Prof.Dr.Ahmet Berhan YILMAZ
Köşe Yazarı
Prof.Dr.Ahmet Berhan YILMAZ
 

BU KADAR İLKESİZLİKLE NEREYE KADAR?

İslam ülkelerinin çoğunluğuna baktığımızda savaş, yoksulluk, geri kalmışlık, kargaşa, kula kulluk, fikir hürriyetinin, sorgulamanın, eleştirinin olmadığı bir baskı ortamı görüyoruz.  Bu durumun sorumluluğunun önemli bir kısmının din anlayışımızda, hayata bakışımızda, yaşam tarzımızda olduğunu görmek çok zor olmasa gerek.   Bu noktada şu sorulabilir; yaşadığımız, öğrendiğimiz, anladığımız, anlattığımız İslâm Allah’ın gönderdiği ve uyulmasını istediği İslâm mıdır? Bu sorunun ardından şu soru da gelir; toplum İslam’ı tamamen ve kurallarına uygun yaşarsa İslam ülkelerinin durumu yine aynı şekilde ve bugünkü gibi mi olacaktır, düzelecek midir? Allah bizlerden, toplumdan, yöneticilerden, siyasetçilerden ne istemekte, ne emretmekte ve bu emirlere ne kadar uyulmaktadır? Bütün bunlar değerlendirildiği zaman yukarıdaki soruların cevabı, sorunların çözümü ortaya çıkacaktır. Şimdi okuyan, araştıran, ibadetlerini yerine getiren her Müslümanın defalarca okuduğu ve mutlaka uyulması gereken Allah’ın toplumsal, sosyal, ekonomik, dini hayatımıza yön veren emirlerine kısaca bakalım ve ardından kendimizi, çevremizi, yöneticilerimizi sorgulayalım. Allah; adaletli olmamızı, bizim gibi düşünmeyen insanlara ve toplumlara, kin, öfke, nefret duyuyor olsak bile, adaletli olmamızı emretmektedir. Burada anamız, babamız, evladımız bile olsa, din, dil, ırk, makam, mevki, zenginlik, güç ayrımı yapmadan adalet emredilmektedir. Allah; ortak aklı, istişareyi, emaneti yani görev ve sorumlulukları işin ehline, uzmanına, bilenine vermeyi, burada da liyakate mutlaka dikkat etmeyi emretmektedir. Allah; dinde zorlama olmadığını bildirerek; din adına hiç kimseye baskı, zorlama, tehdit yapmamayı, usulünce tebliğ etmeyi, öğüt vermeyi, doğru, dürüst, ahlâklı davranarak iyi örnek olmayı emretmektedir. Allah; bölünmeyi, parçalanmayı, ayrışmayı, kıskançlığı, çekememezliği yasaklayıp uzlaşmayı, kardeş olmayı, birlik olmayı emretmektedir. Allah; sosyal ve toplumsal hayatta, ticarette, ekonomide insanların haklarının tam olarak verilmesini, emeklerin ziyan edilmemesini, hile yapılmamasını, insanların aldatılmamasını, rüşvetin olmamasını, nepotizm yapılmamasını emretmekte, her türlü israfın, özellikle içinde bütün milletin hakkı olan devlet malını israfın haram olduğunu söylemektedir. Allah; düşünce, fikir, ifade özgürlüğünün sağlanmasını, iyinin, doğrunun yanında olunmasını, kötünün, zulmün, zalimin karşında durulmasını, hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden, adalete ve hukuka riayet eden bir topluluk olunmasını emretmektedir. Allah; barışı emretmekte, size saldırılmaması ve zulüm yapılmaması durumunda sizinle savaşmayanlarla iyi geçinmeyi ve onlara karşı da adaletli olmayı emretmektedir.  Allah; toplumda zenginlerle fakirler, yöneticilerle yönetilenler arasında gelir, sosyal hayat, hak, hukuk, adalet, yaşam biçimi, alınan hizmetler açısından uçurum olmamasını, buna sebep olan bütün etmenlerin ortadan kaldırılmasını, bütün haksızlıkları ortadan kaldırarak fakir fukaranın, ihtiyaç sahibinin hakkının vakit geçirmeden teslim edilmesini ve sosyal adaletin sağlanmasını emretmektedir. Allah; bilime, bilgiye, akla değer veren, düşünen, araştıran, sorgulayan bir toplum olunmasını emretmektedir. Allah; bir toplumun ekonomik, sosyal, insanlık açısından müreffeh toplumlar seviyesine çıkmasının, ilerlemesinin, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşayabilmesinin kendi yaptıklarına bağlı olduğunu, hiçbir toplumun tembelliğini, sorumsuzluğunu, beceriksizliğini, basiretsizliğini kadere daha doğrusu Allah’a yüklememesini emretmektedir. Şimdi kendimize, yaptıklarımıza, yaşantımıza, beklentilerimize, bağlandıklarımıza, yöneticilerimize, nerede ayrıştığımıza, neden parçalandığımıza, hangi sebeplerle bölündüğümüze ve Allah’ın Kur’an’da emrettiklerine, bizlerden ne istediğine, bu istek ve emirlere ne kadar uyduğumuza bakalım, kendimizi, çevremizi, yöneticilerimizi sorgulayalım sonra da ülkemizin ve İslâm ülkelerinin neden bu durumda olduğunu anlayalım, önlemini alalım.
Ekleme Tarihi: 10 Eylül 2024 - Salı

BU KADAR İLKESİZLİKLE NEREYE KADAR?

İslam ülkelerinin çoğunluğuna baktığımızda savaş, yoksulluk, geri kalmışlık, kargaşa, kula kulluk, fikir hürriyetinin, sorgulamanın, eleştirinin olmadığı bir baskı ortamı görüyoruz. 

Bu durumun sorumluluğunun önemli bir kısmının din anlayışımızda, hayata bakışımızda, yaşam tarzımızda olduğunu görmek çok zor olmasa gerek.  

Bu noktada şu sorulabilir; yaşadığımız, öğrendiğimiz, anladığımız, anlattığımız İslâm Allah’ın gönderdiği ve uyulmasını istediği İslâm mıdır?

Bu sorunun ardından şu soru da gelir; toplum İslam’ı tamamen ve kurallarına uygun yaşarsa İslam ülkelerinin durumu yine aynı şekilde ve bugünkü gibi mi olacaktır, düzelecek midir?

Allah bizlerden, toplumdan, yöneticilerden, siyasetçilerden ne istemekte, ne emretmekte ve bu emirlere ne kadar uyulmaktadır? Bütün bunlar değerlendirildiği zaman yukarıdaki soruların cevabı, sorunların çözümü ortaya çıkacaktır.

Şimdi okuyan, araştıran, ibadetlerini yerine getiren her Müslümanın defalarca okuduğu ve mutlaka uyulması gereken Allah’ın toplumsal, sosyal, ekonomik, dini hayatımıza yön veren emirlerine kısaca bakalım ve ardından kendimizi, çevremizi, yöneticilerimizi sorgulayalım.

Allah; adaletli olmamızı, bizim gibi düşünmeyen insanlara ve toplumlara, kin, öfke, nefret duyuyor olsak bile, adaletli olmamızı emretmektedir. Burada anamız, babamız, evladımız bile olsa, din, dil, ırk, makam, mevki, zenginlik, güç ayrımı yapmadan adalet emredilmektedir.

Allah; ortak aklı, istişareyi, emaneti yani görev ve sorumlulukları işin ehline, uzmanına, bilenine vermeyi, burada da liyakate mutlaka dikkat etmeyi emretmektedir.

Allah; dinde zorlama olmadığını bildirerek; din adına hiç kimseye baskı, zorlama, tehdit yapmamayı, usulünce tebliğ etmeyi, öğüt vermeyi, doğru, dürüst, ahlâklı davranarak iyi örnek olmayı emretmektedir.

Allah; bölünmeyi, parçalanmayı, ayrışmayı, kıskançlığı, çekememezliği yasaklayıp uzlaşmayı, kardeş olmayı, birlik olmayı emretmektedir.

Allah; sosyal ve toplumsal hayatta, ticarette, ekonomide insanların haklarının tam olarak verilmesini, emeklerin ziyan edilmemesini, hile yapılmamasını, insanların aldatılmamasını, rüşvetin olmamasını, nepotizm yapılmamasını emretmekte, her türlü israfın, özellikle içinde bütün milletin hakkı olan devlet malını israfın haram olduğunu söylemektedir.

Allah; düşünce, fikir, ifade özgürlüğünün sağlanmasını, iyinin, doğrunun yanında olunmasını, kötünün, zulmün, zalimin karşında durulmasını, hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden, adalete ve hukuka riayet eden bir topluluk olunmasını emretmektedir.

Allah; barışı emretmekte, size saldırılmaması ve zulüm yapılmaması durumunda sizinle savaşmayanlarla iyi geçinmeyi ve onlara karşı da adaletli olmayı emretmektedir. 

Allah; toplumda zenginlerle fakirler, yöneticilerle yönetilenler arasında gelir, sosyal hayat, hak, hukuk, adalet, yaşam biçimi, alınan hizmetler açısından uçurum olmamasını, buna sebep olan bütün etmenlerin ortadan kaldırılmasını, bütün haksızlıkları ortadan kaldırarak fakir fukaranın, ihtiyaç sahibinin hakkının vakit geçirmeden teslim edilmesini ve sosyal adaletin sağlanmasını emretmektedir.

Allah; bilime, bilgiye, akla değer veren, düşünen, araştıran, sorgulayan bir toplum olunmasını emretmektedir.

Allah; bir toplumun ekonomik, sosyal, insanlık açısından müreffeh toplumlar seviyesine çıkmasının, ilerlemesinin, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşayabilmesinin kendi yaptıklarına bağlı olduğunu, hiçbir toplumun tembelliğini, sorumsuzluğunu, beceriksizliğini, basiretsizliğini kadere daha doğrusu Allah’a yüklememesini emretmektedir.

Şimdi kendimize, yaptıklarımıza, yaşantımıza, beklentilerimize, bağlandıklarımıza, yöneticilerimize, nerede ayrıştığımıza, neden parçalandığımıza, hangi sebeplerle bölündüğümüze ve Allah’ın Kur’an’da emrettiklerine, bizlerden ne istediğine, bu istek ve emirlere ne kadar uyduğumuza bakalım, kendimizi, çevremizi, yöneticilerimizi sorgulayalım sonra da ülkemizin ve İslâm ülkelerinin neden bu durumda olduğunu anlayalım, önlemini alalım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Zalimler
(13.09.2024 08:36 - #1563)
İnsanoğlu zalim ve cehuldur...Yükselince melekleri gecer,alcalinca Netemyahu olur...Dünyada Netenyahilar kol geziyor ...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Çağrı cihazi
(18.09.2024 10:20 - #1566)
Kültür,dünya insanlarının neler düşündüğünü,neler yaptığını ön bilgi olarak okumalıyız Cep telefonlari kapalida olsa dinleniyor...Çağrı cihazları ile suikast patlatilarak yapılıyor...Kurumlara Sibel saldırılar yapılıyor..Üniversitelerde ders kitabı olarak okumalıyız...İngiltere,Fransa ve Almanya'dan öğreneceğimiz çok şeyler var.Basta iletişim teknolojileri....Camilerde mutlaka Cuma günleri bu konular hakkında ASELSAN ile müşterek çalışmak,insanları in bilgi sahibi yapmak ...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi