Karadenizli olarak HES’lere karşıyım arkadaş.! Nedeni ise şu: Çocukluğumun vaz geçilmez derelerin kuruduğunu görünce çok üzülüyorum. Hayallerimi yüzdürdüğüm dereler, bire bir kurutuluyor…Kimse kimseyi kandırmasın, gerçek bu..
Başka bir soru şu: HES’ ler yabancılara mı satılıyor? Dünyada su petrolden daha kıymetli olacak ve büyük savaşlar çıkacak.. Bu nedenle Karadeniz çok önemlidir..
Türkiye’de ortalama 1500,sadece Karadeniz’de 800 HES Projesi var. Peki müteahhitlerin ve yatırımcıların söyledikleri gibi ”Bölgeyi kalkındıracak mı?’. Yoksa “Derelerimizi elimizden almayın” diyerek eylemlerini genişleten halkın dediği gibi,bu HES’ler Karadeniz’in sonunu mu getirecek.?
Önce Karadeniz sahil yolu dolgu malzemeleri için ormanlarımızı yok ettiler, kayaları tepeleri indirdiler. Sahillerimiz betonlaştı. Yaylalar özelliğini kaybetti. Uzungöl ve Ayder, betonlaştı, Arapların ısıtılasına uğradı. Şimdi de HES projeleri nedeniyle derelerimizi, ırmaklarımızı kuruttular
*
Karadeniz bölgesine gittiğimde; gözlerimle şahit oluyorum. Tapu Kadastrosu çalışmaları adı altında; Karadeniz köylerinin tümü ormana tescil edildiğini, köylülerden; atalarından kalma ormanların nasıl alındığını, yine dedelerinden kalma yayla evleri için nasıl mahkûm edildiklerini belgelerle gösteriyorlar.
Bu köşenin yazarı olarak,dedemden,babamdan miras kalan çocukluğumun geçtiği Ardeşen-Tunca-Dere Mezrası’ndaki arazimde bulunan ve çökmek üzere olan eski ,baba evini onaramıyoruz. Çünkü yasak..
Son yıllarda Karadeniz’de farklı oyunlar oynanıyor. Ajanlar cirit atıyor. Yabancıların mülk alımı arttı. Turist kimliği ile bölgemizdeki bitki örtüsünden, tarihi bölgelerimize kadar inceleyenlerin sayısında büyük artış oldu.
Bu nedenle Karadeniz’de farklı sesler yükseliyor. HES’ler konusunda kimse gerçekleri bilmiyor. Yatırımcılar ”Karadeniz’i kalkındıracak” derken, Sivil Toplum Örgütleri, Bilim Adamları ve yöre halkı ” HES’lere hayır, derelerimizi almayın, ormanlarımıza kıymayın” diyerek isyanda. Sesini duyuramıyor. Çünkü lobi çok güçlü.
Köylü ihtiyacı için kestiği bir iki ağaç için savcılıklara sevk edilirken, HES projeleri nedeniyle ormanlar yok edilirken, kayalar indirilirken kimsenin sesi çıkmıyor.
*
HES’ler deredeki suyun tamamını kullanıyorlar. ”Can suyu” denen yaşam için gerekli bırakılması gereken suyu bırakmıyorlar. EPDK’ dan denetime gelmeden önce kapaklar açılıyor, kuruyan dereler gösterilmiyor. EPDK, bu denetimlerini davul-zurna ile, ya da törenle değil, gizli bir şekilde yaparsa gerçekleri görecektir.
Küresel ısınmadan dolayı Karadeniz’in özelliği artıyordu. Türkiye’nin her Bölgesi’nde çöl sıcakları yaşanırken, Karadeniz, kendine has soğuk ve yağışlı ortamını koruyordu.Yapılan HES’ler nedeniyle dereler kurutulup, ormanlar yok edilince; Karadeniz’deki iklimde değişti,sıcaklar arttı ve etkisini bu yıl gösterdi. Serinlemek için Karadeniz’in dağlarına kaçanlar ”Buralarda cehennem sıcakları bastı” diyerek geri döndüler.
Anlayacağınız, Karadeniz elden gidiyor. Ormanlar yok ediliyor, dereler kurutuluyor. Ne için? Yatırım yapmak adı altında müteahhitler ile yabancılar para kazanacak diye. Yabancılar cirit atacak diye. Karadenizlinin eline ne geçecek? Ücretsiz enerji mi verilecek, yoksa o derelerden kar payımı dağıtılacak. ? Boşuna vatandaşı kandırmayın, Karadeniz’i gözden çıkarmayın.