Bu fotoğrafa iyi bakın..! Erbakan hoca ile ilk tanıştırıldığımda çekilen resimdir bu..
1986 veya 87 yılında Trabzon merkezli Karadeniz Gazetesi’nin önünde çekildi. Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı (Ombudsman) Av. Serf Malkoç, genç bir avukat ve dava adamı olarak,Prof.Dr.Erbakan hocamızı gazeteye getirmiş, bizde Yazı İşleri müdürü olarak ağırlamıştık..
1983’lı yıllarında Trabzon’da; bir Karadeniz Gazetesi (Bölge Gazetesi) bir de TRT vardı. Sonraları Kuzey Haber gazetesi yayın yapmaya başlamıştı .O tarihlerde ;ANAP İktidarının oyları yüzde 44,Erbakan hocanın oyları ise yüzde dört..
Bu nedenle; bölgeye gelen siyasi parti liderleri (Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, Erdal İnönü, hatta ,Özal) gazeteyi mutlaka ziyaret ederlerdi. Gücümüz; özgürlüğümüzden ve gazetenin tarafsızlığından alıyorduk... Hepsine rahmet diliyorum..
Av. Şeref Malkoç ve Dursun Ali Düzenli eşliğinde gazetemize gelen Erbakan hoca beni görür görmez patlattı meşhur esprisini… Ellerini kaldırdı ve bana döndü ve (…) Ey iman gemisini kaçırmak üzere olan imanlı genç kardeşim..! .Bırak ANAP’ın peşinden koşmayı. Bir an önce iman gemimize yetiş..!..Sana yerimiz vardır.”
Hoca bir saat süre ile yüzde dört oylarının yüzde 44 ANAP oylarından nasıl büyük olduğunu anlatmış ve ikna etmişti. Yakın dostum Av. Şeref Malkoç ile bu konuyu konuşup, hocaya rahmet dilemiştik..
*
Rahmetli Erbakan, millî görüşçüydü. Emperyalist güçlere karşıydı. Hoca için neler yazılır, neler söylenir? Diye düşündük ve hoca için söylenenleri, yazılanları derledik..
(…) “Bre makarnacılar”, “Bre gazozcular...” gibi, insanı gülümseten ama aynı zamanda düşündüren ifadeleri, kimi çevreler tarafından sürekli bir istihza ile karşılansa dahi, o hiç aldırmadan benzer söylemlerini esirgemiyordu.
Muhalifleri tarafından ne kadar tahfif edilse de, o benimsediği üslubunu değiştirme ihtiyacı duymadı. Bu da davasına inanmışlığının açık delilidir. Ve bu kararlı tavrı ile de başarıyı yakalamıştır. Zira insan için başarı, öncelikle hayal etmektir... Erbakan hoca bir kere bunu başarmıştır..
*
(…) Evvela, Erbakan şüphesiz bir beyefendi idi, yüzünden tebessüm eksik olmazdı. Öfke saçan, kırıp döken, kaba saba tek tavrını kimse hatırlamıyor.
Bu özellik, sadece kişiliği bakımından değil, İslamcı siyasetin militanlaşmasına meydan vermemek bakımından önemlidir. Her söylemi hem güldürür, hem düşündürürdü..
(…) Türk siyasetinin önemli isimlerinden biri olarak tarihe geçti. Türkiye’de İslamcı ideolojinin ana akımının demokrasinin sınırları içinde kalması, büyük ölçüde onun lideri olduğu siyasi partiler sayesinde mümkün olabildi.
(…)Erbakan hoca, Kıvırtmayan, özü sözü bir, anti küreselleşmeci, anti Amerikan inanmış bir dava insanıydı. (…) Sahici bir mücadele insanıydı. Beğenin veya beğenmeyin ama hakkını teslim edin ve de Erbakan hocaya yapılan haksızlıklardan dolayı de özür dileyin..
(…) O, ahir ömründe tek bir mücadele verdi. Hak ile batılın mücadelesi.. Bunun adı 'milli görüş’'tü...... Allah'tan başka kimseye kul olmayanların çadırı Erbakan'dı... Hak ile batılın mücadelesiydi. Bu iktidar Erbakan'ın mücadelesinin meyvesidir. Kim itiraz edebilir? Durduğu yerin ne olduğuna önem veren bir adamdı. Kimine göre politik tercihleri yanlış olabilir ama yönünü asla değiştirmedi. Bir insanın tüm yaşamını bir istikamette geçirmesi meziyettir.
*
(…) Direnç ve inat abidesiydi… (…) Bin türlü zulüm, bin türlü ayak oyunu, bin türlü ötekileştirme numaralarının ardından nihayet başbakan oldu (…) İşte öylesine bir direnç ve inat abidesiydi Erbakan hoca..
(…) Hoca, Hep üç amaç için çırpındı… (…) Bir Cumhuriyet çocuğuna haksız yere, hatta çoğu kasıtlı olarak yöneltilen kuşkuları, vehimleri temizlediğinizde, Erbakan'ın yarım yüzyılı aşkın siyasi hayatında hep üç amaç için çırpındığını göreceksiniz:
- Barış ve huzur içinde yaşanabilir bir Türkiye
- 2- Dış güçlerin at koşturmadığı, bağımsız bir Türkiye.
- 3- Herkesin insanca bir yaşam hakkına kavuştuğu müreffeh bir Türkiye. 37, 39 ve 41'inci hükümetlerin Başbakan Yardımcısı ve 54'üncü hükümetin Başbakanı Erbakan'ı saygıyla anıyoruz..
Prof.Dr. Necmettin Erbakan hocaya, bugün hepimizin birer özür borcu vardır.