Bilim adamları bir ülkenin en çok iftihar edeceği evlâtlarıdır. Evet, herkesin gıpta ettiği siyasetçi, yüksek bürokrat, futbolcu veya ünlü sanatçı olabilirsiniz ama bir toplumu gerçekten hayat veren, ileriye götüren ve yeni ufuklar açanlar bilim adamlarıdır.
Bir ülkenin gelişmişlik seviyesini ölçmek istiyorsanız bilim adamlarına vermiş olduğu kıymete bakınız. Bu kıymet başkalarına göre oldukça aşağıdaysa o ülkenin az gelişmiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ne yazıktır ki bu az gelişmişlerden biri olan ülkemizde bilim adamlarına hak ettiği değer asla yeteri kadar verilmez. Bu meslekleri küçümsemek için söylemiyorum ama bir futbolcu veya bir şarkıcıya verilen kıymetin onda biri bilim adamlarımıza biçilmez. Hatta uluslararası planda çok önemli işler yapmış olsalar bile.
Türkiye’ye gelip kendi vatanları için çalışmak isteseler önlerine binbir engel yığılır. Üniversiteler ve araştırma kurumları onları el üstünde tutması gerekirken tam aksi olur. Önlerine öyle engeller ve zorluklar konur ki, kısa zamanda “Nalet olsun!” deyip, geldikleri yere dönerler. Ancak az bir kısmı bu engelleri aşarak, kendisi yetiştiren ülkesi için bir şeyler yapabilme şansını bulur.
PROF.DR.ABDÜLKERİM KAR
İşte Rize Güneysu kökenli Makine ve Mekatronik profesörü Abdülkerim Kar bunlardan biridir. Yakından tanıyıp sohbet etme şansı bulduğum Abdülkerim Hoca, İstanbul Teknik Üniversitesi’ni dereceyle bitirdikten sonra Amerika’nın dünyaca ünlü teknoloji Üniversitesi MIT’de yüksek lisans ve doktora yapar. Üstelik bunları da dereceyle tamamlar. Bir süre ABD’de çalışmalarını sürdüren Kar, Suudi Arabistan Kral Fahd Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışır. Burada araştırma laboratuarları kurar.
Türkiye’ye döndükten sonra Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin kuruşunda görev alıp, dekan yardımcılığını yürütür. Makine kürsüsü ve mekatronik bölümünü kurar. Özellikle otomatik kontrol alanında özgün çalışma ve birikimini Tübitak ve ilgili kurumlarla paylaşır. Emekli olduktan sonra Şehir Üniversitesi’nde bir süre çalışan Prof.Kar’ın, Rize RTÜ rektörlüğü için de adı geçmişti.
Ancak alanında dünya çapında bir otorite sayılan Abdülkerim Hoca’nın ülkemizde yeterince değerlendirildiğini söylemek mümkün değildir. Sözgelimi uluslar arası teknoloji kariyeri dikkate alınarak Tübitak Başkanlığı veya Sanayi Bakanı olarak görevlendirilebilirdi. Tabii bu görüşler tamamen bana ait. İşini en iyi derecede yapmaya çalışan bir akademisyen olan hocadan böyle bir yakınma duymadım.
Bu kabil büyük değerleri elde etmek zordur ama en verimli olacak bir şekilde değerlendirmek daha da zor galiba? Abdülkerim Kar Hoca bunun canlı bir örneğidir.
Mustafa Semih Arıcı
HAMİŞ: Ülkemizin Güney doğusunu yıkıp geçen büyük deprem felâketi nedeniyle ölenlere Hak’tan rahmet, geride kalanlarına sabır ve başsağlığı dileriz.