Nazım RAKICI
Köşe Yazarı
Nazım RAKICI
 

BİR HAYALİM VAR

Bir hayalim var:               Bu millet bir gün eğitimle ayağa kalkacak,               Bir hayalim var: Bu millet bir gün Gerçek anlamıyla yaşayacak!                            Bir hayalim var: Çocuklarımız aile bağlarına göre değil, karakterlerine göre değerlendirecekleri bir ülkede yaşayacaklar. Bu duygu ve düşünceler içinde cumhuriyetimizin 2. yüzyılında mutlaka hayallarımız gerçek olmalıdır...              Tarihsel boyutta hep görmüşüzdür, Problem çözme yerine sorunlarla boğuşarak daha fazla problem üretmişiz. Oysa ki yeni dünya tarihsel sürecinde problemlerin çözümünde aklın işletilmesiyle sorunlarını ortadan kaldırdıklarına şahit olduk. Peki neden? Aklımızı işletemiyoruz. Neden kendimizi sorgulamıyoruz Neden? Öncelikle biz kimiz: kendimize sorup tartışmalıyız. Kimiz gerçekten, sürekli konuşan mı? dedikodu yapan mı? boş duygu ve düşüncelerle uğraşan mı? keyfi model üreten mı? kendi çıkarlarımızı toplum çıkarları üzerinde tutan  mı? tüketen bir millet mı? Kimiz gerçekten....             18. asırdan sonra insanlar çok uzun yol aldılar.            Bütün Avrupa’nın göçebe tarihi bin yılı geçmez ama akıllarıyla akla geçmeyi başardılar. Nasıl oluyor da biz başaramıyoruz? Peki ne yapmalıyız? Soyut, sistematik, beşeri ve felsefi düşünmeyi okullarımızda hayata geçirmeliyiz. Ama ne yazık ki hiç yapmadık. Yapamadık. Veya yaptırmadılar...           Eğitimin esas amacı insana insanca hayat yaşatabilmek değilmidir?           Önce insanı insan yapmak gerekmiyor mu? Gerekmeyecek mi? Neden? Neden? Neden? 
Ekleme Tarihi: 09 Ocak 2022 - Pazar

BİR HAYALİM VAR

Bir hayalim var:

             
Bu millet bir gün eğitimle ayağa kalkacak,
             
Bir hayalim var:

Bu millet bir gün Gerçek anlamıyla yaşayacak!
             
            
Bir hayalim var:


Çocuklarımız aile bağlarına göre değil, karakterlerine göre değerlendirecekleri bir ülkede yaşayacaklar.


Bu duygu ve düşünceler içinde cumhuriyetimizin 2. yüzyılında mutlaka hayallarımız gerçek olmalıdır... 

           
Tarihsel boyutta hep görmüşüzdür,

Problem çözme yerine sorunlarla boğuşarak daha fazla problem üretmişiz.


Oysa ki yeni dünya tarihsel sürecinde problemlerin çözümünde aklın işletilmesiyle sorunlarını ortadan kaldırdıklarına şahit olduk.


Peki neden?

Aklımızı işletemiyoruz.

Neden kendimizi sorgulamıyoruz Neden?

Öncelikle biz kimiz:


kendimize sorup tartışmalıyız.


Kimiz gerçekten,


sürekli konuşan mı?


dedikodu yapan mı?


boş duygu ve düşüncelerle uğraşan mı?


keyfi model üreten mı?


kendi çıkarlarımızı toplum çıkarları üzerinde tutan  mı?


tüketen bir millet mı?


Kimiz gerçekten....

           
18. asırdan sonra insanlar çok uzun yol aldılar.

          
Bütün Avrupa’nın göçebe tarihi bin yılı geçmez ama akıllarıyla akla geçmeyi başardılar.


Nasıl oluyor da biz başaramıyoruz?


Peki ne yapmalıyız?


Soyut,


sistematik,


beşeri ve felsefi düşünmeyi okullarımızda hayata geçirmeliyiz.


Ama ne yazık ki hiç yapmadık.


Yapamadık.


Veya yaptırmadılar...

         
Eğitimin esas amacı insana insanca hayat yaşatabilmek değilmidir?

         
Önce insanı insan yapmak gerekmiyor mu?


Gerekmeyecek mi?


Neden?


Neden?


Neden? 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi