Bazı ünlü şehirler simgeleriyle meşhur olmuşlardır. Meselâ, Eyfel Kulesi – Paris, Big Ben Köprüsü- Londra, Kremlin-Moskova, Hürriyet Heykeli- New York, Ayasofya veya Kız Kulesi- İstanbul ve Anıtkabir-Ankara gibi…Bu şehirler anıldığında ilk olarak bu simgeler akla gelir, turistler her şeyden önce bunları merak eder, gezi programlarında bunlara öncelik verirler.
Şehirlerin siluetlerinde silinmez izler bırakan bu simge yapılar, tasarımından başlayarak inşa edilip kullanılmasına kadar birçok tartışmaya konu olmuştur. Eyfel Kulesi için de böyle oldu, Hürriyet Heykeli için de…Bu meyanda inşaatı tamamlanmak üzere olan Rize Çay Bardağı simge binası da…
Uzun senelerdir Rize’yi sembolize edecek bir simge binanın yapımı hep konuşulagelmiştir. Galiba rahmetli Ekrem Orhon, Belediye Başkanlığı döneminde böyle bir projeden söz etmişti. Merkezinde gezilip görülecek pek fazla bir tarihi eseri olmayan kentte, böyle fonksiyonel bir yapı aslında çok gerekliydi. Nitekim “Çay Bardağı” yalnız sembolik bir bina olmakla kalmayarak, kültür merkezi, kafe-restoran, seyir terası gibi de kullanılabilecektir.
Çevresinde yer alan çay çarşısında kitapçılardan çayhanelere, çay satış yerlerine, Rize Bezi gibi yöresel ürün veya gıda maddesi satan mekânlar da yer alacak, merkezin Şimal AVM ile birlikte en önemli popüler ziyaret yerlerinden biri olacaktır.
Bu arada kitap veya kitapçılar asla es geçilmemelidir. Bir ülkeyi, bir kenti gerçek anlamda ihya eden bilim ve kültürdür. Bu meyanda çarşının bir sokağı “Kitapçılar Sokağı” olabilir. Şehir halkı bunlara pek itibar göstermese de, binlerce üniversite öğrencisinin başlıca uğrak yeri olur.
Öte yandan Rize Belediyesi ve Çaykur’un şimdiden “Çay Bardağı’nı” pazarlamasına başlaması gerekirdi. Özellikle Çaykur çoktan bu sembölü ön plana alan çay paketleri çıkarmış olabilirdi. Neticeyi kelâm, bu simge Rize için güzel bir teşebbüs olmuştur.
Son söz: Kitapçıları unutmayalım!