Yemek yemek, su içmek, ilaç içmek gibi helaller bile orucu bozarken;
Yalan söylemek, iftira atmak, hakaret etmek, aldatmak, gıybet, dedikodu yapmak, insanları korkutmak, tehdit etmek, kul hakkı yemek, fitne, fesat çıkarmak, kullara bel bağlayarak şirke girmek, emaneti ehline vermemek, liyakatsizlere makam vermek, devletin malını kendisi, yakınları için kullanmak gibi haramların imanımıza, ibadetlerimize ve orucumuza zarar vermediği aymazlığını terk ederek;
Allah’ın Müslümanlardan istediği orucun, ibadetlerin, yaşam tarzının, sosyal hayatın nasıl olacağı konusunda Allah’ın (cc) ayetlerini, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) hadislerini okumalı, öğrenmeli, tövbe ederek kendimizin ve toplumun güven içinde mutlu olacağı, Allah’ın rızasına erişebileceğimiz yeni bir yaşam biçimine geçmeliyiz.
Peygamber Efendimiz; yalan söyleyenlerin, yalan, dolanla iş yapanların, cahillerin, cahilliği terk etmeyip cehaletle amel edenlerin ibadetlerine, oruçlarına Allah’ın kıymet vermediğini, Allah’ın kişilerin aç kalmasına ihtiyacı olmadığını, nice oruç tutanların yanına açlık ve susuzluktan başka bir şey kalmadığını, nice namaz kılanların da elde ettiklerinin sadece yorgunluk ve uykusuzluk olduğunu söylemiştir.
Yine Peygamber Efendimiz; yalan, dolan, gıybet, iftira, dedikodu, gıybet, kul hakkı ile zedelenmeyen ibadetlerin ve özellikle orucun kişiye koruyucu bir kalkan olduğunu belirtmiştir.
Tabi ki Allah’ın emirleri, Peygamberimizin hadisleri ile bizlere iletilen bütün uyarılar; İslâm’ı referans alan, Peygamber ahlâkını yaşamak isteyen, kalpleri insan, Allah, Peygamber, vatan, millet sevgisiyle dolu iman etmiş Müslümanlar içindir.
Asıl hedefleri dinin yaşanması değil de hırslarını gerçekleştirmek, arzularına ulaşmak, kendisinin ve biat ettiği kişinin hastalıklı beyninin saldırganlığını, bağnazlığını din kılıfı altında topluma dayatarak istediği hayatı yaşamasına, insanları istediği gibi kullanmasına rağmen sorgulanmayacağı bir düzen olanlar için Allah’ın emirleri, dinin kuralları ve toplum düzeni geçerli değildir.
Hastalıklı beyinler için din; güç, makam, para elde etmek, insanları aldatarak etkisi altına almak ve istediği gibi kullanmak, suçlarını, hatalarını örtmek için kullandıkları bir kılıftır.