Mustafa Semih  ARICI
Köşe Yazarı
Mustafa Semih ARICI
 

İNŞAATLAR ÖLÜM KAPANI OLMAMALI

* Asansör boşluğundan düşen işçi öldü.             *Yedinci kattan düşen işçi feci şekilde can verdi.             *Elektrik akımına kapılan işçi düşerek öldü. Geride gözlü yaşlı eşi ve üç yetim kaldı.             *Fabrikada kazan patladı, iki işçi öldü.               Haber sitelerinde yer alan bu haberler Rize kaynaklı. Yani Rize’de meydana gelen üzücü verici hadiseler. Son yıllarda hormonlu domatesler gibi plansız programsız, şiştikçe şişen, deniz dahil, dört bir yana genişleyen Rize Merkez ve ilçelerinde yapılan çok katlı inşaatlarda meydana gelmişler. Aslında bu yalnız Rize’nin sorunu değil. Büyük şehirler başta olmak üzere yapılan alt yapı ve bina inşaatlarında çok sayıda ölümlü kaza meydana geliyor.             Bunların bir kısmı medyaya intikal ederken büyük bir kısmından da kimsenin haberi olmuyor. Mesela Yeni İstanbul Hava Limanı inşaatında meydana gelen iş kazalarında 52 işçi hayatını kaybetti. Keza yüksek katlı yapı inşaatlarında çok sayıda ölümle sonuçlanan iş kazası meydana geldiğini biliyoruz. Torun Center şantiyesinde on işçinin feci şekilde ölümü hâlâ hafızalarda.             Peki tüm bu acı tecrübelere ve iş güvenliği alanında varolan bunca mevzuat ve çalışmalara rağmen neden bunun önü alınamıyor?             Bir defa, çoğu işveren ek masraf çıkarıyor diye bilinçli olarak, ya da işin ciddiyetinden bihaber olduğu için bilinçsizce iş ve işçi güvenliğine gerekli önemi vermiyorlar.             İkincisi, denetimle görevli kişi ya da kurumlar (Bakanlık, belediyeler, iş ve sigorta müfettişleri vb.) görevlerini tam yapmıyorlar.             Üçüncüsü, toplumumuzda en geçerli atasözü olan “Bir şey olmaz’a” güvenilerek, ne işvereni, ne de işçisi iş güvenliği önlemlerini uymaya pek yanaşmıyor. Öyle müteahhitler vardır ki, iş güvenliği delisi olsalar bile, işçiler aynı özeni göstermezse kazalar kaçınılmaz oluyor. Geçenlerde bunlardan biri “Yahu adamlara bir türlü baret taktıramıyoruz. İşten atmakla tehdit ediyorum gene kaytaran var” diyordu.             Sonuç olarak, yüreklerin daha fazla dağlanmaması  için, denetim görevlilerinin “İktidar partisindendir aman başımıza iş almayalım, falanın yakını, filanın eniştesidir” demeden hata yapanın gözünün yaşına bakmaması lazımdır. Tabii yargının da olayı sulandırmayıp, bile bile ölüme sebebiyet verenleri “Tutuksuz yargılama “ gibi vicdanları yaralayan kararlar vermemesi icab eder.             Son olarak işçi kardeşlerimizin  de iş güvenliğine uymayanları kim olursa olsun ilgili birimlere şikayet etmeli ve bundan asla çekinmemelidir. Zira neticede giden can kendilerinin canı olacaktır.
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2021 - Pazar

İNŞAATLAR ÖLÜM KAPANI OLMAMALI

* Asansör boşluğundan düşen işçi öldü.

           
*Yedinci kattan düşen işçi feci şekilde can verdi.

           
*Elektrik akımına kapılan işçi düşerek öldü. Geride gözlü yaşlı eşi ve üç yetim kaldı.

           
*Fabrikada kazan patladı, iki işçi öldü.

             
Haber sitelerinde yer alan bu haberler Rize kaynaklı. Yani Rize’de meydana gelen üzücü verici hadiseler. Son yıllarda hormonlu domatesler gibi plansız programsız, şiştikçe şişen, deniz dahil, dört bir yana genişleyen Rize Merkez ve ilçelerinde yapılan çok katlı inşaatlarda meydana gelmişler. Aslında bu yalnız Rize’nin sorunu değil. Büyük şehirler başta olmak üzere yapılan alt yapı ve bina inşaatlarında çok sayıda ölümlü kaza meydana geliyor.

           
Bunların bir kısmı medyaya intikal ederken büyük bir kısmından da kimsenin haberi olmuyor. Mesela Yeni İstanbul Hava Limanı inşaatında meydana gelen iş kazalarında 52 işçi hayatını kaybetti. Keza yüksek katlı yapı inşaatlarında çok sayıda ölümle sonuçlanan iş kazası meydana geldiğini biliyoruz. Torun Center şantiyesinde on işçinin feci şekilde ölümü hâlâ hafızalarda.

           
Peki tüm bu acı tecrübelere ve iş güvenliği alanında varolan bunca mevzuat ve çalışmalara rağmen neden bunun önü alınamıyor?

           
Bir defa, çoğu işveren ek masraf çıkarıyor diye bilinçli olarak, ya da işin ciddiyetinden bihaber olduğu için bilinçsizce iş ve işçi güvenliğine gerekli önemi vermiyorlar.

           
İkincisi, denetimle görevli kişi ya da kurumlar (Bakanlık, belediyeler, iş ve sigorta müfettişleri vb.) görevlerini tam yapmıyorlar.

           
Üçüncüsü, toplumumuzda en geçerli atasözü olan “Bir şey olmaz’a” güvenilerek, ne işvereni, ne de işçisi iş güvenliği önlemlerini uymaya pek yanaşmıyor. Öyle müteahhitler vardır ki, iş güvenliği delisi olsalar bile, işçiler aynı özeni göstermezse kazalar kaçınılmaz oluyor. Geçenlerde bunlardan biri “Yahu adamlara bir türlü baret taktıramıyoruz. İşten atmakla tehdit ediyorum gene kaytaran var” diyordu.

           
Sonuç olarak, yüreklerin daha fazla dağlanmaması  için, denetim görevlilerinin “İktidar partisindendir aman başımıza iş almayalım, falanın yakını, filanın eniştesidir” demeden hata yapanın gözünün yaşına bakmaması lazımdır. Tabii yargının da olayı sulandırmayıp, bile bile ölüme sebebiyet verenleri “Tutuksuz yargılama “ gibi vicdanları yaralayan kararlar vermemesi icab eder.

           
Son olarak işçi kardeşlerimizin  de iş güvenliğine uymayanları kim olursa olsun ilgili birimlere şikayet etmeli ve bundan asla çekinmemelidir. Zira neticede giden can kendilerinin canı olacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi