Bu satırları yazarken amacım; bütün samimiyetimle söylüyorum, 47 yıldır ramazan orucunu tutan, bayram namazını, cuma namazını, vakit namazlarını kılan, camide bulunmaktan, cami cemaatiyle bir arada olmaktan çok mutlu olan bir mümin olarak üzüntümü, gözyaşlarımı dile getirmektir, sizlerle paylaşmaktır.
Bizler hayatla, insan ilişkileriyle ve dinimiz ile ilgili eğitimimizin önemli bir kısmını camilerde aldığımız, cami cemaatiyle büyüdüğümüz, başka bir cemaat bilmediğimiz, Allah’a sonsuz şükürler olsun başka bir bağlantımız, başka bir dayanağımız olmadığı için Allah’a, Peygamber Efendimize, dinimize bağlılığımızı ve camilerin, cemaatin yokluğunu yüreğimizin en derin yerinde hissediyoruz.
Allah şahittir ki; kul hakkı yemeden, kula kul olmadan, kimseye kötülük etmeden, Allah aşkıyla, Allah’a olan imanımızla, Hz. Muhammed sevgisiyle, insanlığa, vatana, millete, bayrağa hizmet sevdasıyla bu dünyadan ahiret yurduna göçebilmekten başka hiçbir gayemiz, hedefimiz, beklentimiz yoktur. Tek beklentimiz Allah’ın rızasıdır.
Şairin dediği gibi; kalbim daralıyor, yüreğim kanıyor ve hatta yüreğim yanıyor olmasaydı bu işler böyle.
Bugün itibariyle ki bir süre daha devam edecek gibi görünüyor; 71 gün, 355 vakit namazı oldu camiler kapalı, camiler cemaatsiz, cemaat camisiz, camiler cemaat, cemaat cami yüzü görmedi,
Beşi ramazan ayına denk gelen 10 haftadır camilerde, cemaatle kılınması farz olan, cuma namazı kılınamıyor. Ramazan ayı geldi geçti 30 teravih namazının otuzu da cemaatle, camilerde kılınamadı,
Ramazan ayının son günü ki yılın en güzel günlerinden biri olan, kapımızın defalarca çalındığı, onlarca çocukla sohbet ettiğimiz için heyecanla ve mutlulukla beklediğimiz, arefe günü kapımızı çalan, arefeliğini isteyen yok. “Gerçi dört çocuk geldi, bu sosyal mesafe dedikleri tedbir işi olmasa, hepsinin boynuna sarılıp ağlayacaktım neredeyse.”
Ve Ramazan Bayramında bayram namazı yok. Camiler kapalı, camide onlarca dostla, onlarca din kardeşimiz ile bayramlaşma, hal hatır sorma yok.
Hüzünlü ramazanın hüzünlü bayram arefesi ve bayram namazı kılınamayan hüzünlü ramazan bayramında gelmeyecek, gelemeyecek olan hısımı, akrabayı, eşi, dostu, konuyu komşuyu beklemiyoruz.
Çok üzgünüz, gözlerimiz nemli, ellerimiz duada Yüce Allah’tan bu afeti, bu musibeti başımızdan almasını istiyoruz, bekliyoruz, yalvarıyoruz.
Ve bu afetin neden başımıza geldiği noktasında günahlarımızı, hatalarımızı, eksiklerimizi, nasıl af dilememiz gerektiğini düşünüyoruz, düşünüyoruz, düşünüyoruz.
Hepinizin Ramazan Bayramını kutluyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.