İstanbul Burhan Felek Spor Sitesi’nde dört yıldızlı bir otel var: Volley Hotel…Galiba 2000 başlarında yapıldı. Yani hem lüks, hem de sağlam bir otel. İçinde bulunduğu spor sitesiyle de fiziki bağlantısı var. Gerek kişisel, gerek takım olarak gelecek yerli ve yabancı sporculara indirimli konaklama imkânı sunuyor. Bulunduğu konumda nezih bir semt ve çok merkezi bir konumda.
Ne kadar üzülüp dövünsek de Adıyaman’da böyle bir tesis bulunsaydı Kıbrıs’ın göz bebeği “Melekler takımı” şimdi yaşıyor olacaktı. Gitmişken konforlu bir otelde kalsınlar diye aileleri ceplerinden fedakârlık ederek İsias Oteli seçtiler. Ne bilsinler çürük çarık bir bina olduğunu? Nitekim 6 Şubat sabaha karşı vukubulan depremde yerle bir oldu ve enkaz altında can veren 63 kişiden 26’sı Kıbrıs’ın göz bebeği 2 voleybol takımıydı.
Yukarıda zikrettiğimiz gibi şimdi ne kadar üzülsek boş. Hayatlarının baharında 26 çocuk sporcuya mezar oldu İsias Otel…Sahibi yurt dışına kaçarken göz altına alınmış. Ana babaların yüreğindeki acıyı dindirmeye yeter mi acaba?
Aslında bu işte asıl sorumlu böyle bir yapıyı görmezden gelen, kaçak göçek işlere göz yuman ve hatta imar barışlarıyla destek olan siyasi irade olsa da başka bir yönü daha var:
Neden ihtiyaç olan bütün illerde Volley Otel kadar olmasa bile yurt içi veya dışından gelecek sporcuların konaklayacağı tesisler yapılmamış bugüne kadar? Yalnız bu iktidar değil, yaklaşık 50 yıldır tüm gençlik spor ve milli eğitim bakanları boş geçmişler. Tesis hizmeti yapmayı ikinci, hatta üçüncü lige kadar düşen yerel takımların boş bıraktığı süper lüks stadlar yapmak sanmışlar.
Belki İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Muğla gibi turistik şehirlerde sporcuların konaklaması için güvenli otellerle özel anlaşmalar yapılabilir yapılabilir. Ancak özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde Gaziantep hariç, bu pek mümkün değildir. İsias Otel Adıyaman’ın en lüks otellerinden biriydi ama yerle bir olması için on saniye bile fazla geldi.
Devenin boynu gibi bir türlü düzelmeyen ve “Kader Planı” sanılan talihimizi değiştirmeye ne zaman başlayacağız?