde daha etkili bir iletişim kurmaya çalıştığı bir dönem...
Diğer yandan, bazıları ise bu dönemin, toplumun siyasi bilincini ve katılımını artırabileceğini düşünüyor.
İnsanlar, bu dönemde ihtiyaç sahiplerine yardım etme ve toplumsal sorunlara çözüm arama konusunda daha duyarlı hale gelebilir. Bu da seçimlerde adayların ve partilerin toplumsal meselelere daha duyarlı bir yaklaşım sergilemelerini gerektirebilir.
Hal böyleyken diğer tarafta bir curcunadır gidiyor.
Geçen hafta çarşıda şehir merkezinde bir turist kafilesine denk geldim.Geçen seçim arabalarına hayretle bakıyorlardı. Öyle saçma geliyordur ki onlara! Kime, niye oy veriliyor bu ülkede diyorlardı adeta. Arabası çok olana mı?
Şarkısı güzel olana mı?Sesi en fazla çıkana mı?Yakışıklıya mı?
Güzele mi?
Esmere mi?
Sarışına mı?
Saçma sapan bir düzenin içinde olduğumuz aşikar!Bir yanıt veremedim, kendilerine.
Kendi adıma söylyeyim;
seçim çalışması adı altında müzikle otobüs gezdiren gürültü kirliliğine neden olan adaylara oy vermeyeceğİM.
31 Mart seçimi ilimiz ve Ülkemiz için hayırlara vesile olsun