Mustafa Semih  ARICI
Köşe Yazarı
Mustafa Semih ARICI
 

RİZE VE EDEBİYAT

Bunca ciddi konudan sonra biraz da edebiyattan bahsetmek her halde okuyucularımıza da iyi gelecektir. Zira edebiyat dertleri işlediği kadar güzellikleri de işler. Zevklerden ve renklerden dem vurur. Sevgileri ve umutları anlatır. Rize ve edebiyat kelimeleri yan yana gelince çoğumuzun kafasında çok fazla bir şey belirmez. Zira ilimiz, müzik ve folklorda ne kadar zenginse edebiyatta da o kadar fakirdir. Hatta edebiyattan söz edildiğinde akla halk edebiyatı ürünleri gelir. (Destanlar, atma türküler vb.) Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olan yazarların eserleri koca bir il için çok azdır ve doğrusu halkın büyük çoğunluğunun bunlardan hiçbir haberi de yoktur. Bu sonuçta ilden çok az yazar yetişmesinin yanında, kitap okuma oranının son derece düşük oluşu büyük rol oynar. Son birkaç yıla kadar Rize Merkez ve ilçelerde kitabevi bile yoktu. Ancak Üniversite ve bağlı yüksek okullar açılınca biraz kıpırdanma oldu ve birkaç kitabevi açıldı. Halbuki nüfusu 150 bine ulaşan, üniversitesi olan bir şehirde “Manifaturacılar Sokağı” gibi  “Kitapçılar Sokağı” olmalıydı. Ancak ihtiyaçlar piramidinde en aşağılarda olan ve belki de varlığından pek söz edilemeyecek okuma alışkanlığı ve kitap sevgisi bu denli düşük olunca çok da şaşırmamak gerekir. Bazılarımız kitapların pahalı olduğundan ve evine et satın alamayan insanların kitaba para hiç ayıramayacağından söz edebilir. Ancak Rize Merkez’de kocaman bir kütüphane vardır ve ders çalışmak için gelen öğrenciler dışında  çok az Rizeli burada bulunan kitapları merak etmiştir. Bu durum benim lise yıllarımda da (1970’ler) böyleydi geçen senelerde baktım hiçbir değişme olmamış. Öte yandan bir paket sigaraya 20 lirayı çekinmeden bastıran insanların bir kitaba aynı parayı verememesi de sosyo-psikolojik yönleri olan bir olgudur. Eh, okuma hallerimiz böyle olunca, ilimizden çok da yazar yetişmiyor. En çok bilinenleri rahmetli Ömer Lütfü Mete ve Yavuz Bahadıroğlu. Bunların yanında son zamanlar hızlı tanınan ve birçok da kitap yazan İsmail Saymaz’ı, esas mesleği Avukat olan Remzi Kazmaz’ı ve hasbelkader bu satırların yazarını sayabiliriz. Son üç yazar Rize’yi ve Rize’nin dertlerini daha çok işlemeye başladılar. Daha çok öykü formunda yazılan bu eserlerde Rize’nin insanından, doğasından, dertlerinden ve tarihinden birçok çizgiler var. Herkesin bakış açısı aynı değil ama yöre insanını yansıtmakta bence başarılılar. Bu meyanda tarafımızdan kaleme alınan “Güzel Aylar Zamanı Yeşil Mavi Hikâyeler de” üç yıldır raflarda olup, ne kadar acıdır ki Rize’de sadece 2 (Yazıyla iki)  adet satılmıştır. Yanlış anlaşılmasın, amacım kitabımın şatışını arttırmak için reklam etmek değil. Buna çok da ihtiyacım da yok. Ancak asıl sızım Rizelinin kendini anlatan bir edebiyat eserini şöyle azıcık merak edip de okumaya yanaşmamasıdır.  Son yıllarda hızlanan bu kitaptan ve okumaktan kaçış bakalım nereye varacak?  Kitaptan uzak durarak bu ülkeyi bakalım nasıl ileriye götüreceğiz?
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2021 - Salı

RİZE VE EDEBİYAT

Bunca ciddi konudan sonra biraz da edebiyattan bahsetmek her halde okuyucularımıza da iyi gelecektir. Zira edebiyat dertleri işlediği kadar güzellikleri de işler. Zevklerden ve renklerden dem vurur. Sevgileri ve umutları anlatır.


Rize ve edebiyat kelimeleri yan yana gelince çoğumuzun kafasında çok fazla bir şey belirmez. Zira ilimiz, müzik ve folklorda ne kadar zenginse edebiyatta da o kadar fakirdir. Hatta edebiyattan söz edildiğinde akla halk edebiyatı ürünleri gelir. (Destanlar, atma türküler vb.) Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olan yazarların eserleri koca bir il için çok azdır ve doğrusu halkın büyük çoğunluğunun bunlardan hiçbir haberi de yoktur. Bu sonuçta ilden çok az yazar yetişmesinin yanında, kitap okuma oranının son derece düşük oluşu büyük rol oynar. Son birkaç yıla kadar Rize Merkez ve ilçelerde kitabevi bile yoktu. Ancak Üniversite ve bağlı yüksek okullar açılınca biraz kıpırdanma oldu ve birkaç kitabevi açıldı. Halbuki nüfusu 150 bine ulaşan, üniversitesi olan bir şehirde “Manifaturacılar Sokağı” gibi  “Kitapçılar Sokağı” olmalıydı. Ancak ihtiyaçlar piramidinde en aşağılarda olan ve belki de varlığından pek söz edilemeyecek okuma alışkanlığı ve kitap sevgisi bu denli düşük olunca çok da şaşırmamak gerekir.


Bazılarımız kitapların pahalı olduğundan ve evine et satın alamayan insanların kitaba para hiç ayıramayacağından söz edebilir. Ancak Rize Merkez’de kocaman bir kütüphane vardır ve ders çalışmak için gelen öğrenciler dışında  çok az Rizeli burada bulunan kitapları merak etmiştir. Bu durum benim lise yıllarımda da (1970’ler) böyleydi geçen senelerde baktım hiçbir değişme olmamış. Öte yandan bir paket sigaraya 20 lirayı çekinmeden bastıran insanların bir kitaba aynı parayı verememesi de sosyo-psikolojik yönleri olan bir olgudur.


Eh, okuma hallerimiz böyle olunca, ilimizden çok da yazar yetişmiyor. En çok bilinenleri rahmetli Ömer Lütfü Mete ve Yavuz Bahadıroğlu. Bunların yanında son zamanlar hızlı tanınan ve birçok da kitap yazan İsmail Saymaz’ı, esas mesleği Avukat olan Remzi Kazmaz’ı ve hasbelkader bu satırların yazarını sayabiliriz.


Son üç yazar Rize’yi ve Rize’nin dertlerini daha çok işlemeye başladılar. Daha çok öykü formunda yazılan bu eserlerde Rize’nin insanından, doğasından, dertlerinden ve tarihinden birçok çizgiler var. Herkesin bakış açısı aynı değil ama yöre insanını yansıtmakta bence başarılılar. Bu meyanda tarafımızdan kaleme alınan “Güzel Aylar Zamanı Yeşil Mavi Hikâyeler de” üç yıldır raflarda olup, ne kadar acıdır ki Rize’de sadece 2 (Yazıyla iki)  adet satılmıştır. Yanlış anlaşılmasın, amacım kitabımın şatışını arttırmak için reklam etmek değil. Buna çok da ihtiyacım da yok. Ancak asıl sızım Rizelinin kendini anlatan bir edebiyat eserini şöyle azıcık merak edip de okumaya yanaşmamasıdır. 


Son yıllarda hızlanan bu kitaptan ve okumaktan kaçış bakalım nereye varacak?  Kitaptan uzak durarak bu ülkeyi bakalım nasıl ileriye götüreceğiz?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi