Çağı yakalamak istiyorsak; yetiştirilen gençlerimizin en niteliklilerini eğitimci olmaya teşvik etmeliyiz. Bunun içinse öğretmenliği ve akademisyenliği en prestijli meslekler haline getirmeliyiz.
Sınıftaki öğretmen ve öğrenci ilişkisine zihinsel bir üreme olayı olarak bakıyorum. Hoca sınıfa girer ve bir şeyler öğrenmeye hazır halde bulunan öğrencilerle zihinsel etkileşime başlar. Bilgi alışverişi sağlanır, fikirler ortaya konur, tartışılır ve ders biter. Dersin sonunda artık öğrencinin dersin başındakinden daha farklı birisi olması beklenir. Eğer derse girdiği andaki öğrenci ile dersin sonundaki öğrenci aynı ise burada ne başarıdan ne de etkinlikden bahsedilebilir.
Burada zihinsel üreme tanımını son derece önemli buluyorum. Yani fikirlerin birleşip yeni bir fikir doğurması. Bilgilerin birleşip daha nitelikli bir bilgi ortaya çıkarması. Burada etkileşimin kalitesi çok mühim.
Doğada birçok canlı çiftleşmeden önce en sağlam geni, en kuvvetli erkeği veya dişiyi arar. Böylece kendi soyunu devam ettirebilmek için doğal seçilim içerisinde yaşama şansı en yüksek olan ürünü ortaya çıkarmaya çalışır. Yani birleşenler ne kadar sağlam, verimli, etkili ise çıkan üründe o kadar sağlam, verimli ve etkili olur.
Tam da bu sebeple, çağı yakalamanın en önemli unsuru olarak; sınıftaki hocanın toplumun en seçkin ve nitelikli bireylerinden oluşması gerektiğini düşünüyorum. Böylece en nitelikli hocalarla en nitelikli gençler yetiştirilecek ve rekabet etme şansı yüksek bir nesil ortaya çıkarılacak.
Rekabet edebilirlik beraberinde katma değer üretebilmeyi getirecek. Katma değer üretebilmek ise yeni istihdam alanları, ekonomik kalkınma ve prestij olarak topluma yansıyacaktır.
Biz Türkiye'yi gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak isteyecekleri bir ülke haline getirmek istiyoruz. Hatta tersine beyin göçünü sağlayacak atılımlar yapmak istiyoruz. Bunun için de önce hukuk, adalet ve özgürlükler diyoruz. Sonra ekonomik kalkınma ve elbette ki eğitim diyoruz.
Eğitim konusunda öğretmenliği cazibeli bir hale getirmeden yol alabilmemizin mümkün olmadığını düşünüyorum.
Her öğretmenimiz, bir bilim insanı vizyonuyla eğitim vermediği sürece dünya ile rekabet edebilecek bir ülke olamayız.
"Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
İlkokuldan, lisans ve yüksek lisans eğitimime kadar bizlere emeği dokunmuş tüm vizyon sahibi hocalarıma şükranlarımı sunuyor, ellerinden öpüyorum.
Onur ÇOLAK
DEVA Partisi Rize İl Gençlik Çalışmaları Başkanı