Bundan önceki yazımızda Rize ve çevresinde doğanın canına okuyan HES’lere alternatif olacak RES’lerden bahsetmiştik. Bize göre pekâlâ kurulup, kârlı bir şekilde işletilecek RES santrallerinin yanında daha az oranda da olsa elektrik üretebilecek kaynaklardan söz edeceğiz.
Bunlardan ilki, çay fabrikalarından çıkan üretim artığı çay çöplerinin toprağa gömülmesi suretiyle oluşacak biyogaz enerjisi. Böyle bir tesisin fizibil olup olmayacağı hiç araştırıldı mı bilmiyorum ama dünyada pek çok örneği mevcut. Bu atıklar eğer suni tahta veya sıkıştırılarak katı yakıt falan yapılmıyorsa bu amaçla kullanılabilir. Eskiden bu tür atıklar yol kenarlarına veya dere içlerine dökülerek çürümeye bırakılırdı. Şimdi ne şekilde kullanılıyor pek bilgim yok ama biyogaz metoduyla enerji elde edilmesi üzerinde ciddiyetle durulmalıdır.
Başka bir enerji kaynağı olabilecek ham madde de şehir çöpleri…Trabzon ve Rize kentlerinden devasa miktarda çöp çıktığını ve bunların yoğun şikayetlere konu olan dere vadilerine döküldüğünü biliyoruz. İlçelerin de eklenmesiyle bir milyonluk bir nüfusun çöplerini, kâğıt, cam ve plastik gibi geri dönüşümlüler ayrıldıktan sonra çevreye zarar vermeyecek çöp fırınlarında yakılarak ortaya çıkan ısı, buhar türbinlerini döndürmek suretiyle elektrik elde edilebilir. Burada püf noktası çevredir. Eğer hava kalitesi bozulacaksa rantabl değildir. Zira temiz havayı parayla satın alamazsınız.
Bir başka çözüm de başta Fırtına Deresi olmak üzere derelerin doğal akışını asla kesintiye uğratmadan, üzerlerinde köprü misali kurulan regülatörlerle elektrik elde edilmesi. Böylece hem akarsular zarar görmez hem de elektrik elde edilir. Bu yöntemin de dünyada birçok örneği var. Özellikle İskandinav ülkelerinde…
Son olarak deniz dalgası enerjisinin henüz uygulanabilir olmaması ve güneşli günlerin azlığı nedeniyle güneş enerjisi üzerinde durmak istemiyoruz.
Görüldüğü gibi her şey hayal etmeye, planlamaya, girişime yani kısaca çalışmaya dayanır. Biz hayal etmeye çalıştık. Umarım birileri de planlar ve girişimde bulunur.