Nazım RAKICI
Köşe Yazarı
Nazım RAKICI
 

DİN ADAMLIĞINI MESLEK EDİLENLER

Nasıl bilimsel kavramlarda,  hukuki kavramlarda veya günlük hayatta kullandığımız kelimelerin bazılarından anlam değişikliği  yaratarak, birbirimizi anlatmaktan uzaklaştırıyorsak, aynı şeyi dini alanda gözlemliyoruz.       Dinin mensupları olan insanların dini, kutsal kitapları temel alarak ve ‘’okuyarak’’ kendilerinin öğrenmesine teşvik edilmesi yerine,  hatta islam dininin en büyük devrimi olan ruhban sınıfı reddeden yaklaşımı da yok sayılarak  illa ki daha iyi bildiği kabul edilen ruhbanlar yaratılıyor.      Bu ruhbanlar vasıtasıyla da şahsın kendi dini inanışı temelindeki manevi yaşantısından daha çok sosyal yaşama, devlet ve vatandaş arasındaki ilişkiye ‘’dini inançlar’’ üzerinden müdahale eden bir düzen içerisine itilen insanlar ve bu insanların oy havuzları olarak yapılandırmasını için kullanılan din adamlarıyla karşılaşıyoruz.      Esasen islam dininin hiçbir şekilde kabul etmediği Allah ile kul arasındaki aracılar şeklinde türetilen bu kişilere din adamları demek de mümkün değildir.    Yaşadığımız bu sorunu giderebilmenin tek koşulu, her alanda olduğu gibi din alanında da öncelikle ruhban sınıfı reddetmek, sonrasında da dini asli kaynağından okumak suretiyle bizzat kendimizin  öğrenmekle mükellef olduğumuzu idrak etmektir.
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2020 - Çarşamba

DİN ADAMLIĞINI MESLEK EDİLENLER

Nasıl bilimsel kavramlarda,  hukuki kavramlarda veya günlük hayatta kullandığımız kelimelerin bazılarından anlam değişikliği  yaratarak, birbirimizi anlatmaktan uzaklaştırıyorsak, aynı şeyi dini alanda gözlemliyoruz.
     

Dinin mensupları olan insanların dini, kutsal kitapları temel alarak ve ‘’okuyarak’’ kendilerinin öğrenmesine teşvik edilmesi yerine,  hatta islam dininin en büyük devrimi olan ruhban sınıfı reddeden yaklaşımı da yok sayılarak  illa ki daha iyi bildiği kabul edilen ruhbanlar yaratılıyor.


    
Bu ruhbanlar vasıtasıyla da şahsın kendi dini inanışı temelindeki manevi yaşantısından daha çok sosyal yaşama, devlet ve vatandaş arasındaki ilişkiye ‘’dini inançlar’’ üzerinden müdahale eden bir düzen içerisine itilen insanlar ve bu insanların oy havuzları olarak yapılandırmasını için kullanılan din adamlarıyla karşılaşıyoruz.

    
Esasen islam dininin hiçbir şekilde kabul etmediği Allah ile kul arasındaki aracılar şeklinde türetilen bu kişilere din adamları demek de mümkün değildir.

  
Yaşadığımız bu sorunu giderebilmenin tek koşulu, her alanda olduğu gibi din alanında da öncelikle ruhban sınıfı reddetmek, sonrasında da dini asli kaynağından okumak suretiyle bizzat kendimizin  öğrenmekle mükellef olduğumuzu idrak etmektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi