Son Gazze olayında da görüldüğü gibi arkasında Amerika gibi bir süper gücün olmasının verdiği rahatlık ve öz güvenle, kendisini yenilmez armada, hiç batmayacak Titanik gibi gören İsrail, insanlık suçları işlemek dahil, hiçbir şeyden perva etmeden yakıyor, yıkıyor, öldürüyor, soykırım yapıyor. Hastaneleri bombalayıp, yüzlerce çocuğu bir anda öldürmekten çekinmiyor ve milyonlarca sivilin yaşadığı mahalleleri hedef alıp adeta atış talimi yapıyor.
Dünyanın en büyük ve güçlü “haydut devleti” olan İsrail, bu gücünü nereden alıyor? Yalnızca arkasındaki ABD ve Holokost suçlusu Almanya gibi ülkelerin günah çıkarma desteğinden mi?
Tabii ki bütünüyle doğru değil!
Son 30 yılda bilim ve teknolojiye verdikleri müthiş önemle bu süre içinde dünyanın en ileri teknoloji ülkelerinden biri oluverdiler. O kadar ki, ülke en kuzeydeki Nehariye’den en güneydeki Elyat Limanı’na kadar baştan başa bir patent ofisi, stand-up merkezi haline geldi. Milli gelirden Ar-Ge harcamalarına yüksek oranda pay ayırdılar. Hem İsrail Üniversiteleri hem de Batı’da yetkin mühendis ve bilim adamı yetiştirilmesine büyük önem verdiler. Sonuçta da ülke nüfüsuna oranla en çok kaliteli mühendis oranına ulaştılar. Tüm bunlar bilinçli olarak ve ulusal bir geliştirme programına göre yapıldı.( Oysa ülkemizde de mühendislik fakültelerinden de çok sayıda mühendis çıkmasına rağmen çok çok azı kaliteli mühendis olarak yetişiyor. Çok azı master, çok çok azı doktora yapıyor. İyi yetişenler de bir süre sonra yurt dışına kaçıyor) Tüm bunların neticesinde bu ülkenin kişi başına düşen milli geliri (per capita) 52 bin dolara yükseldi. (Türkiye’ de 8000 dolar civarında) Toplam bazda 500 milyar dolarlık bir milli gelire denk gelir.
Bu rakamların önemini daha iyi anlayabilmek için şöyle bir kıyaslama yapmak mümkündür: Eğer nüfusları Türkiye gibi 85 milyon olsaydı toplam milli gelirleri 4 trilyon 420 milyar dolar olacaktı. (Dünyada 3. veya 4.ekonomi) Bu gerçekten inanılmaz bir rakamdır ve tüm bunlar devamlı bir savaş psikolojisi içinde yaşamalarına rağmen gerçekleşmiştir.
Tabii bu dünyada ve özellikle ABD’de ekonomiyi elinde tutan Yahudi sermayesinin büyük katkıları olmuştur ama böyle bir gelişmeyi sağlayabilmek için tek başına yeterli olamaz. İsrail bugün deniz aşırı ileri teknoloji yatırımları bakımından Çin’den sonra ikinci sıradadır. Amerika’nın ileri teknoloji borsası Nasdaq’ta tam 60 şirketi olup günden güne bu sayı artış kaydetmektedir.Yüksek teknoloji ihracatı 20 milyar doların üzerine çıkmış olup çoğunluğu silah dahil kompleks teknolojilerdir.
Tüm bu anlattıklarımız elbette bir İsrail methiyesi değil. Ancak özelde Filistin, genelde İslâm Dünyası’nın nasıl bir “Canavarla” karşı karşıya olduğunun iyi anlaşılması içindir.
Şu kesinlikle bilinmelidir ki, böyle bir güçle sokaklarda slogan atmakla, beddua etmekle veya masum insanların canına kasteden terörist eylemler düzenlemekle baş edilemez. İsrail kadar olmasa bile benzer bir teknolojik ve iktisadi gelişme göstermeden hiçbir İslâm Ülkesi’nin İsrail’i caydırması mümkün olamayacak, bu dehşet döngüsü hep böyle sürüp gidecektir.