Bütün dünya, bir Allah’ın cezası virüsle gece gündüz mücadele ediyor. İllet virüs, her gün binlerce can alıyor. Ülkemizde de rakamlar gittikçe büyüyor. Başta Sağlık Bakanlığı ve bakanlığın fedakâr çalışanları ile diğer ilgili bütün birimler canla başla savaşıyor.
Ülkemiz, bu illetle uğraşıyorken, 35 yıldır da bir başka bela ile mücadele ediyor. Bu süre içinde 5 binin üzerinde şehit verdik. 600 Milyar Dolar’dan fazla para harcandı bu işe… Gerçi bu rakamlarda çok farklılıklar var. Mesela birkaç yıl önce bir bakanın açıkladığı rakam 500 Milyar Dolar iken, yine ayın zamanlarda bir başka bakan, 640 Milyar Dolar diye bir hesap çıkardı. Anlayacağınız bu konuda tutulmuş bir hesap yok. Sadece tahmin yürütülüyor. Fakat 35 yıldır o dağlara atılan kurşunlar da bedava değil tabiatıyla. Ne olursa olsun, bu rakamlar korkunç. Bir ülkenin milli serveti akıyor terörle mücadeleye...
Seversiniz sevmezsiniz, terörle mücadelede Süleyman Soylu’nun çabaları yadsınamaz. Geçen hafta sonu 30 büyükşehirle Zonguldak’ta aldığı sokağa çıkma yasağı sonrasında yaşananlar yüzünden Pazar gecesi istifa ettiğini açıklaması üzerine terör örgütünde kısa süreli bayram yaşanması, bunun en büyük delili…
Tüm dünya ile birlikte Türkiye virüsle uğraşırken, kalleş terör örgütü, Diyarbakır’da ve bazı illerde yollara mayın döşemesi sonucu askerimizi ve sivilleri şehit edebiliyor. Buna kalleş oğlu kalleşlik denir. Ülke, bir başka dertle uğraşırken, sen gidip sivillere saldırıyorsun; bu yüzden kalleşsin PKK, kalleşsin PYD...
Korona hâlâ pik yapmadı…
Başta ilk çıktığı yer olan Çin olmak üzere bazı ülkelerde zirve noktasını yakalayan virüs, gerileme göstermeye başladı. Ancak ülkemizde hâlâ bir yükseliş trendinde. Ümit ederiz ki Ramazan başlarında, belki ortalarında hız kessin ve ibre aşağıya doğru dönmeye başlasın. Yaz ortalarında veya en geç sonbaharda da ebediyen hayatımızdan çıksın.
Bu daha da önemli…
Covid19, bilinen adıyla korona virüsü için aşı çalışmaları sürerken, şimdi de Microsoft’un kurucusu Bill Gates girdi işin içine iyi mi? Belli ki bu aşı piyasası çok büyük. Ordo ab Chaos diye Latince bir terim var. Anlamı şu: Önce kaos, sonra düzen… Dünyayı yönetenler yani 13 büyük, 114 küçük şeytan, geçen asrın başından beri dünyayı bu şekilde yönetmenin peşinde… Anlayacağınız bu korona işinde, bir bit yeniği var. Tamam biz biraz daha evde hapis kalalım ama sonrası ne olacak? Bu gözü dönmüş zalimler bizi rahat bırakacak mı? Çünkü para bunların her şeyi. Zaten bu yüzden, bazı yerli girişimleri engellemeye çalışıyorlar. Mesela Ankara’da, corona ve daha önceki benzer salgınları, bio-rezonans yöntemiyle, bir çeşit elektronik dalgalarla yok edebilen bir çalışmanın içinde olan bir grup insan var. Yani önce virüsün frekansı saptanıyor, ardından oraya uygulama yapılıyor. En çok 48 saatte virüse neden olan mikroorganizmalar yok ediliyor. Ama desteklenmiyorlar ve hatta engellenmeye çalışılıyorlar. Bu çalışmalar, ilk de değil. 1989’da böyle bir çalışma yapılmış, yani corona virüsünün frekansını bulmak zor da değil. Anlayacağınız işimiz hem zor, hem de kolay. Ama bir sihirli el değmesi lazım. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Muhabbetle efendim!