Merhaba değerli Dostlar. Bu köşede Sizinle bir ay kadar misafir olduğumuz Mekke ve Medine’deki bazı gözlemlerimi, bir yazı dizisi şeklinde “Hicretin Rotasında” başlığı altında paylaşmaya çalışacağım.
Bundan maksadımız; kimseyi incitmek, üzmek, yadırgamak, aşağılamak ya da hor görmek değildir. Niyetim kendi penceremden görünenleri, (gidenler tarafından zaten bilinen) bazı hususlara yeniden nazar-ı dikkat çekerek daha güzel nasıl olura belki bir fayda sağlamaktır. “Ameller niyetlere göredir” Hadisinin ışığında hayır murad eder. Manevi bir kazanç umarız İnşallah öyle olur.
44 Yaşında müracaatımızı yaptığımız Hac Yolculuğuna, hiç beklemediğimiz bir anda, 57 yaşında DİB’dan telefonumuza gelen bir mesajla acele bir şekilde hazırlıklara başladık.
Pandemi nedeniyle iki yıldır kurada çıktığı halde gidemeyen Hacı Adaylarının, kontenjan kısıtlaması nedeniyle yarısı (37 Bin civarı) gideceğinden beklentimizin hiç ama hiç olmadığını söylemek isterim. 2019 da kurası çıkmış, ücretini yatırmış kişiler arasından yapılan kesin kayıtlar 13 Mayıs 2022 de tamamlanmış, 24 Mayısta eksik kalan kontenjanlar tamamlanmış, 25 Mayısta tarafımıza çağrı yapılmış. Takdir-i İlahi demekten başka söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Bize tanınan 1-2 Günlük süre zarfında resmi işlemlerimizi telaşlı bir şekilde de olsa tamamlayabildik. Zira verilen saate kadar belirtilen işlemlerın tamamlanamaması halinde, yerimize yeni bir adayın çağrılacağı söz konusuydu. Yaklaşık bir ay önce hiçbir yurtdışı seyahat planım yokken, süresi biten pasaportlarımızı yenilemiş olmamız, işimizi kolaylaştırdı.
Daha önce birçok kez yurtdışı seyahat tecrübemiz olmasına rağmen, bu yolculuğun diğerlerinden çok farklı olduğu, her halinden belliydi. İnsan ömründe belli kişilere yalnızca bir kere nasip olduğu (Şartları tutanlara ömründe bir kere Hacca gitmek farz) bir kutsal yürüyüşün heyecanı ve eksiksiz yapabilme düşüncesinden kaynaklanan kaygılar, heyecanlar zaman zaman bildiklerinde de tereddüt etmenize neden olabiliyor. Sıradan bir yurtdışı seyahatine hiç ama hiç benzemiyor. Ömürde bir kere yapılacak maddi ve bedeni bir ibadeti mümkün olduğu kadar eksiksiz yapabilme düşüncesinin ağırlığı altında eziliyorsun.
Resmi işlemleri tamamlayıp, zorunlu olarak istenen menenjit ve Covid 19 aşılarını tamamlayıp, aşı kartlarını çıkarttıktan sonra, uçuştan 72 Saat önce yapılabilecek Covid 19 Testini beklemeye başladık. Herhangi bir testin kabul edilmediği, yurtdışı için belli bir ücret karşılığında, belli Hastanelerde yapılması gereken bu testin sonucunu temkinli bir şekilde beklemek, heyecan katsayımızı iyice artırmış oldu. 13 Yıl bekledikten sonra, ücretini yatırmış, tüm hazırlıkları yapmışsınız, “Ya test sonucu pozitif çıkarsa” suali altında eziliyorsunuz.
Nihayet “72 Saat sendromunu” da negatif çıkan test sonucuyla atlatıp, başında Rizeli başarılı Bir hemşehrimizin bulunduğu, Ülkemizin Milli Hava Yolu Şirketi THY ile Medine’ye uçmak üzere Esenboğa Havaalanında bize bildirilen randevu Saatini beklemeye başladık. Elimizde ne pasaport, ne de uçuş için biletimiz var, anlayacağınız emir-komuta bizde değil. Kafile Başkanının duyuruları doğrultusunda hareket etmek mecburiyetinde bir yolun başlangıcındasınız.
Her ne kadar yurtdışı uçuşlarında iki saat önceden Havaalanında olmanız gerektiği bildirilse de, bu yolculukta en az dört saat öncesinden gelmeniz isteniyor. Bir rötar, ikinci rötardan sonra, 11 00 de gittiğimiz Esenboğa Havaalanından nihayet 19 00 da Medine uçağına binmiş olduk. (Bu gecikmeleri göz önüne alıp, sırt çantanızda, açlığınızı ve susuzluğunuzu giderecek yeterli miktarda kumanya bulundurmanızı öneririz.)
Üç Saatlik rahat ve konforlu bir uçuş sonrasında Medine-i Münevvere Havaalanına iniş yaptık. Pasaport kontrolleri, gayet hızlı bir şekilde tamamlandı. Bagajlarımıza hiç dokunmadan, bizim için bekleyen otobüslere binip, Mescid-i Nebevi’nin hemen yanı başındaki Otelimize 15-20 Dakika süren rahat bir yolculukla ulaşıp, valizlerimizi otel Lobisinden alarak odalarımıza yerleştik. Pasaport işlemleri ve bagaj transferleri için, organizasyonu planlayan Diyanet İşleri Başkanlığına ve Medine Havaalanındaki işlemleri ivedi yapılmasını sağlayan Suud Yönetimine teşekkür etmek gerekir.
Gecenin 12 00 si, Otel Restoranında bizim için hazırlanan, hafif bir gece menüsüyle açlığımızı yatıştırıp, kısa bir soluklanmadan sonra, 01 00 da Kafilemize verilen Mescid-i Nebevi içinde bulunan “Cennet Bahçelerinden Bir Bahçe” olan “Ravza” ziyaret randevusu ve Hz.Peygamberimiz AS’mın Kabri, Hz.Ömer ve Hz.Ebubekir’in Kabirlerini ziyaret için, Lobide buluşup, yürüyerek Mescid’e hareket. Gece devam ediyor, yok gündüzden farkı.
Gecenin bu Saatinde, aynı amaç için bir araya gelmiş, her dilden, her renkten, her kıyafetten on binlerce inanmış insan, uyum içerisinde, birbirinin dilini anlamadan, beden dillerinde birbirlerini çok iyi anlaştıklarını derinden hissederek Mescid-i Nebevi’nin içerisini, avlusunu bayram yerine çeviriyor. Ne mübarek bir görüntü Ya Rab.
Gelecek yazıda “Ravza” dan devam etmeyi murat ederek bir noktalı virgül koyalım; Kalın sağlıcakla.