Ankara’nın yaklaşık altı milyon nüfusu var. 25 ilçesi bulunuyor. Ankara “ Orta Anadolu” mozaiği…Karadenizli..Çorumlu…Yozgatlı..Kırıkkaleli..Kırşehirli..Sıvaslı iç içe…
Cumhurbaşkanlığı… Yüce Meclis TBMM. Yüksek yargı. Siyasi Parti Genel merkezleri..Bakanlar..Üniversiteler..Bürokratlar..Büyükelçilikler..Hepsi Ankara’da..
Devletin zirvesini yaşadığı başkentin sağlığı de çok önemlidir. Önemli olan zoru başarmaktır. Hekimlerimiz zoru başarıyorlar.
1923’te Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye’de 544 hekim vardı. 1935’te 1625’e yükseldi. Atatürk, Nutuk’ta Ankara ve Van’da hastane kurulmasını önerdi. Bugün sadece Ankara Üniversitesi’nde beş bine yakın hekim ve öğretim üyesi var. Nereden nereye…
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ilk dekanı Tümgeneral Abdulkadir Noyan’dır. 1945’te öğretime başladı. Tıp Fakültesi’ne bağlı İbn-i-Sina Hastanesi 2000 yatakla hizmet vermektedir. Cebeci Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile birlikte yılda 400 bin poliklinik hastası, 30 bin acil hasta kabul edilmekte. 20 bin ameliyat yapılmaktadır.
Ankara Üniversitesi bünyesinde toplam 5 bine yakın doktor, öğretim üyesi, araştırma görevlisi var. İdari personel, sözleşmeli personel işçi olmak üzere 10 bine yakın personel görev yapıyor. Hastanede çok deneyimli hekim kadrosu bulunuyor. Bazı hekimlerimizde özel sektöre kaçırıldılar..
Üniversite hastanelerinde görev yapan hekimler 67 yaşında sağlık Bakanlığı’nda görev yapanlar ise 72 yaşında emekli oluyorlar. Bu çelişki ve ayrıcalık niye…?
Sağlık bakanı Fahrettin Koca ile YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar’ın dikkatlerine sunuyoruz. Bu çelişki anlamsız ayrıcalık ortadan kaldırılmalı ve bütün hekimlere eşit haklar verilmeli.
Deneyimli hekimlerin tecrübelerinden istifade edilmeli. Ankara Üniversitesi’nin başarılı rektörü Prof.Dr.Necdet Ünver hocamızın parlamento ve Sağlık bakanlığı müsteşarlığı geçmişi olan birisidir. Parlamentoda bir ek madde ile bu sorunu çözecek kudrette olduğunu biliyoruz..
*
Üniversitede çok sayıda üstün nitelik ve değerlere sahip hocalarımız vardır elbette... Sadece iki yakın tanıdık hocalarımızdan söz edeceğiz. Gastroenteroloji Bilim Dalı başkanı Prof. Dr. Arif İrfan Soykan ile Gölbaşı’nda 20 yıldan beri komşuyuz. Hasta ve hastane dışındaki en büyük hobisi bahçe işleri ile uğraşmaktır bizim de doktorumuz ve aile dostumuzdur..
Aynı şekilde Radyoloji Bölümü başkanı Prof.Dr. Cemil Yağcı, hem hemşerimdir, hem de uluslararası şöhrete sahip, branşında ender hocalarımızdan birisidir. Gerek Soykan hocamız, gerekse Yağcı hocalarımız gibi kalite kolay yetişmiyor. Dostlukları, hastalarla olan diyalogları ,özverileri ise her türlü takdirin üzerindedir..
Hastane mi, doktor mu önemlidir? Derseniz.. Her ikisi de önemlidir elbette. Hastaların tercihinin doktordan yana olduğunu düşünüyorum.
Benim için de doktora olan güven esastır. Prof. Dr. İrfan Soykan ile Prof.Dr. Cemil Yağcı çok güvendiğim bir aile dostlarımdır. Kendilerini bilime ve insan sağlığına adayan iki önemli değerdir. Yeni Tıp Fakültesi’ni bitirmiş öğrencilerimizden daha heyecanlı, daha dinamik olarak görev yapan iki isim..
Vefakâr, cefakâr sağlık ordusu 7/24 görev başında. Doktorlar, hemşireler, diğer sağlık personeli dur durak bilmiyorlar.
Geçen hafta “Endoskopi ve Kolonoskopi yaptırdık..”İrfan Hoca operasyon masasında bana, bahçede ektiğimiz sebzelerin durumu ile birlikte aşıladığımız meyve ağaçların durumunu soruyordu. Gerisini hatırlamıyorum. Narkozun etkisi geçince İrfan Hoca ve ekibi başucumdaydı.
Domatesin faydaları ile uyudum; “Sağlığını etkileyecek bir şeyin yoktur” sesi ile uyandım. Hoca ve ekibine teşekkür ederim. İrfan Hoca işinin delisi 7/24 saat hastanede.
İrfan Soykan ve Cemil Yağcı hocalarımızın dirayetleri, ciddiyetleri hastalara karşı olan sıcak diyalogları, mütevazı kişilikleri her türlü takdirin üzerindedir. 7/24 görevinin başında ve “Önce hekimim ve insan sağlığı bizim önceliğimdir” diyen iki hekim…Teşekkürler.. Her ikisine