Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 çocuk yapın çağrısı böyle giderse artık bir hayal!
İstanbul sözleşmesi yürürlüğe girdikten sonra özellikle son yıllarda gençler artık bırakın evlenmeyi, evlilerde boşanmak için adliyelerde kuyruğa girmiş durumdalar!
Rize'de bile boşanma olayları tavan yaptı!
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, bilinen adıyla “İstanbulSözleşmesi”, “kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele gerekçesi ile” 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldı ve 1 Ağustos 2014’de Türkiye’de yürürlüğe girdi.
Metni onaylayan Bakanlar Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar: B. Bozdağ, A. Babacan, B. Atalay, S. Ergin, F. Şahin, E. Bağış, N. Ergün, F. Çelik, E. Bayraktar, Ahmet Davutoğlu, M.Z. Çağlayan, S Kılıç, M. Eker, H. Yazıcı, İ.N. Şahin, C. Yılmaz, E. Günay, M. Şimşek, Ö. Dinçer, İ. Yılmaz, V. Eroğlu, F. Şahin, B. Yıldırım
5 Temmuz 2015'te Sümeyye Erdoğan başkanlığında kurulan Kadem sayesinde İstanbul sözleşmesi bir ivme kazansa da, son yıllarda boşanma olayları Türkiye #Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı! Sadece nüfus oranına bakılırsa Rize Türkiye'de ilk 5 il arasında!
Peki neden böyle oldu Özellikle bu işi uzman olan kişiler, İstanbul sözleşmesinin yürürlüğe girdikten sonra boşanma olaylarını bırakın azalmayı yüzde 300-500 oranında arttığını dile getirerek, bu sözleşmenin bir an önce ortadan kaldırılmasını dile getirdiler!
1 ağustos 2014'te yürürlüğe giren ve Avrupa Konseyi'ne kabul edilmiş bu antlaşmayı birçok Hıristiyan Batı Avrupa ülkesi aile birliği yıkılır diye kabul etmediler..
Ve çok önemli bir detay da gözlerden kaçıyor, özellikle imzaya açıldığı ve hayata geçtiği ilk yıllarda 2011 yılında 121 kadın cinayete kurban giderken, 2012 yılında bu sayı 100 artarak 220 'ye yükseldi..
2013 yılında 213, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409,2018 yılında 440 ve 2019 -474 kadın cinayeti..
Görüldüğü gibi İstanbul sözleşmesi Türk ailesini korumadığı gibi, kadınları koruyamayacak cinayet tecavüz olayları 500 'den fazla artarak vahim bir rakamlara ulaştı..
Kuşkusuz cinsiyet eşitliği kavramı ile Türkiye'de kadınlar sözde masa başında biraz özgürlük kazanmış görünürken, erkekler statü konumu ve ailede söz sahibi olma özgürlüğünü kaybettiler !..
Çünkü kadının sözü esas alındığından dolayı, artık evlerde erkeklerin söz hakkı bitmiş oluyor..
Şöyle ki bir kadın evde şiddet olmadığı halde Kocam bana şiddet uyguluyor diyerek kocasını şikayet ettiğinde, erkek evden 6 ay uzaklaştırılıp hoş olmayan olaylar meydana gelirken, kadın istediği gibi biriyle o evde yaşayabiliyor!..
Böyle bir anlaşma böyle bir sözleşme olabilir mi?.
Bu tamamen Türk aile yapısını bitirmeye yönelik bir fetö-chp-hdp operasyonu olduğu gibi, KADEM üzerinden Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye vurulmuş en büyük darbedir..
Eskiden Taksim'de 2-3 tane traversti gezerken, bugün LGTB'li homoseksüeller pankartlarla gruplar halinde 500 -1000 kişilik gruplar halinde gezip örf, âdetlerimize ve islama savaş açmış durumdalar ..
Bunun sorumluları İstanbul sözleşmesine sahip çıkanlar ve ona destek verenlerdir..
Dün ANAP'ı tarih sahnesinden sildiren PAPATYALI'lar neyse, bugünde KADEM, halkın istemediği örf ve adaletlerimize ters uygulamalara sahip çıktığından dolayı AK PARTİ'ye büyük darbe vuracaktır!