Ekibimizin içinde… Hakim. Akademisyen. Bankacı.Doktor..Bürokrat. Uzman. Emekli… Var… Ekibin tümüne teşekkürler…
TRT Ankara Radyosu TSM Ses Sanatçısı Meliha Yazıcı ile birlikte…
Ankara’nın stresli ortamından… Ilgaz’ın muhteşem; dağ havasına uzandık.
İyide yapmışız. Uyumlu. Güzel… Bir ekip… Çok eğlendik…
Evlatlarımız..… Osman Ata Yazıcı. Arda Kemal Toprak. Ozan Gökmen. Halil İbrahim Yeşildal.. Yiğit Peker.. Alya Erkan ve Defne Naz Akman.
Aynı okulda öğrenim görüyorlar. İyi anlaşıyorlar…Basketbol oynuyorlar..
Başardılar. Ve tatili hak ettiler. Ilgaz’da kayak yaptılar. Eğlendiler. Dinlendiler
Her şey güzel giderken… Tatilimizin son gününde… Nazar değdi… Sevgili Ozan Gökmen, kayak pistinde; ciddi bir kaza geçirdi.
Kalça kemiğini çatlattı. Ambulans ile… Önce Kastamonu’ya… Oradan da Ankara İbni Sina Hastanesi’ne nakledildi. Bir ay dinlenecek..
Kendisine ve ailesine geçmiş olsun…
***
Ilgaz’da… Daha önceleri… Kayak Federasyonu’na ait tesislerinde kalırdık. Kendi evimiz gibidir. Sıcak… Samimi ve İçten… Federasyon Başkanı Ali Oto, tanıdık isim.. Güzel hizmetlere imza atıyor..
Bu gidişimizde… Ekip olarak. “Ankara Üniversitesi ”ne ait tesislerinde kaldık. Güzel bir yer.
Sömestri nedeniyle çok kalabalıktı. Tesisin artılar. Eksileri var.
Çalışanların motivasyonunu düşürmemek lazım..
Daha planlı. Programlı hizmet verilebilirler. Bu konuda çok şey önerebiliriz.
Şunu gördük. Bütün tesislerde…Vatandaş..”Pandemi kurallarına,” artık uymuyor. Önemsemiyor. Ciddiye almıyor. Sağlık bakanlığı boşuna uğraşıyor galiba.
Sadece bir örnek. Kastamonu’dan otobüs ile dönmek zorunda kaldık..
Ve otobüste tek koltuk bile boş değildi… Yolcular. Yan yana. Diz dize…
Maske. Mesafe kurallarına uymaya çalıştık... Buna rağmen.. Kendimizi koruyabildik isek..Covit-19’un varlığına bende, artık inanmayacağım..
***
İki şehrin doruğu…
Anadolu’nun yüce dağı..
Yazı..Kışı.. Baharı. Ayrı cennet.
Ilgaz Dağları Milli Parkı..
İki metreyi aşan kar kalınlığı.
İnsanı büyüleyen manzarası. Çöken sis.
Dans eden bulutları ile muhteşem bir yer..
Başkentten iki saat uzaklıkta..
Ilgaz… ..Dağ...Kar... Beyaz altın... Bereket.
Manzara... Adamo'nun bir zamanlar dillerden düşmeyen şarkısı gibi:
"Her yerde kar var." Oteller dolu.
Kayak pistleri... Giysiler...
Renk cümbüşü... Mavi...
Yeşil... Mor... Kırmızı...
Gündüzleri... Kayan kayana.
Dağ... Kayak pisti...
Aydınlatılmış.
Hava... Buz gibi.
Ama... İnsanlar, kaymaya devam ediyor.
Dedik ya... Kar nimet...
Kar bereket.
***
Hititler... Frigler... Osmanlı... Kurtuluş Savaşı destanı yazılan topraklar... Sırtında dokuz aylık bebeği ile cepheye silah taşırken donarak ölen Şerife Bacı... Şapka devrimi... Kastamonu'dayız... Tarihin içindeyiz.
Şehir... Açık hava müzesi gibi.
Milli Marşımız… Kurtuluş Savaşı dönemi... 19 Ekim 1920... "Milli Şair" Mehmet Akif Ersoy, Kastamonu'da.
Tarihi "Nasrullah Camii'nde" vaaz veriyor.
"Ulusal diriliş ve direniş" ateşini yakıyor.
Nasrullah Camii... Kastamonulu'nun "gözbebeği."
İstiklal Marşı'mız, TBMM'de kabul edilmeden önce... İlk kez... "Nasrullah Camii'nde okundu."
***
'Hababam Sınıfı'
Kastamonu'ya yolunuz düşerse...
Abdurrahman Paşa Lisesi'ni gezmelisiniz... Tarihi eser... 1885.
Galatasaray , ve İstanbul Lisesi'nden sonra... Türkiye'de, "en eski üçüncü lise."
"Hababam Sınıfı" romanı yazarı Rıfat Ilgaz'ın okuduğu okul.
"Güdük Necmi", yazar Rıfat Ilgaz'ın kendisi.
"İnek Şaban'a" gelince...
Safranbolulu, "Öküz Ahmet" lakaplı öğrenci.
"Kel Mahmut." Okulun öğretmenlerinden Nihat Dicle.