Mustafa Semih  ARICI
Köşe Yazarı
Mustafa Semih ARICI
 

TARIM YA DA HAYAT MEMAT II

Türkiye tarımını pek güzel halledip, dünyanın öbür ucu Venezuella’da bile büyük tarım projeleri yapanlara karşı fikir sunmak haddimiz değildir ama geçen ki yazımızda söz verdiğimiz üzere, tarım sektörünün toparlanabilmesi için düşündüklerimizi birkaç başlık altında inceleyeceğiz.    Bir problemi çözmek için onun temellerine inmek gerekir. Tarım üretimimizi neredeyse durma noktasına getiren nedenler arasında ilk gözümüze çarpanı girdi maliyetleridir. Gerçekten de son bir yılda yüzde 200 ve hatta yüzde 400’e varan artışlar gösteren mazot, gübre, yem gibi zirai girdiler sektöre büyük darbe vurmuştur. O kadar ki, sayısız çiftçi ya da hayvancılıkla uğraşan işlerini bırakmak zorunda kalmışlardır. Öyleyse yapılacak ilk iş “Tarımda girdi devrimini” gerçekleştirmektir.  Bu hamlenin ilk şartı resmi rakamlarla bile yüzde 130’a varan (ÜFE) fiyat artışlarını önce iki hane, sonra da tek haneye çekmektir. Bu yapılamazsa her önlem boşa gidebilir.  Gerekirse belli bir süre için de olsa bedava mazot, gübre, tohumluk ve yem sağlanması bu devrimin ateşleyicisi olacaktır. İkinci önemli devrim de “ tarımda finansal devrimdir”.  Ziraat Bankası, tenis kortu falan işletmekten vazgeçip, tüm gücüyle çiftçiyi, hayvancılık yapanı ve tarım projelerini desteklemelidir. Bu bankanın her şeyden önce bir kredi kuruluşu olduğu, kredi vermekten başka bir enstrümanı olmadığı dikkate alınarak, özellikle tarım projelerini ortaklık yaparak destekleyen bir “Zirai Geliştirme Fonu” kurulmalıdır. Söz konusu fon, faizli kredi kullandırmayacak, az bir masraf karşılığında projeye katılım sağlayarak, ana parasını ve gelirini sadece üretimden elde edecektir. Bir örnek vermek gerekirse, süt hayvancılığı yapmak için proje sunan A’nın 5 milyonluk projesine Fon, 2,5 milyon lira ile ortak olacak ve projeyi her adımda takip ederek sigortalarını yaptıracak, üretime başlatacak ve yatırdığı 2,5 milyon lirayı söz gelimi 500 bin liralık masraf ile 3 milyon olarak peyderpey geri alacaktır. Bu durumda projeye katılan fon parasının başka amaçlarla ( villa, arsa, araba vb.) kullanımı önlenecek, tarım sigortası sayesinde hava şartlarından veya afetlerden kaynaklanan zarar karşılanmış olacaktır. Üçüncüsü “Organizasyon devrimidir”. Hem CHP, hem de MHP’nin parti programlarında Köykent ve Tarımkent olarak yer alan üretim organizasyonları (İsrail’in Kibbutzları iyi birer örnektir) reorganize edilip hayata geçirilerek,  köylünün doğup büyüdüğü topraklardan ayrılmadan gönül hoşluğuyla zirai üretim yapması temin edilebilir. Çoğu kesimlerde “Ütopya” olarak nitelendirilen bu organizasyonlar gayretli ve inançlı bir çalışmayla köylünün kurtarıcısı olup refah artışı sağlayabilecektir. Tüm bu oluşumların Rizeli’ye faydası ne diye sorulacak olursa, gerek yeni çay tarım metodları (çaylıkların yenilenmesi, ucuza gübre temini, hasadın makinalaşması gibi)  ve gerekse modern çay işleme fabrikaları yapımında, mandalina, kenevir gibi eski değerlerimizin ihyası ve tarıma dayalı sanayi tesislerinin inşasında  büyük yararı olacaktır. Tarım sektöründe yapılacak çok şey var aslında.Yeter ki “Paramız var ki ithal ediyoruz” diyerek, sırt üstü yatmayalım.
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2022 - Perşembe

TARIM YA DA HAYAT MEMAT II

Türkiye tarımını pek güzel halledip, dünyanın öbür ucu Venezuella’da bile büyük tarım projeleri yapanlara karşı fikir sunmak haddimiz değildir ama geçen ki yazımızda söz verdiğimiz üzere, tarım sektörünün toparlanabilmesi için düşündüklerimizi birkaç başlık altında inceleyeceğiz. 
 
Bir problemi çözmek için onun temellerine inmek gerekir. Tarım üretimimizi neredeyse durma noktasına getiren nedenler arasında ilk gözümüze çarpanı girdi maliyetleridir. Gerçekten de son bir yılda yüzde 200 ve hatta yüzde 400’e varan artışlar gösteren mazot, gübre, yem gibi zirai girdiler sektöre büyük darbe vurmuştur. O kadar ki, sayısız çiftçi ya da hayvancılıkla uğraşan işlerini bırakmak zorunda kalmışlardır.

Öyleyse yapılacak ilk iş “Tarımda girdi devrimini” gerçekleştirmektir. 

Bu hamlenin ilk şartı resmi rakamlarla bile yüzde 130’a varan (ÜFE) fiyat artışlarını önce iki hane, sonra da tek haneye çekmektir. Bu yapılamazsa her önlem boşa gidebilir.  Gerekirse belli bir süre için de olsa bedava mazot, gübre, tohumluk ve yem sağlanması bu devrimin ateşleyicisi olacaktır.

İkinci önemli devrim de “ tarımda finansal devrimdir”. 

Ziraat Bankası, tenis kortu falan işletmekten vazgeçip, tüm gücüyle çiftçiyi, hayvancılık yapanı ve tarım projelerini desteklemelidir. Bu bankanın her şeyden önce bir kredi kuruluşu olduğu, kredi vermekten başka bir enstrümanı olmadığı dikkate alınarak, özellikle tarım projelerini ortaklık yaparak destekleyen bir “Zirai Geliştirme Fonu” kurulmalıdır.

Söz konusu fon, faizli kredi kullandırmayacak, az bir masraf karşılığında projeye katılım sağlayarak, ana parasını ve gelirini sadece üretimden elde edecektir. Bir örnek vermek gerekirse, süt hayvancılığı yapmak için proje sunan A’nın 5 milyonluk projesine Fon, 2,5 milyon lira ile ortak olacak ve projeyi her adımda takip ederek sigortalarını yaptıracak, üretime başlatacak ve yatırdığı 2,5 milyon lirayı söz gelimi 500 bin liralık masraf ile 3 milyon olarak peyderpey geri alacaktır. Bu durumda projeye katılan fon parasının başka amaçlarla ( villa, arsa, araba vb.) kullanımı önlenecek, tarım sigortası sayesinde hava şartlarından veya afetlerden kaynaklanan zarar karşılanmış olacaktır.

Üçüncüsü “Organizasyon devrimidir”.

Hem CHP, hem de MHP’nin parti programlarında Köykent ve Tarımkent olarak yer alan üretim organizasyonları (İsrail’in Kibbutzları iyi birer örnektir) reorganize edilip hayata geçirilerek,  köylünün doğup büyüdüğü topraklardan ayrılmadan gönül hoşluğuyla zirai üretim yapması temin edilebilir. Çoğu kesimlerde “Ütopya” olarak nitelendirilen bu organizasyonlar gayretli ve inançlı bir çalışmayla köylünün kurtarıcısı olup refah artışı sağlayabilecektir.

Tüm bu oluşumların Rizeli’ye faydası ne diye sorulacak olursa, gerek yeni çay tarım metodları (çaylıkların yenilenmesi, ucuza gübre temini, hasadın makinalaşması gibi)  ve gerekse modern çay işleme fabrikaları yapımında, mandalina, kenevir gibi eski değerlerimizin ihyası ve tarıma dayalı sanayi tesislerinin inşasında  büyük yararı olacaktır.

Tarım sektöründe yapılacak çok şey var aslında.Yeter ki “Paramız var ki ithal ediyoruz” diyerek, sırt üstü yatmayalım.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi