Rize’den sadece 480 km. uzaklıkta büyük bir tehlike var: Metzamor Nükleer Santrali… Ermenistan’ın başkenti Erivan yakınlarında bulunan bu santral, Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı tarafından acil olarak kapatılmasını istendiği bir türden çok eski ve sorunlu bir nükleer santral. Sovyet yapımı, 1976 yılında açılışı yapılan Metzamor, çok eski bir teknolojiyle çalışıyor.
Aslında hemen kapatılması lazım. Ancak enerji fakiri Ermenistan için can damarı durumunda. Kapatılması ve yerine başka bir enerji kaynağı ikame edilmemesi halinde bu ülkenin büyük bir enerji darboğazına gireceği ortada.
Nükleer santrallerin ürkütücü riskler taşıdığı ilk kuruldukları günlerden beri biliniyor. Keza 1986’da yaşanan ve Rize’nin de çok etkilendiği Çernobil faciası bu dehşeti herkese gösterdi. İran’ın Hazar kıyılarından İskandinavya’ya kadar çok bir geniş bir coğrafya nükleer etkiye maruz kaldı. Bu etki radyoaktif izotop yüklü bulutların yağmur halinde düştüğü Rize ve çevresinde daha fazla oldu. Yeni filizlenmeye başlayan çay bahçeleri, lahana gibi sebzeler, çiçek açmış meyva ağaçları radyoaktif serpintiye maruz kaldılar.
Zamanın sanayi bakanı Cahit Aral’ın “İçiniz rahat olsun” diye radyasyonlu çay(!) içmesi fayda vermedi. O günlerden bugüne kadar birçok kanser vakasında gerçek sorumlunun Çernobil olduğu, katı bir gerçek olarak ve kanserden ölen merhum ozan Kazım Koyuncu’nun şarkılarında karşımızda duruyor.
Hal böyleyken, Türkiye sınırına sadece 16 km. ve Kars, Iğdır ve Ağrı illerimize oldukça yakın olan bu “Netameli santral” eğer infilak ederse yalnızca bu kentlerimiz değil, Doğu Anadolu’nun tamamı, Doğu Karadeniz ve hatta Ankara’ya kadar yurdun büyük bölümü etkilenecektir.
Yani bu santralin hemen kapatılmasının önemi büyüktür. Hükümetimiz bu santralin yapımcısı Rusya ile görüşerek, Uluslar arası Atom Ajansı, Gürcistan ve Azerbaycan gibi komşu ülkelerin baskı gücünü Ermenistan üzerine yoğunlaştırarak Metzamor’a kilit vurulmasını sağlamalıdır. Ermenistan’la Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi kapatma şartına bağlanmalıdır. Ermenistan halkı elektriksiz kalamıyacağına göre Rusya, Türkiye ve Azerbaycan tarafından enerji sağlanması, Arpaçay üzerine HES kurulması ve Batı sermayesi tarafından finanse edilen rüzgâr ve güneş enerjisiyle bu açık kapatılabilir.
Galiba her şeye rağmen, Batı ve Ruslar’ın kendi çıkarları için kullanıp, ekonomik yardım pek koklatmadığı Ermenistan, gene yalnız kalacak ve Metzamor’u en az 2040 yılına kadar çalıştıracaktır.
Bu meyanda Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın girişimleri de sonuçsuz kalırsa yerel yöntemiler ve sivil halk olarak neler yapılabilir konusuna gelince:
Belki bazı kimseler aşağıdaki önerilerimize “Her şey bitti de...” diye bıyık altından güleceklerdir ama günü geldiğinde bu gülüşlerin acı bir gülüşe dönüşmemesi için,
-Yerel yönetimlerin acil durum planlarına metzamor da ilave edilmelidir.
-Özellikle çevre koruma, gıda ve su temini konusunda gerçekçi planlar yapılmalıdır. Çünkü herhangi bir nükleer serpinti durumunda çay dahil tüm bitkiler, beton depolar dahil tüm su kaynakları kirlenecektir.
-Kurtarma ve yardım operasyonları için yeterli ekipman ve malzeme şimdiden depolanmalıdır.
-Nükleer serpintiye maruz kalmayacak temiz depo alanları şimdiden belirlenmelidir.
-Halk bu konuda aydınlatılmalı, vucüdumuzda en çok etkilenecek gırtlak bölgesini korumak için evlerde iyot hapı bulundurulmalıdır.
Tedbirli olmak bize hiçbir şey kaybettirmez. Aksine risk gerçekleştiğinde çok şey ve en önemlisi hayatımızı kazandırır. Bunun bilincinde olalım.