1940 Yılında Rize’de doğan İkizdere’li İsmail Kahraman siyasetin duayenlerinden.
İlk gençlik yıllarından bu yana aktif olarak sosyal hayatın içinde yer aldı. İstanbul Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyetinde başkanlık ve yükseköğrenim gençliğini temsil eden Millî Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) 48'inci dönemde genel başkanlık yaptı.(1967-1969)
1985’te yılında kurulan Birlik Vakfı’nda mütevelli heyeti başkanı oldu. Ayrıca birçok vakıfta, dernekte, istişare kurullarının yönetiminde bulundu.
Kahraman, aynı zamanda Üniversitemizin, R.T.Erdoğan Üniversitenin kurucular kurulu başkanı ve ilk mütevelli heyeti başkanıdır.
Kültür Bakanlığı ve TBMMeclisi Başkanlığı yapmış olan Kahraman’ın geçtiğimiz yıllarda yaptığı “asıl kutlanması gereken Fetih günleridir.” yönündeki açıklamasının ardından Reşat Kasap’ın Belediye Başkanlığı döneminde 28 Ağustos baz alınarak Rize’nin Fethi adı altınla kutlamalar başlatıldı.
Bu yıl ise bu etkinlik RİDEVA adlı İstanbulda kurulu bulunan derneklerinin bağlı olduğu Vakıf tarafından Valilik ve Belediye birlikteliğiyle organize edildi.
Geçmiş yıllara nazaran bu yıl etkinliklerin daha görkemli yapılmak istenmesi bazı çevrelerin dikkatini çekti ve bu çevreler bu gibi kutlamaların tarihi bir dayanağının olmadığını, 1461 Yılında Rize diye müstakil bir ilin olmadığını, o tarihte bağlı olduğu Trabzon’un fethedildiğini, çakma günler ihdas etmenin yanlış olduğunu dile getirdiler.
Bu tartışmalar arasında yapılan etkinlikler Cumhuriyet meydanından başladı ve Trabzon Mehteran Ekibinin arkasında oluşturulan kortej buradan İsmail Kahraman’ın ismiyle anılan Kültür Merkezinde son buldu. Sonrasında da Kültür Merkezinde Fetih adına yapılan konuşmalar etkinlik devam etti.
Fetih için RİDEVA İl dışından birçok üyesini etkinliğe davet edip, bazılarını da taşımış olmasına rağmen Kültür Merkezi salonunda yer alanların azlığı dikkat çekiciydi. Başta Ak parti olmak üzere birçok siyasi parti yetkilileri, partili vatandaşlar, odalar, dernekler, borsa vs temsilcileri dahi bu etkinliğe ilgi göstermediler.
Anlaşıldığı kadarıyla eleştirenlerin dile getirdiği “yapılan etkinliklerin tarihi bir dayanağının olmadığı”yönündeki eleştirilere bu kesimler de katılıyordu.
Rize’nin Fethi etkinliğinin fikir babası olan İsmail Kahraman’ın siyasal kimliği nedeniyle eğer bu etkinlikten Ak partinin toplum nezdinde desteğinin artabileceği hesap edilmişse aksinin olduğunu öne sürmek mümkün. Bu iddianın doğruluğunun görünür nedeni de Ak parti ve etkin olduğu çevrelerin bu etkinliğe yeterince ilgi göstermiş olmaması.
Bazı kişilerin, “boşuna enerji ve para harcanıyor” diye eleştirdiği bu etkinlikte konuşma yapan İsmail Kahraman’ın “Kurtuluş günlerinin kutlanmasına karşıyım” diyerek Rize ve İzmir gibi yerlerde bir kurtuluş mücadelesinin olmadığını, düşman güçlerinin istediklerini kat be kat elde ettikten sonra çekip gittiklerini” belirtmesi ise ülke çapında büyük tepkilere yol açtı.
Trabzon’un fethinden Rize’ye pay çıkararak kutlamalar tertip edip, kurtuluş günlerine karşı çıkmak adeta “kaş yaparken, göz çıkarmaya” dönüştü. Siyasal kimliği nedeniyle de Kahraman’ın bu sözleri üzerine birçok kişi Ak Partiye yüklendi.
FETİH VE KURTULUŞ
Anadolu’nun Fethi, islamlaşma ve Türklüğün Anadolu’ya damgasını vurması açısından son derece büyük bir öneme sahip. O nedenle bu günün yıldönümünde belirli merkezlerde görkemli kutlamalar yaparak tarih şuurunu hafızalara kazımak gerekiyor. Ancak, bunu tarihi gerçekleri zorlayarak yaptığınızda herhangi bir yarar sağlanması mümkün olmaz.
Hele böyle bir şey yapmayı ülke genelindeki kurtuluş günlerini anlamsız haline getirme adına bir alternatif oluşturmak için yaparsanız tepkileri üzerinize ve temsil ettiğiniz siyasete çekersiniz.
“Kurtuluş Günleri yok” dediğinizde başta Mustafa Kemal olmak üzere cepheden cepheye koşan komutanlarımızı, bu uğurda canını veren askerlerimizi, sütçü imam, kara fatma,Nezahat onbaşı, Halime çavuş, Şerife bacı gibi onlarca halk kahramanını, İpsiz Recep gibi vatan namına savaşmış olan çeteleri bir çırpıda silip atmış olursunuz. O zaman da kendi tarihinizi, geçmişinizi, geçmiş söylemlerinizi inkâr etmiş olursunuz.
Evet.. Bazı Kurtuluş günleri kutlamaları için eleştiriler yapılabilir. İllerin yanı sıra ilçelerin de birer gün arayla kurtuluş kutlamaları yapmaları zaman ve enerji israfı olarak değerlendirilebilir ancak bunları da tarihi zihinlere yerleştiren birer mahalli etkinlik olarak düşünmek gerek. Bunca festivalin yaygınlaştığı, kültürel etkinliklere yönelindiği bir ortam da bu gibi etkinliklerin fazla ve gereksiz görülmesi de kanaatimce anlamsız.
Velhasıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ak partinin, müteddeyyin çevrelerin çok değer verdiği bir isim olan eski Meclis Başkanımız (bence) kaş yaparken göz çıkarmış, bunca gereksiz ve yanlış tartışmaya yol açmakla savunduğu siyasete de zarar vermiştir.
Seçime bir yıldan az bir zamanın kaldığı düşünülürse Ak Partili hüviyetiyle konuşanların, konuşmalarında daha dikkatli olmaları gerekmez mi?