Osman YAZICI
Köşe Yazarı
Osman YAZICI
 

Hüzünlü bir “Köykent” hikayesi..

Doğan Atilla… Başbakanlıkta aynı dönemde görev yaptığım, üstün nitelikleri olan bir bürokrat..…Gazi Üniversitesi-İstatistik Bölümü mezunudur. Mezuniyeti sonrası Roma-Scuola Internazionale di Turistiche’de turizm eğitimi almış ve sırasıyla Turizm Bankası A.Ş., Turban Turizm A.Ş. (TURBAN), Başbakanlık Müsteşarlığı-Danışman,  Dünya Bankası ÖSDP Projeleri ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Halen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda görevini sürdürmektedir. “Şehrin taşı toprağı altındır” diyerek köyleri boşalttık. “Taşıma sistemi ile” öğrencileri ilçeye taşıdık. Köy okullarını kapattık. Köylerdeki tarım ve hayvancılığı bitirdik. Günümüzde pandemi gölgesinde herkesin “gidelim buralardan, küçük bir beldey,köylere ” dediği günlerden geçiyoruz.  Köylere dönüş başladı, başlamasına da. Köyler artık eski köy, köylülerde, o köylü değil. Anlayacağınız,  köylerdeki tüm özellikleri  yok ettik..Ama olsun..Köye dönüş başladı..Artık şehirlerin değil, köylerdeki taşı toprağı altın olmuştur.. Böyle bir ortamda…”Köykent” projesi kapsamında çalışmalarını yakından takıp ettiğim Doğan Atilla ile,bu projeyi ve o günleri  konuştuk.. Başbakanlıkta Eylül 2000-Haziran 2001 arasında yaklaşık on aylık sürede inanılmaz bir performansla tam olarak “bin atlı akınlarda misali” projeyi gerçekleştirmiştik. Yaklaşık 25 kamu kurum ve kuruluşunu ilgilendiren ve bir arada çalışma zorluğu olan Kurumlarla projeyi Başbakanlık bünyesinde koordine ve senkronize ederek, Rahmetli ECEVİT’in kendi değimiyle rüyasını gerçeğe dönüştürmüştük.  Danışman olarak beraber çalıştığım rahmetli Müsteşarımızın inanılmaz performansı ile yerelde dönemin Ordu-Mesudiye Kaymakamı Şafak BAŞA ile harikalar yaratıyorduk. Tüm kamu kuruluşları ile proje çıktılarını paylaştığımızda son derece güzel sonuçlar geliyordu, köye geri dönüşler başlamıştı, ekonomik değerler artmıştı. Bir rüya gerçeğe adım adım ulaşıyordu….. Ordu İli,  Mesudiye İlçesi, Çavdar ve Yöresi Köylerinde yürütülen bir kırsal kalkınma projesi ülkemizde Köy Enstitüleri Projesi’nden sonraki en kapsamlı hazırlanmış, en çok tartışılmış,  toplumda ciddi yer almış ve üzerine tezler yazılmış bir kırsal kalkınma projesi haline dönüşmüştü.   Rahmetli ECEVİT’in rüyasını gerçekleştirdiğimizde gözleri yaşarmıştı, olmadı ne yazık ki, Köykent yaklaşımı devam edemedi. Köykent, kırsal alanda yaşayan topluma, ekonomik kalkınması için ana altyapılar, sosyal hizmetler ve fırsatlar sunularak yaşam standartlarının arttırılması amacını taşımakta, birbirine yakın olan  5-10 köyün, sınırlı olan kaynakları ile ortak çalışma isteklerini kullanarak bir “grup köy” oluşturulması fikrine dayanmakta idi. Devletin her köye götürmesi neredeyse imkansız, bir o kadar da zor olan eğitim, sağlık hizmetleri gibi temel konular grup köylerin birinde olmakta ve diğer köylerde bu hizmete o köye giderek faydalanılmakta idi Bir vücudun atar ve toplar damarları gibi köy yolları,  köyler arasında akışkanlığı ve işbirliğini sağlıyordu. Bu çerçevede, söz konusu köylerde atıl birçok kamu binası da bu fonksiyonlarla aktif hale dönüşüyordu. Bir köyde olan ana hizmetin bir diğer köyde olmaması, kooperatifleşme,  gelir getirici kapasiteye ve temel hizmetlere ulaşmadaki ölçek ekonomisini yakalamalarına fırsat yaratıyordu.   Ülkemizde 32.175 mahalle, 18.293 köy ve 23.922 köy bağlısı olarak tarif edilen yerleşim merkezi olduğu düşünüldüğünde Devletin bu yerleşimlerin her birine nitelikli sağlık ocağı, okul vb. hizmetleri götürmesi, gerek personel temini gerekse finansal olarak zor görülmektedir. Tipik bir Köykent yapılanması köyler arasında dengeli dağıtılmış kamu imkanları, nitelikli altyapı hizmetleri, rahat gidilebilen yollar ve su/kanalizasyon şebekesi ile elektrik ve haberleşmeyi içermektedir.  Köykent projesi gerçekleştirilirken katılımcı demokrasinin en güzel örneklerinden biri olan süreç sonunda oluşan dokümanlar dikkate alınmış ayrıca proje yapılan grup köylerde bire bir yapılan görüşmelerle halkın projeden beklentileri sorulmuştur.  Köykent projesi birçok olumlu gelişmeler ile devam ederken 2002 yılından sonra duraklamaya girmiştir. Yapıldığı dönem içerisinde başarılı sonuçlar elde edilmesine rağmen projenin yapıldığı dönemdeki siyasi iktidar ve lideri ile anılan proje,  projenin yaygınlaşacağı ve bölge yaşayanlarının (yararlanıcıların) sorumluluk almalarının beklendiği bir dönemde gerek personel gerek koordinasyon açısından kamunun desteklerini çekmesi sonrası sona ermiştir. Proje alanında çalışan kamu personel sayısı azalmış, bazı kamu binalarındaki personel tamamen çekilmiş, bu nedenle kamu hizmetlerinde hizmet kalitesinde bariz azalmalar görülmüştür.  Dünya Bankasının başarı hikayesi olarak adlandırdığı ve en iyi uygulamalar içerisinde gösterdiği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Yerel Gündem 21 (Local Agenda 21) adına örnek olarak tanımlanan öncü ve örnek projenin bir gün yeniden yeşerdiğini görebilmek dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2022 - Pazartesi

Hüzünlü bir “Köykent” hikayesi..

Doğan Atilla… Başbakanlıkta aynı dönemde görev yaptığım, üstün nitelikleri olan bir bürokrat..…Gazi Üniversitesi-İstatistik Bölümü mezunudur. Mezuniyeti sonrası Roma-Scuola Internazionale di Turistiche’de turizm eğitimi almış ve sırasıyla Turizm Bankası A.Ş., Turban Turizm A.Ş. (TURBAN), Başbakanlık Müsteşarlığı-Danışman,  Dünya Bankası ÖSDP Projeleri ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Halen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda görevini sürdürmektedir.


“Şehrin taşı toprağı altındır” diyerek köyleri boşalttık. “Taşıma sistemi ile” öğrencileri ilçeye taşıdık. Köy okullarını kapattık. Köylerdeki tarım ve hayvancılığı bitirdik. Günümüzde pandemi gölgesinde herkesin “gidelim buralardan, küçük bir beldey,köylere ” dediği günlerden geçiyoruz. 

Köylere dönüş başladı, başlamasına da. Köyler artık eski köy, köylülerde, o köylü değil. Anlayacağınız,  köylerdeki tüm özellikleri  yok ettik..Ama olsun..Köye dönüş başladı..Artık şehirlerin değil, köylerdeki taşı toprağı altın olmuştur..

Böyle bir ortamda…”Köykent” projesi kapsamında çalışmalarını yakından takıp ettiğim Doğan Atilla ile,bu projeyi ve o günleri  konuştuk..

Başbakanlıkta Eylül 2000-Haziran 2001 arasında yaklaşık on aylık sürede inanılmaz bir performansla tam olarak “bin atlı akınlarda misali” projeyi gerçekleştirmiştik. Yaklaşık 25 kamu kurum ve kuruluşunu ilgilendiren ve bir arada çalışma zorluğu olan Kurumlarla projeyi Başbakanlık bünyesinde koordine ve senkronize ederek, Rahmetli ECEVİT’in kendi değimiyle rüyasını gerçeğe dönüştürmüştük. 

Danışman olarak beraber çalıştığım rahmetli Müsteşarımızın inanılmaz performansı ile yerelde dönemin Ordu-Mesudiye Kaymakamı Şafak BAŞA ile harikalar yaratıyorduk. Tüm kamu kuruluşları ile proje çıktılarını paylaştığımızda son derece güzel sonuçlar geliyordu, köye geri dönüşler başlamıştı, ekonomik değerler artmıştı. Bir rüya gerçeğe adım adım ulaşıyordu…..
Ordu İli,  Mesudiye İlçesi, Çavdar ve Yöresi Köylerinde yürütülen bir kırsal kalkınma projesi ülkemizde Köy Enstitüleri Projesi’nden sonraki en kapsamlı hazırlanmış, en çok tartışılmış,  toplumda ciddi yer almış ve üzerine tezler yazılmış bir kırsal kalkınma projesi haline dönüşmüştü.  

Rahmetli ECEVİT’in rüyasını gerçekleştirdiğimizde gözleri yaşarmıştı, olmadı ne yazık ki, Köykent yaklaşımı devam edemedi. Köykent, kırsal alanda yaşayan topluma, ekonomik kalkınması için ana altyapılar, sosyal hizmetler ve fırsatlar sunularak yaşam standartlarının arttırılması amacını taşımakta, birbirine yakın olan  5-10 köyün, sınırlı olan kaynakları ile ortak çalışma isteklerini kullanarak bir “grup köy” oluşturulması fikrine dayanmakta idi. Devletin her köye götürmesi neredeyse imkansız, bir o kadar da zor olan eğitim, sağlık hizmetleri gibi temel konular grup köylerin birinde olmakta ve diğer köylerde bu hizmete o köye giderek faydalanılmakta idi

Bir vücudun atar ve toplar damarları gibi köy yolları,  köyler arasında akışkanlığı ve işbirliğini sağlıyordu. Bu çerçevede, söz konusu köylerde atıl birçok kamu binası da bu fonksiyonlarla aktif hale dönüşüyordu. Bir köyde olan ana hizmetin bir diğer köyde olmaması, kooperatifleşme,  gelir getirici kapasiteye ve temel hizmetlere ulaşmadaki ölçek ekonomisini yakalamalarına fırsat yaratıyordu.  


Ülkemizde 32.175 mahalle, 18.293 köy ve 23.922 köy bağlısı olarak tarif edilen yerleşim merkezi olduğu düşünüldüğünde Devletin bu yerleşimlerin her birine nitelikli sağlık ocağı, okul vb. hizmetleri götürmesi, gerek personel temini gerekse finansal olarak zor görülmektedir. Tipik bir Köykent yapılanması köyler arasında dengeli dağıtılmış kamu imkanları, nitelikli altyapı hizmetleri, rahat gidilebilen yollar ve su/kanalizasyon şebekesi ile elektrik ve haberleşmeyi içermektedir. 

Köykent projesi gerçekleştirilirken katılımcı demokrasinin en güzel örneklerinden biri olan süreç sonunda oluşan dokümanlar dikkate alınmış ayrıca proje yapılan grup köylerde bire bir yapılan görüşmelerle halkın projeden beklentileri sorulmuştur.  Köykent projesi birçok olumlu gelişmeler ile devam ederken 2002 yılından sonra duraklamaya girmiştir. Yapıldığı dönem içerisinde başarılı sonuçlar elde edilmesine rağmen projenin yapıldığı dönemdeki siyasi iktidar ve lideri ile anılan proje,  projenin yaygınlaşacağı ve bölge yaşayanlarının (yararlanıcıların) sorumluluk almalarının beklendiği bir dönemde gerek personel gerek koordinasyon açısından kamunun desteklerini çekmesi sonrası sona ermiştir. Proje alanında çalışan kamu personel sayısı azalmış, bazı kamu binalarındaki personel tamamen çekilmiş, bu nedenle kamu hizmetlerinde hizmet kalitesinde bariz azalmalar görülmüştür. 

Dünya Bankasının başarı hikayesi olarak adlandırdığı ve en iyi uygulamalar içerisinde gösterdiği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Yerel Gündem 21 (Local Agenda 21) adına örnek olarak tanımlanan öncü ve örnek projenin bir gün yeniden yeşerdiğini görebilmek dileğiyle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi