İlgili kanununa göre Merkez Bankası gerçek veya tüzel kişilere doğrudan kredi veremez. Bu ticari bankaların işidir. Merkez Bankası sadece firmaların ticari bankalara verdiği borç senetlerini (bono) reeskonta (Tekrar iskonto etme) kabul ederek, karşılığında o firmalara bankalar aracılığıyla kredi verir. Buna reeskont kredisi adı verilir.
80’li yıllarda bol miktarda kullandırılan düşük maliyetli kısa ve orta vadeli reeskont yatırım kredileri, daha sonra parasal genişlemenin başlıca müsebbiplerinden kabul edilince peyderpey sıfırlandı. Ancak 3 veya 6 ay vadeli ihracat reeskont kredileri halen devam ediyor. Başta Eximbank olmak üzere birçok ticari bankaya bol miktarda reeskont limiti açılarak, özel ve hatta THY gibi kamu firmalarının finanse edilmesi sağlanıyor.
Burada esas konu verilen bu kredi karşılığında taahhüt edilen ihracatın yine taahhüt edilen süre içerisinde gerçekleştirilmesi. Aksi halde ilgili firmaya yaptırım uygulanıyor. Ancak genelde ihracatçı firmalar bu taahhütlere pek uymaz ve süre uzatımı isterler. Sistem bu şekilde ağır aksak devam eder.
Bilindiği gibi bir yıldır gösterge faizi Merkez Bankası tarafından (?) istikrarlı bir şekilde aşağı çekiliyor. Nitekim ekim ayındaki son PPK’da 150 baz daha indirilerek yüzde 10.5’a düşürüldü. Bu oran, gösterge niteliğinde olup, Merkez Bankası’nın bankalara kullandırdığı gecelik kredilere uygulanan faiz oranıdır.
Bankalar şu anda yüzde 10.5’ tan Merkez Bankası’ndan aldıkları kredilere yüzde 50 ilâ yüzde 100 zam yaparak ticari, ihtiyaç ve konut kredisi kullandırıyor. Görüldüğü bu düşük oran piyasaya pek yansımıyor. Bazı bankalar yüzde 30’u geçen oranlarda ihtiyaç kredisi veriyor. Yani 10.5 nerde, 30 nerde?
Şahsen biz, Merkez Bankası’nın gösterge faizinden bankaları ucuza fonlandırmasını bir tür reeskont kredisi gibi düşünüyoruz. Ancak 2 farkla:
-Merkez Bankası’ndan çok ucuza para alan bankalar bunu iki mislinden fazla bir faiz oranıyla satıyor.
-Firmaların reeskonta arzettiği bono gibi bir borçlanma senedi ortada yok. Sadece bankaların dikte ettiği şartlara göre borçlanıyorlar.
Ekonomi yönetiminin gösterge faizini düşürmekle umduğu şey eğer ideolojik (Nas vb.) değilse lütfen bu aşırı faiz makasını normale getirsin. Bankalar da yüzde 400’e varan kârlar elde etmekten vaz geçerek, 9’a aldıkları parayı bari yüzde 12-15 arasında satsınlar.