Bir Bakanlık diğer Bakanlıkları, Valiliği, Cumhurbaşkanlığını kandırır mı? Proje Tanıtım Dosyasına "İlave taş ocağı açılmayacak, ihtiyaç olan taş mevcut ocaklardan alınacak" diye yazıp ÇED olumlu raporu aldıktan sonra Vali'ye giderek "Taş ocağına ihtiyacım var, İkizdere'de Eskenci Vadisinde bana ruhsat ver." der mi? Öyle dese bile, Vali ona "Tanıtım dosyanda ilave taş ocağı açılmayacak demişsin, o şekilde ÇED olumlu raporu almışsın. Şimdi gelmiş 'taş ocağı lazım' diyorsun. Bu ne yaman çelişki? Madem öyle, yeniden tanıtım dosyası hazırla, dosyada ilave taş ocağına ihtiyaç olduğunu belirterek ÇED başvurusu yap" demez mi?
Demediği gibi Valilik, mevzuatta 25 hektardan küçük alanlarda taş ocağı ruhsatı için ÇED gerekli değil, o yüzden 98 hektar olan alanda 25 hektardan küçük 3 tane ayrı ruhsat başvurusu yap, ÇED gerekli değil kararı vereyim, Cengiz makinelerini soksun, vadiyi darmadağın etsin, bu da benden size kıyak olsun" der mi?
Ancak savaş zamanlarında hayati derecede aciliyet gerektiren durumlarda uygulanabilecek Acele kamulaştırma kararını Cumhurbaşkanına imzalatmak için, evlerini korumak isteyen insanlara 'terörist' diyecek kadar, yaşam alanlarını savunan köylülerin üzerine jandarmayı salacak kadar, olağanüstü hal ilan edecek kadar gözü dönmüşlük, azgınlaşmışlık...
Proje tanıtım dosyasında; inşaatında 215 kişinin, faaliyete geçtikten sonra 180 kişinin çalışacağını yazan Bakan, halkı halka kışkırtmak için İkizdere'ye gidip "8 bin kişiye istihdam sağlanacağı" yalanını söyler mi?
Hepsi bir yana, utanması olan için;
"Mehmetçiği Cengiz'in emrine verdiniz, yemek paketlerini bile o dağıttı. Bu ayıp size eter."