Dünya tarihine baktığımızda üretim yapanlar her zaman üretim yapmayanlara karşı üstün durumda olduklarını görebiliyoruz. Gelişmiş ülkeler ufacık topraklarında tüm yeni teknolojileri kullanarak en iyi en çok ürünü alma yolundadırlar. Ülkeler az alanda daha fazla nasıl üretim yapabilirim. Nasıl iyi tohumu kullanabilirim. İnsanların sağlıklı yaşaması için neler üretebilirim peşinde mücadele yapıyorlar. Başarılı oluyorlar da.
Dünyada gelişmiş ülkeler yıllarca kendinde olmayan tohumları her yerden alarak geliştirerek hem kendi ülkelerine hem de dünyaya pazarlamaya devam etmektedirler.
Bizim ülkemiz birçok ülkeden avantajlı. Aynı anda dört mevsimi yaşayan ülkemizde her ürün yetiştirmek mümkün. Toprak yüzölçümü olarak da birçok ülkeden fazla tarım alanımız var. Ziraat mühendislerimiz, teknik elemanlarımız fazla. Genç nüfusumuz sayesinde işgücü sorunumuz da yok.
Ülkemizde yıllarca bizlere öğretilen güzel bir söz vardı. “Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri”. Denen sıralardaydı. Ülkelerde planlama yapan kurumlar vardır. Burada çalışan uzmanlar ülkelerin geleceklerini belirlerler. Ne kadar insanın köyde kalması ne kadarının şehirlerde kalması planlanırdı. Köylerde en az 25 nüfus kalması için planlamalar yapılırdı. Buna göre de ortam hazırlanması gerektiği bildirilirdi. Uygulandığında üretim devam edeceğini ülke tarım alanında zorluk çekmeyeceği hesaplanırdı.
Günümüzde ne yazık ki bu kuralların hiçbirine uyulmadı. Elde bulunan tarıma destek veren tüm kurumları sattık. Tarım yapan yapmaya çalışan insanları köylerini terk etmesi için elimizden geleni yaptık yapmaya devam ediyoruz. On binlerce Ziraat mühendisinin iş bulamadığı bir ortam yarattık. Var olan güzel toprağımızı arsaya çevirmek için uğraştık başarılı olduk da. Hayvancılığa destek olan Et ve Balık kurumu gibi kurumları kapattık. Hayvancılığı da bitirdik. Yem fiyatları gübre fiyatlarını da onlarca kat artırınca ülkede hayvancılık da tarımda yapmak olanaksızlaştı. Ata toprağında geçinemeyenler şehirlerde düşük işlerde çalışmak için göç etmek zorunda bırakıldı.
Dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan ülke ne yazık ki bu özelliğini kaybet ti. Dışarıdan ne olduğu belli olmayan ürünleri pahalı fiyatlarda almak zorunda bırakıldık. Bu Anadolu toprakları bomboş dururken Mozambik’ten pirinç, Kanada’dan mercimek, Suriye’den soğan, Arjantin’den et alarak günü kurtarmaya çalışıyoruz.
Ülkeyi yönetmek için seçtiğimiz siyasiler ne yazık ki her şeyi bilirim havasına girmektedirler. Halbuki ülkenin geleceğini planlayan işin ehli uzmanlar vardır olmalıdır. Bu uzmanlar ülke geleceğini planlamaları gerekmektedir. 10 yıllık 50 yıllık 100 yıllık planlamalar gerekmektedir. Siyasiler gelir gider ama ülke geleceği plansız yürütülemez. Yapılan hatalar gelecek kuşaklara ihanet demektir. Bizler insan olarak geleceğe iyi şeyler bırakmaz zorundayız. ..
Not. Aldığım bir dönüm tarlada inanıyorum ki iyi bir çalışmayla yıllık ürünümü çıkarırım. 3 kişilik bir aile az bir çalışmayla tüm sebzesini tarlasında üretebilir.