Bu yazımızdan itibaren birkaç yazı, gelecek kavramı ve dünyamızı, ülkemizi ve Rizemizi nasıl bir gelecek bekliyor onun üzerinde durmak istiyoruz. Zira geçmişinden ders almak kadar geleceği üzerinde de düşünmek de aydın olmanın, vatansever olmanın olmazsa olmazlarından biridir.
Dünyada bu konu büyük bir kültür ve bilim alanı ve hatta bir endüstri haline gelmiş, gelişmiş ülkelerde bütün işi gücü gelecek üzerinde think tank yapmak, düşünce üretmek, projeler tasarımlar yapmak, makale ve kitap yazmak olan binlerce bilim adamı ve yazar yetişmiştir. Türkiye’de de kitapları peynir ekmek gibi satılan bu kişiler, ülkemizde bu alanda adam çıkmamasının kaymağını bol bol yemektedirler. (Yadudi asıllı Yuval Harari, Japon asıllı Michio Kaku gibi) Kavramsal olarak gelecek bilim “Eldeki mevcut bilgi ve verilerden hareketle insanlığın geleceği hakkında nelerin bilinebileceğini ve bu bilgilerin kullanılmasıyla arzulanan hedeflere nasıl ulaşılabileceğini araştıran bir disiplin” olarak tarif edilebilir. (*)
Buna göre gelecek bilim kapsamında tahminler öngörüler yapabilmek için eldeki veriler bilimsel yöntemlerle analiz edilerek bir takım çıkarımlar yapılmakta ve bizi nasıl bir geleceğin beklediği üzerinde bir şeyler söylenmektedir.
Ne yazık ki ülkemizde gelecekten söz etmek falcılık, gaipten haber verme, medyumluk, kahinlik falan yapmak sanılmakta bunu yapmanın dine aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Oysa gelecek bilimciler bunlardan çok farklı çalışarak, tamamen bilimsel metodlarla ve eldeki verilere dayanarak tahminler yaparlar.Yani başka bir deyişle “Şu şunlardan hareketle, şu yönde gelişmeler olursa şu olabilir veya şunlar meydana gelebilir” derler. Asla kahinler gibi “Şu günde şunlar şunlar olacak” diye bir iddiaları olmaz.Böyle bir şey asla bilimsel değildir çünkü. Siz ne kadar tahmin yaparsanız yapın, aniden ortaya çıkan bir fenomen gelişme, tüm tahminlerinizi alt üst eder ve hatta neler olduğunu bile anlayamazsınız. Çünkü “Gaibi bilen yalnız Allah’tır”. Nitekim 2018 yılında Covid-19 gibi bir küresel belanın zuhur edeceğini ve bütün yaşantımızı alt üst edeceğini kim tahmin edebilirdi?
İşte bu prensipler ışığında dünyada bilim ve teknolojinin ulaştığı seviyeyi, gezegenin geçirdiği tüm değişmeleri(Küresel ısınma), kıtalar, bloklar ve uluslararası sürtüşme ve çatışmaları göz önüne alarak dünyanın kısa, orta ve uzun vadede nasıl bir şekil alabileceğini tahmini olarak söyleyebiliriz.
Bunu yaparken de aşağıda dipnotta verilen ortak kitabımızdan bol bol istifade edeceğiz. Türkiye’de yazılan geniş kapsamlı tek gelecek bilim kitabı olan “Teknolojiden Ekonomiye 21.Yüzyıl Dünya ve Türkiye” bu bakımdan bize ışık tutacaktır.
Gelecek yazımızda bu meyanda dünyamızdan bahsedeceğiz.
Prof.Dr.Vasfi Haftacı-Mustafa Semih Arıcı, Teknolojiden Ekonomiye 21.Yüzyıl, Umuttepe Yayınları, İzmit 2018