Ta 1939-İkici Dünya savaşından bu yana geçirdiğimiz bunca gaileyi (Belâ, sıkıntı) atlatarak çok şükür ki Cumhuriyetimizin 100.Yılını idrak ettik. Zaten Atatürk’ün Samsun’a çıkmasının 100. yıldönümü olan 19 Mayıs 2019’la başlayan yüzüncü yıl dönümleri, 29 Ekim 10923’le taçlanarak sona erdi. Artık ileriye, “İkinci Yüzyıla bakmak” zorundayız. Hani biraz da galibiyete hasret takım teknik direktörlerinin “Bu maçı geride bıraktık. Artık bundan sonraki maçlarımıza, puan veya puanlar almaya bakacağız” demesi gibi.
100.Yılda Cumhuriyeti iyi-kötü bir yerlere getirdik. Bir ara dünyanın ilk on ekonomisine girmekten, 500 milyar dolar ihracattan falan bahsettik ama mümkün olmadı. 100.Yıl sözleri pek yerine gelmediyse de pes etmez ve ilelebet payidar olmayı ferd ferd yüklenmezsek eski dertler ve hastalıklar hiç sona ermeyecektir.
Yani hemen her gün kendimize sormalıyız: Cumhuriyetin ilk yüzyılı içinde onun için ne yaptın ve şimdi içinde bulunduğumuz ikinci yüzyılda ne yapmayı düşünüyorsun?
Yaptığımız yapacağımız olumlu hiçbir şeyi küçük görmeyelim. Bahçemizin kenarına bir ağaç, bir üzüm asması diksek bile bu geleceğe intikal edecek bir yatırımdır. Hele hele ülkeye hayrı dokunacak çocuklar yetiştirmek, eser vermek, insanlara iş-aş temin etmek ve en önemlisi bilim ve teknoloji için geceli gündüzlü çalışmak, ikinci yüz yılın olmazsa olmazlarıdır.
Rekabetin gittikçe şiddetlendiği, ekonomi ve teknolojisi güçlü olanların zayıf olanları alabildiğine ve gaddarane ezdiği bir dönemdeyiz. İşte Filistin’in halini görüyoruz. Bir parçası Gazze, hunharca bombalanıp, taş üstüne taş, baş üstüne baş bırakılmazken, diğer parçası Batı Şeria, dehşet içinde seyretmekten başka bir şey yapamıyor. Çoğu petrol ve gaz zengini ama teknolojileri ve petrolden başka bir üretimi olmayan koskoca Arap Dünyası suspus!
Bizim de bu zelilane hallere düşmememiz için bilim ve teknolojiyi rehber edinerek, barış ve demokrasi içinde Güney Korevari hızlı bir kalkınma gerçekleştirmemiz şarttır. Milli gelirimizi kısa zamanda 2 triyon dolar ve ihracatımızı en az 750 milyar dolara çıkarmalıyız. Bizim de Samsung ve Hyundai gibi dünya markalarımız olmalı.
Aksi halde İkinci Yüzyılı da bitirerek 2123’de üçüncü yüzyıla ulaşmak muhal (Belirsiz) olacaktır.